ATAOL Behramoğlu, edebiyatımızın yaşayan en önemli şairlerinden biridir!
Deneme yazarıdır; poetika yazarıdır; antoloji derleyicisidir; Rus edebiyatının en önemli kitap ve klasiklerini Türkçeye kazandıran bir çevirmendir; Cumhuriyet Gazetesi yazarıdır; Rus dili ve edebiyatı uzmanı olarak İstanbul Üniversitesi’nde "Doçent" unvanı sahibidir. Unuttuğum özellik ve niteliği var mı acaba? Var: Gezi ve çocuk yazını yazarı; oyun yazarı...
1960’ların devrimci ve politik eylemcilerindendir. Bu nedenle birkaç kez mahpus damına girmiş, iki fasıl yurtdışında sürgün yaşamıştır. Toplam on yıl kadar. Birincisinde Rus dili ve edebiyatı çalıştı; ikincisinde Paris-Sorbonne’da, yanlış hatırlamıyorsam, karşılaştırmalı poetika konusunda doktora hazırlıkları yaptı. Bu alanda dünyanın en önemli insanlarından, ortak dostumuz Leon Robel ile çalıştı. Biyografik bilgileri burada keseceğim.
* * *
Ataol benim sayısı pek çok az olan en eski, en vefalı dostlarımdan biridir. Bu bağlamda (kendince) en önemli özelliği Ülker İnce’nin öğrencisi olmasıdır. Ülker İnce, 1958 yılında okulu bitirip Çankırı Lisesi’ne İngilizce öğretmeni olarak atandığı zaman Ataol Behramoğlu o lisede öğrenciydi. Sadece Ataol mu? İsmet Özel, Abdullah Nefes, Namık Kemal Behramoğlu da Ülker’in öğrencisi idiler. Ülker yirmi yaşındaydı. Onlar 18, 17 ve 16 falan... Namık belki daha küçük.
İsmet Özel dışında bu dörtlüden üçüyle yakın arkadaş oldum daha sonraki yıllarda. İsmet Özel ile de saygılı bir tanışıklığımız vardır.
Hey gidi günler! Ülker’i kızdırmak için kara tahtaya adımı yazarlarmış. O sırada Ülker ile nişanlı konumunda idik. Bu sıfatımla bir kez Çankırı Lisesi’ne gitmiş idim, ziyarete...
İsmet Özel yapar mıydı bilmiyorum, ama Ataol, kendi itirafına göre, yazdığı şiirleri Ülker’e gösterir imiş... Tamı tamına elli yıl geçmiş aradan, yarım yüzyıl!
* * *
12 Eylül de Ataol’u ve ailesini perişan etti. Eşini ve 2-3 yaşındaki küçük kızını İstanbul’da bırakarak yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. O yıllarda hazırlığına birlikte başladığımız "Dünya Şiiri Antolojisi"ni bitirmek ve yayınlamak bana kaldı. Antolojinin daha sonraki baskılarında Ataol aradaki açığı kapattı.
1986’da Fransız hükümetinin verdiği bursla Arthur Rimbaud, Comte de Lautreamont ve Aloysius Bertrand konularında çalışmalar yapmak için Paris’e gittiğimde Ataol ve ailesi artık bu kentte mülteci idiler. Aynı yılın haziran ayında Ülker ve Tanbey de Paris’e geldiler. Paris’in bizim aile için bir şenlik olduğu o yıllarda, Ataol’un ailesini, yurdunu ve şiiri savunmak için tek başına verdiği "mülteci şair" kavgasına gözlerimle tanık oldum!
* * *
Güya Ataol Behramoğlu’nun yeni yayınlanan kitaplarından söz edecektim. Çünkü 6 şiir kitabı Tekin Yayınevi’nde (3-16 arasında) yeni baskılarını yaptı. Aynı yayınevi "Hayata Uzun Veda" ve "Okyanusla İlk Karşılaşma" yeni şiir kitaplarının ilk baskılarını yaptı. Ayrıca, "Yurdu Teninde Duymak" (Deneme), "Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar" (100 seçme şiir) adlı kitapları Cumhuriyet Kitapları tarafından yayınlandı. Evrensel Basın Yayın ise "Názım Hikmet, Tabu ve Efsane" ve "Aziz Nesin’li Anılar" adlı iki kitabını yayınlandı.
Bu satırların yazarı (ben) bir "İhtiyar!" olarak "Ataoğulbey!"i sevgiyle kucaklarım!..