1921 Anayasası’nın gerçek ve doğruları

CAN Dündar’ın "Mustafa" adlı filmini görenler, filmin "Kemal"siz bir "Mustafa" olduğunu; Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya bir 2. Cumhuriyetçi gözüyle baktığını; İslamcıların, karşı-devrimci muhaliflerin ekmeğine yağ sürdüğünü söylüyorlar. Henüz görmediğim bir film için bu konuda bir şey söyleyemem. Gördüğüm zaman nasılsa gerekeni yaparım.

Benim sorunum, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, filmde geçen "Kürtlere Anayasal özerklik verileceği" iddiası ile. Bu cümlenin filmde kullanıldığı basında doğrulandı.

* * *

"Atatürk’ün Bütün Eserleri"nin 14. cildinin 263-306. sayfaları arasında yer alan "İzmit Kasrı Mülakatı"nın mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Dünkü yazımda aktardığım gibi Gazi Paşa Kürt sorununun 1921 Anayasası bağlamında, bütün Türkiye ile birlikte çözüme kavuşturulacağını söylemektedir. Daha açık ifade ile 1921 Anayasası’nda Kürtlere özel muamele söz konusu değildir. ("Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt: 14; Kaynak Yayınları, s. 273-274)

Gazi Paşa, cevabının birinci bölümünde tarihsel, toplumsal ve coğrafi bir serim yapıyor. Sonra sorunun nasıl çözümleneceğini belirtiyor. Dünkü yazımda aktardığım gibi 1921 Anayasası’nın 11. maddesinde il (vilayet) yönetimlerine yerel özerklik (mahalli muhtariyet) tanınacağı yazmaktadır. (Prof. Dr. Ergun Özbudun, 1921 Anayasası, s. 82-83).

* * *

Mustafa Kemal Paşa 1921 Anayasası’nda yer alan özerk yerel yönetimler hakkındaki sözlerini 16 Ocak 1923 tarihinde söylemiş ve bundan 1 yıl 5 ay 4 gün sonra 20 Nisan 1924 tarihinde "1924 Anayasası" yürürlüğe girmiş ve 1921 Anayasası’nın 11. maddesi bu anayasada yer almamıştır. Yani "İller, yerel manevi kimlik ve özerkliğe sahiptir" cümlesi geçerliliğini yitirmiştir. Sadece doğu illeri için değil Türkiye’nin bütün illeri için!

Ama kimileri Mustafa Kemal’in verdiği sözü tutmamak için 11. maddeyi 1924 Anayasası’na koydurmadığını ileri sürmektedirler. Laf ola beri gele! Mersin yerel yönetimi özerk mi oldu?

Aynı bakış açısı içinde, 1921 Anayasası’nın 11. maddedeki "şer’i" sözcüğü dolayısıyla "şeriat"i koruduğu; "şûra" sözcüğü dolayısıyla da komünisttırak olduğu iddia edilebilir: "Milletimizin bugünkü idaresi, hakiki mahiyeti ile bir halk idaresidir. Ve bu idare tarzı, esası danışmaya dayanan şûra idaresinden başka bir şey değildir. Ruslar buna sovyet idaresi derler." ("Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri" II. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayınları, s. 28)

* * *

Varsayımsal sansürler, bilmem kaç yıldır kilitli kasalarda saklanan belgelerle ilgili iddialar tevatürden başka bir şey değil. İngiliz arşivindeki "Özerklik Kanunu Tasarısı" raporunu doğrulayacak kanıt yok. Londra Konferansı’nda Bekir Sami Bey, "Özerkliğin yalnızca Kürt vilayetleriyle sınırlı olmayıp bütün vilayetleri kapsadığı"nı söylüyor. Ve yüzlerce sayfa gerçekdışı sefaret ve gizli servis raporları. Fransız ve İngilizlerin propaganda metinleri.

Bu konuda iki temel metin var: Birincisi "İzmit söyleşisi", ikincisi de 1921 Anayasası’nın 11 maddesi... Gerisi "boş laf"!.. Boş laflara sarılanların ayağının toprağa dölek basması olanaksızdır. Bir ütopya bir filmde tek cümleye indirgenirse, bu felaket olur! (Cuma günü devam edeceğim.)
Yazarın Tüm Yazıları