‘Burada gün ışığı Türk’

ŞAİR Azer Yaran, Fatsa’nın Korucuk Köyü’nde öldü. Benim arkadaşımdı(r). Azer, Ankara’nın Ahmet Erhan, rahmetli Behçet Aysan, Mehmet Taner, Hüseyin Ferhat, Ali Cengizkan, Haydar Ergülen şair kuşağındandır. 70’lerden bu yana fire vermeden gelen markalaşmış bir kuşaktan. Bu iyi şairlerin hepsi benim arkadaşımdı.

Azer’i tanıdığımda TRT Çoksesli Korosu’nda baritondu. Harika bir sesi vardı. DTCF Rus Filolojisi’ni bitirmişti. O yıllarda bu Sovyet casusu olmak demekti MİT’e göre. Ama özerk ve özgür döneminde TRT, Azer’e iş vermişti. Mutluydu Azer.

12 Mart, Azer’in ailesini dağıttı, işini elinden aldı, bir yere memur olarak sürdü. Bundan sonrası dikiş söküğü gibidir: Ankara’da TASS Ajansı’nda çevirmenlik. Galiba orada da rahat vermediler. Bir gün, ‘Ben mekán değiştirmek istiyorum ağabey, İstanbul’a gitmek istiyorum’ dedi. Kendisine birkaç yayıncı, birkaç reklamcı arkadaşın ad ve adreslerini verdim. Reklamcılık mutlu etmedi Azer’i. Doğduğu köye, Korucuk’a çekildi. Orda güzel şiirler yazdı ve öldü.

AZER YARAN

Kuşakdaşları çok güzel yazılar yazdılar ardından. Mehmet Taner, Haydar Ergülen.

Daha genç kuşaktan bir başka şair, Kadir Aydemir Şiir Ülkesi Dergisi’nde Azer Yaran için bir özel dosya hazırlıyormuş, benden de yazı istedi.

Kadir Aydemir’in iletisinin geldiği gün, şair Yılmaz Odabaşı’ndan bir ileti aldım. Otuz kadar şair ve yazara gönderilmiş. Şöyle diyor:

Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi’ni hazırlarken, Azer Yaran için aldığım notlar arasında bir şiir kitabının adının ‘Burada Gün Işığı Türk’ olması beni düşündürmüş, hatta rahatsız etmişti. Bir uyruğu gün ışığına bile mal etmek, bir şaire yakışır bir durum olmasa gerekti. Gün ışığı, kendini bütün dünyaya pasaport, uyruk sormadan bütün insanlık için sunardı oysa... Bu yüzden gün ışığının, yıldızların Türklüğünden kuşkuya düştüğüm için, kendisini bilerek, isteyerek Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi’ne almadım.’

ANLAYAMAZ

Tercümesini yapacak olursak, Yılmaz Odabaşı, Azer’in kitabının adını Türkçü ve ırkçı bulduğu için antolojisine almamış. Yanılıyor. Azer Yaran ‘Gün Işığı ‘Burada’ Türk’tür’ diyor. ‘Gün ışığı her yerde Türk’tür’, ‘Gün ışığı Türk’tür’ demiyor. Azer’e göre gün ışığı Fatsa’nın Korucuk Köyü’nde Türk’müş. Şiir dilinde ışık ‘her yerde’ Türk olabilir!

Çağdaş şiirin temel oluşturucuları imge ve metafordur. Azer Yaran kitabının adında imge ve metafor sanatına başvuruyor. Kuşkusuz, ‘Türk’ dememek için ‘Türkiyeli’, ‘Türkçe Şiir’ gibi keramete kıç attıran bulgular yapan zihniyetin Azer’in sanatını anlaması mümkün değildir.

BUMERANG

Arap şairleri, ‘Kürtçe şarkı söyler Fırat’ın suları dağlarda, Arapça yankı verir buna Dicle ovada’ diyor.

Ben, ‘Hiçbir kadın bunca acı vermemiştir bana; çınar kadar Türk bu dağlı kadınlar kadar’ (Bütün Şiirlerim, Birinci Kitap, S.348) diyorum.

Irkçı suçlaması çift ağızlı bıçaktır, bumerangdır. Ne yapacağı belli olmaz!
Yazarın Tüm Yazıları