Ali Çavuş’un öyküsü

HÜRRİYET’in Brüksel temsilcisi, değerli dostum Zeynel Lüle, Brüksel’de, dedesinin anıları çevre ve çerçevesinde oluşan "Ali Çavuş" adlı (Doğan Kitap) kitabı verdi.

Kitabın ve dedesinin öyküsünü Zeynel’den birkaç kez dinlemiştim: Kitabın kapağında "Mustafa Kemal’in Can Yoldaşı", "Sırdaşının anılarıyla Mustafa Kemal’in 1919-1925 arası çalkantılı dönemi" gibi tanımlamalar var. Bunlar kimilerine abartı ya da palavra gibi gelebilir. Benim için ölçü fotoğraflar: Kapaktaki fotoğrafta Ali Çavuş, Mustafa Kemal’in armağan ettiği, Çanakkale’de giydiği paltoyu giymiş; Mustafa Kemal Paşa ile Fevzi Çakmak ve Salih Bozok teftişe giderken şoförün yanında oturan kişi Ali Metin Çavuş. 1915-1925 yılları arasında çekilen fotoğraflarda Ali Çavuş, Mustafa Kemal Paşa’nın hemen arkasında.

Bir de Mustafa Kemal Paşa’nın Ali Çavuş’a verdiği yazılı belge var. Bütün bunlar benim için yeterli.

* * *

Kitabı okurken tarihin birkaç karanlık noktasını aydınlatan sayfalarla karşılaştım. Bunlardan biri Dersim (Tunceli) Kürtlerinin, Sivas’a kongre yapmaya giden Mustafa Kemal Paşa’ya kurdukları tuzak ve Mustafa Kemal Paşa’nın yüksek sezgi ve zekásı ile bu tuzaktan kurtulması.

Dersim Kürtlerinin 1919 yılında Mustafa Kemal Paşa ile alıp veremedikleri nedir ki ona suikast tuzağı kuruyorlar? Ali Çavuş işkembe-i kübradan mı atıyor bunu? Sanmam! Bu tuzak girişimi bize 1937 Dersim isyanının ipuçlarını verebilir.

Cumhuriyet tarihine karşı başlatılan karalama kampanyalarının sonu gelmiyor. Şimdi de karşımıza "Dersim Soykırımı"nı çıkartıyorlar. 14 Kasım 2008 tarihinde Brüksel’de Avrupa Birliği desteğiyle düzenlenen ve Türkiye’den DTP milletvekilleri Şerafettin Halis (Tunceli) ve Aysel Tuğluk (Diyarbakır) ile Tunceli’nin DTP’li Belediye Başkanı’nın katıldığı toplantı bu girişimin en tipik örneğidir.

Teori Dergisi yazı kurulu üyesi Bayram Yurtçiçek’in, Teori Dergisi’nin Ocak 2009 sayısında yayınlanan "Tunceli isyanı ve ’soykırım’ iddiaları üzerine" başlıklı yazısı, Dersim isyanları tarihine ve soykırım yalanına ışık tutuyor. Mutlaka okunması gereken bir yazı!

* * *

Bayram Yurtçiçek, bölgenin geçim kaynağının hayvancılık olduğunu; tıpkı Osmanlı dönemi gibi Cumhuriyet’in ilk 15 yılında da başlıca geçim kaynaklarının neredeyse talan ve çapulculuk olduğunu yazıyor.

Bilindiği gibi Tanzimat’tan önce bütün doğu illeri derebeylik yöntemiyle idare edilmekteydi. Yönetim, derebeylerin ve aşiret reislerinin elinde idi. Tanzimat ile Kürt bey ve mirlerine tanınan ayrıcalık kaldırılmış ve bölge merkezi yönetime bağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde hızlanan Kürt isyanlarının en önemli nedenlerinden biridir bu.

Dersim bölgesi Cumhuriyet döneminde de vergi vermiyor, askere gitmiyor ve çevre il ve ilçeleri talan etmeye ve soygunlara devam ediyordu (S.51).

1937 isyanı da bu nedenlerle çıkmıştı. Cumhuriyet, devrimlerine karşı direnen bir bölgeye müdahale etmeyip ne yapacaktı?

Toprak reformu yaparak, köy enstitülerini kurarak yaranın kökenine gidilmek istendi. Ama bu kez aynı ağalar ve feodaller, TBMM’de bu girişimlere engel oldular.

Bu yazıyı bana ilham ettiği için Ali Çavuş’a teşekkür ederim.
Yazarın Tüm Yazıları