Paylaş
Cüneyt Özdemir, Selahattin Demirtaş ile PKK ve Abdullah Öcalan ağırlıklı bir söyleşi yaptı. BDP’nin genel başkanı Selahattin Demirtaş temelli bir Anayasa değişikliğinin Kürt sorununu kökünden çözeceğini söyledi. Ama söz konusu temelli değişikliğin sadece BDP’nin mi yoksa Öcalan ve PKK’nın da talebi olup olmadığını söylemedi. Kendisine böyle bir soru sorulsaydı cevap verebilir miydi? Bilemem! Aslına bakarsanız, söyleşinin daha verimli olabilmesi için bu sorunun sorulması gerekirdi.
* * *
BDP’nin genel başkanı üç maddede Anayasa değişikliğinin yapılmasını istiyordu:
1. Yeni vatandaşlık tanımı;
2. Anadilde eğitim;
3. Adem-i merkeziyetçi yönetim. Yani yerinde yönetim, özerk yönetim.
Şimdi bu istekler yerine getirilebilir mi, bir irdeleme yapalım:
1. Anayasa’nın Türk vatandaşlığı ile ilgili 66. maddesi şöyle: “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”
Bu madde değiştirilebilir. Ama nasıl değiştirilecek ve bu değişiklik Anayasa’nın ruhuna ve Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerine nasıl aykırı olmayacak?
2. Anayasa’nın 3. maddesinde Türkiye devletinin dilinin Türkçe olduğu yazar. Ayrıca, Anayasa’nın 42. maddesindeki “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” hükmüne göre “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.” BDP’nin isteği bunun çok ötesinde.
Türkiye’de Türkçe dışında bir anadilde eğitimin mümkün olmadığı gibi anadilde eğitim hiç mümkün değil. Buna karşın yapılacak bir değişiklik, Anayasa’nın 3. maddesinin başlangıç hükmüne (“Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” hükmüne) aykırı olmaz mı?
3. Özerk yönetim, Anayasa’nın 2 ve 3. maddelerindeki “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükümlerine aykırı mı değil mi? Buna TBMM ve Anayasa hukukçuları karar verir.
Anayasa’nın 3. maddesinde “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” diye yazıyor. Adem-i merkeziyetçi (özerk) yönetim Anayasa’nın 3. maddesinde yazılan hükme aykırı gibi görünüyor.
* * *
TBMM’de temsil edilen bir parti, BDP Genel Başkanı’nın istediği Anayasa değişikliği önerisinde bulunabilir mi? Bu da bir soru! Ancak, istenen bu türden değişiklikler için silahlı mücadele yapılmaz. Demek ki PKK’nın amaçladığı hedefler BDP’nin taleplerinin çok üzerinde olmalı. Silahlı mücadele sadece bağımsızlık ve ayrı bir devlet kurmak için yapılır.
BDP’nin taleplerinin ciddiye alınması, üzerinde görüşme açılabilmesi için PKK’nın koşulsuz silah bırakması gerekiyor. Bu nedenle, BDP, PKK’ya koşulsuz silah bıraktırmak zorundadır!
Başka bir dünya ancak böyle mümkün olur!
Paylaş