DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek’in "Hal ve Gidiş" notu zayıf ama ekonomi-politik notu kocaman bir sıfır. Neden mi?
Bakın: "1950 yılında Türkiye’nin, Kore’nin iki katından fazla kişi başına milli gelire sahip olduğuna dikkat çeken Devlet Bakanı Şimşek şu karşılaştırmayı yaptı: ’2002’ye geliyoruz, Kore’nin kişi başına milli geliri bizim 5-6 katı. Neden? Çünkü sürekli şekilde siyasi istikrarsızlık, demokrasinin sekteye uğraması, iş-aş üretenlerin önünün açılmaması sorunlarıyla karşı karşıya kaldık. Türkiye, o performansı devam ettiremedi.’" (Vakit, 11.07.08)
* * *
Ya Devlet Bakanı ekonomi-politika ilişkilerini bilmiyor ya da bizleri kandırıyor. İkisi de kötü. Hemen onarıma başlayalım: Rejim ister demokrasi olsun ister olmasın kalkınma ile, istikrar ile siyasal rejimin doğrudan doğruya hiçbir ilişkisi yoktur. Devlet Bakanı Şimşek bana inanmıyorsa Leeds Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nden Doç. Dr. Zülküf Aydın’a sorabilir. (Zülküf Aydın, "Demokrasi Mühendisliği ve Az Gelişmiş Ülkeler", Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 1, Yakın Doğu Üniversitesi, Lefkoşa/KKTC)
"Demokrasi ile kalkınma ve gelişme arasındaki bağlantıda önemli olan şey rejimin çeşidi değil devletin niteliği, kapasitesi, amaçları ve yapısıdır." (Zülküf Aydın ve Leftwich)
Ekonomik kalkınma ile demokrasi arasında doğrudan bir bağımlılık olsaydı Çin ile Kore’nin dünyanın en demokratik ülkesi olmaları gerekirdi. Bu iki ülkenin devsel kalkınmasının nedeni demokratik rejim değil, devlet güdümlü kapitalizm ve sendikasız işçi sınıfının sömürülmesidir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmazın nedenini 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’de aramayalım. 1950’den bu yana ülkeyi sağcı ve kapitalizm yandaşı askeri cuntalar 7 yıl 208 gün yönetmiş, geri kalan 41 yıl, 139 gün boyunca sağcı ve muhafazakár hükümetler iktidarda bulunmuş. Kimse yalan söylemesin! Askeri darbelerin nedenlerini arayıp bulsun!
Ekonomik büyümeyle eşdeğer tutulan kalkınmanın gerçekleşmesi için demokratik politikalar ne zorunlu ne de yeterlidir. Kapitalizm tarihi bu yalanın en büyük yalanbozanıdır ve Hitler Almanyası ve Çin ve Kore ve falan ve filan!
Demokrasi ne kalkınmanın çaresidir ne de engelidir! Çare: İyi yönetim, iyi yönetişim!
* * *
Kapatma davasının faizleri 5.5 puan yükselttiğini belirten Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Siyasi belirsizliğin Hazine’ye yükü 20 milyar YTL, borsa şirketlerinin değeri de 80 milyar düştü" (Milliyet, 08.07.08) diyor. Yani siyasi belirsizliğin faturasının 100 milyar dolar olduğunu ileri sürüyor.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e göre Yargıtay Başsavcısı AKP aleyhine kapatma davası açmasa, Anayasa Mahkemesi davaya bakmayı kabul etmese, CHP muhalefet yapmasa 100 milyar dolarlık zarar faturası ortaya çıkmazdı. AKP kapatılırsa oluşacak tufanı haber veriyor. (AKP kapatılmadı n’olacak bakalım?!) Bu kafayla tek çare kalıyor: Cumhuriyeti ve ilkelerini de özelleştirmek! Partisi kapatılmadığına göre, inşallah (!) bu işi de hallederler!
Bu 100 milyarın da, ilerde meydana çıkacak 100 milyarlık zararların da tek sorumlusu vardır: İktidar Partisi AKP!!!!!!!! AKP Anayasa’yı çiğneyecek, partiler yasasını yok sayacak ama ekonomik bunalımın sorumlusu olmayacak. Kimse Cumhuriyet’e birkaç yüz milyarlık değer biçemez! Borç senedi AKP’ye aittir, kimseye ciro edemez. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e ekonomi-politikten ve Hal ve Gidiş’ten sıfırdan fazla verir misiniz?