Biraz da ekonomi

İLKOKULDA (1943-1948) öğrenci dergileri okurdum. Bunlardan birinde "Biraz da gülelim" başlıklı mizah bölümü vardı. Gülünecek şeylere gülmez, hiç olmadık şeylere gülerdim.

Bu yazımın başlığını bu nedenle "Biraz da ekonomi" koydum.

Birkaç yıl önce bir ekonomi yazısı yazmış ve komik ekonomistlerin saldırısına uğramıştım.

Yabancı sermaye konusunda "Neden borsaya geliyor, neden hazır fabrika alıyor, neden sıfırdan sanayi kurmuyor?" diye sormuştum.

Bir bobstil ekonomist de "Fabrikasını satan sanayici eline geçen parayla daha gelişkin bir sanayi kurar!" diye yazarak benimle dalga geçmişti.

2008 yılının ortalarında geldiğimiz durak, ulaştığımız menzil, ekonomistin değil de şairin haklı olduğunu gösterdi.

Şiirde sezgi önemlidir ve her ekonomiste böyle bir yetenek gerekir.

Borsanızın yüzde seksenden fazlası yabancının elinde ise, gelen yabancı sermayenin büyük bir çoğunluğu vur-kaç için geliyorsa, gerisi havacıvadır.

Sadece vezin ve kafiye ile şiir yazılmaz!

HAMAMIN PARASI

Gazetemiz, 60. yaşının şerefine benim gibi yaşlı yazarlara baston olması için bir genç gazeteci verdi.

Bize göz-kulak olmaları için.

Ekonomi servisinde çalışan genç arkadaşım Demet Cengiz bana, "Siz benim mentorumsunuz" diyor. Eh o zaman o da benim çırağım oluyor.

Benim ona ne yararım olacak bilemiyorum ama o bana yararlı oluyor.

Demet’e, "Özelleştirmeden gelen paralar nereye gidiyor?" diye sordum, o da bana hemen küçük bir dosya hazırladı. Özelleştirme gelirlerinin nereye gittiğini benim gibi merak edenler vardır mutlaka:

2003 yılından bu yana 25 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış.

2008 yılı için 4 milyar dolarlık özelleştirme geliri öngörülmekteymiş.

Özelleştirmeden elde edilen gelirler Hazine’ye aktarılıyormuş.

Hazine de yapılan planlamaya göre iç ve dış ödemelerinde bu parayı kullanıyormuş.

Gelirler bazen yatırımlara aktarılıyormuş.

Eğer durum böyle ise -ki böyle- buna adıyla sanıyla mirasyedilik denir.

Hovarda oğul, paşa babadan kalan malı-mülkü, hanı-hamamı satıp savurur, kumara yatırır, kötü kadınlara yedirir ve sonunda köprü altında nalları diker.

Haa, bu arada laf olsun diye, hamamın parasıyla Tayyare Piyangosu aldığı da olmuştur.

KAPICI OLURSUNUZ

Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, hiç Yeşilçam filmi seyretmemiş galiba.

Türk Telekom’un yüzde 15’inin halka açılmasından (yabancı halklara açıldı galiba), Milli Piyango ile otoyol özelleştirmelerinden söz ediyor.

Petkim’de devir yaklaşıyor.

Tekel Sigara için Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı bekleniyor.

Sırada Halkbank, Şeker Fabrikaları, Ziraat Bankası var; elektrik dağıtımı özelleştirmesi var...

Var oğlu var!

Metin Kilci, "Biz özelleştirmeyi ’gedik kapatma’ aracı olarak değil, ekonominin gereği görüyoruz.

Elbette gelirlerimizi Hazine’ye aktarıyoruz.

Hazine de daha çok borç ödemede kullanıyor özelleştirme gelirlerini"
diyor.

Benden bu kadar: Bu yönteme mirasyedicilik denir.

Mirasyedinin torunları, fabrika kapıcısının torunlarının fabrikasına kapıcı olur.

Vezin ve kafiyeden hoşlanan ekonomistler acaba ne derler bu işe?
Yazarın Tüm Yazıları