BANA inanmıyorsanız Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü’ne sorun, ona da inanmazsanız Vatikan’ın Ankara ve İstanbul temsilcilerine sorun. Alacağınız yanıt şudur: Ökümenik (‘ekümenik’ yanlış okumadır) sıfatı sadece İsa’nın havarileri tarafından kurulan üç kiliseye verilmiştir, bu üç kilise Roma, İskenderiye ve Antakya kiliseleridir. Bu durum MS 325 yılında toplanan 1. İznik Konsili tarafından onaylanmıştır.Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü’nün de söylediği gibi, ‘Bunun dışında bir şey savunmak’ Hıristiyanlar için ‘Hıristiyanlıktan çıkmaktır!’ Durum böyledir! Ama kimileri merak edip okumazlar, öğrenmezler, sonra da kasıla kasıla ‘Patrikhaneden korkmak!’ gibi, ‘Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmamak inadı’ gibi abuk sabuk cümleler yazarlar.* * *Aynı zevat Ruhban Okulu konusunda, Cumhuriyet devletini, hukuk ve adalet arayanları karakuşi yargılarla suçluyor. 2000 yılında, Patrik ve Patriklik yetkilileri ile söyleşi yapmak amacıyla ön görüşmeler yaptım: Ruhban (Yüksek) Okulu’nun İstanbul Üniversitesi bünyesi içinde bir Teoloji Fakültesi olarak açılmasını kabul etmiyorlar. Okulun, Patrikhane’ye bağlı, lise, lisans ve lisansüstü öğretim yapan evrensel (uluslararası) bir kurum olmasını istiyorlar. Azınlıklar ve sorunları konusunda uzman Avukat Murat Cano’ya konuyu sordum, kendisinden aldığım yanıtlar şöyle:‘1) Lise düzeyinde Ruhban Okulu tıpkı Kırmızı Mektep, Zoğrafyon Lisesi, Zapyon Lisesi gibi ‘Cemaat Vakfı’na bağlı olarak açılabilir. Bunun için hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Zaten okul 1971 yılına kadar faaliyetini sürdürmüştü. Okul aslında kapatılmadı. 1965 yılında Özel Eğitim Kuramları yasasının çıkması ve bu yasanın yüksek öğrenimi düzenleyen hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, devletin, okulun ortaöğrenimi aşan bölümünün kapatılmasını istemesi, Patrikhane’nin ise bunu kabul etmemesi üzerine sorunlar başladı. Devlet, yüksek öğrenime izin vermeyince, Patrikhane okulu kapattı. Ancak, Ruhban Okulu da dahil azınlık okullarını özel eğitim kurumu olarak nitelendirmek mümkün değildir. Özel Eğitim Kurumları yasası bu okullara uygulanamaz.2) Patrikhane, lise, lisans ve lisansüstü eğitim veren bir Ruhban Okulu açmak; müfredat programını kendi hazırlamak, öğretim elemanlarını kendisi atamak istiyor. Ancak Patrikhane’nin bugünkü statüsü ve ehliyetleri buna izin vermiyor. Çünkü Türk Mevzuatı’na göre Patrikhane’nin hukuki bir sıfatı yoktur, herhangi bir Türk tüzel kişiliği değildir. Bu nedenle hak ve fiil ehliyetine sahip değildir.’* * *Murat Cano’nun bu konuyla ilgili, benim de katıldığım çözüm önerileri 25.07.04 tarihli Radikal 2’de yayınlandı: Ruhban Okulu’nun lise bölümü ‘Rum Cemaat Vakfı’na, yüksek bölümü üniversiteye bağlı olarak açılabilir. Patriklik bunu değil, kendisi ve Ruhban Okulu için özel statü ve imtiyaz istiyor!.. Bunu sağlayacak Anayasal ve yasal düzenleme istiyor...Sorun, devletin her zaman haksız olduğu saplantısından kurtulamayan 2. Cumhuriyetçilerin sandığı gibi inat işi değil. Sorun, Patriklik’in bütün istekleri yerine getirildiği zaman Türkiye’nin iç ve dış dengelerinin içine düşeceği ıstakoz sepeti!..(Yarın Hürriyet Pazar’da: ‘Patrikhane’nin Ökümenik Olamayışının Kanlı Tarihçesi’)