Signal neden Whatsapp’tan daha güvenli?

Whatsapp geçen haftalarda dünya genelinde hacklenmiş ve bunun sonucunda 2,5saat boyunca kullanılamamıştı.

Haberin Devamı

Benzer başka bir saldırı da bu Çarşamba meydana geldi. Pes peşe saldırılar, bu konuda ciddi bir güvenlik açığı olduğunu ortaya koyuyor.

 

Güvenli mesajlaşma neden bu kadar önemli?

 

Bir çok özel kalması gereken, hatta istenmeyen kişilerin eline geçtiğinde size zarar verme ihtimali olan konuları, arkadaşlarınızla paylaşmakta sakınca görmüyor olabilirsiniz! Ancak avukatınızın sizden kimlik fotokopinizi ya da seyahat şirketinizin acilen pasaport fotokopinizi istediği örnek durumları düşünün. Ya da eve gelinceye kadar çocuklarınızın yalnız kalacağını eşinizle mesajlaştığınızı! Bunun gibi aslında normal olan ancak kötü amaçlı kişilerin eline geçtiğinde size zarar verebilecek bir çok durum var!

 

Haberin Devamı

İnsanlar mesajlaştığı kişiyle kendilerini çok rahat hissettiklerinden gizli kalması gereken kurum sırlarını da paylaşabilirler. Örneğin şirketinizdeki muhasebe elemanını düşünün. Şirketin gidişatını, gruptaki arkadaşlarıyla paylaşımını başkaları da okuyorsa, şirketinizi içinden çıkılmaz bir duruma sokabilir. Sonuçta bütün organizasyonların, kendi içlerinde tartıştıkları konular, farklı seviyelerde gizlilik içerir.

 

Facebook mesaj güvenli mi?

 

Facebook mesajda, Ekim 2016’dan beri uçtan uca şifreleme olmasına rağmen, bu özelliği her kullanıcı için ayrı ayrı aktifleştirmeniz gerekiyor. Grup görüşmeleri ise hiç bir şekilde şifrelenmiyor. Bu nedenlerle güvenli mesajlaşmada alt sıralarda yer alıyor.

 

Signal güvenli mesajlaşmada neden öne çıkıyor?

 

Öncelikle açık kaynak kodlu; yani kodları gizli değil, herkes görebilir ve bir çok uzman tarafından kontrol edildiğinden araya zararlı yazılım eklenmesini imkânsız kılıyor. Bu nedenle, Amerikan istihbaratına ait çok gizli dokümanları basına sızdırdıktan sonra Rusya’ya sığınan Edward Snowden’ın da Signal kullanmasına şaşırmamak gerek! Signal’in ilk versiyonu ise, 2011 yılında Twitter tarafından satın alınmıştı.

 

Haberin Devamı

Signal ve Whatsapp arasındaki farklar neler?

 

Signal’de tüm sesli ve görüntülü aramalarınız, dosya paylaşımlarınız, kısacası uygulama içinde gerçeklesen her şey üst düzey güvenlik protokolleriyle uçtan uca şifreleniyor. Yani, biri sizin elinizden telefonunuzu zorla almadığı sürece, hiç kimse araya girip konuşmalarınızı hackleyemez. Ses aramasındaki ağır şifrelemeden dolayı arama bir kaç saniye geç başlasa da ses kalitesi çok yüksek ve Whatsapp’taki kesilmeler yaşanmıyor.

 

Whatsapp kişi listenizi şifrelemiyor dolayısıyla listeniz ve kimlerle hangi saatte görüştüğünüzün kayıtları, sunucularına kaydediliyor. Signal’de ise her şey şifreleniyor!

 

Whatsapp’ta mesajlarınız telefonunuzda durduğu sürece şifreli korunuyor ancak herkesin zorunlu olarak tüm konuşma geçmişinin yedeğini (back-up) alıyorlar. Bu yedeklemeler maalesef şifrelenmiyor ve bir şekilde bulut hesabınıza erişenlere karşı, sizi savunmasız bırakıyor. Facebook’un bu verileri okuyarak şirketlere sattığı da söylentiler arasında!

 

Haberin Devamı

Signal’de ise telefonunuzun bile yedeğini alsanız, hiç bir şekilde konuşmalarınız buna dahil olmuyor. Dolayısıyla hackerler size ulaşamıyor. Kurumsal kullanıcıların güvenlik protokolleri açısında da bu son derece önemli bir özellik! Hatta katı güvenlik protokolleriyle bilinen Amerikan Senatosu dahi, çalışanlarına geçen hafta Salı gününden itibaren Signal kullanmalarına izin verdi.

 

Güvenlik paranoyaklığının bir sınırı olmayabilir ancak internetten herkesin ulaşabileceği araçlarla hacklenerek, düzenimizin bozulması da en son istediğimiz şeydir. Kalenizi güçlendirin!

 


HERKESE GÖRE BİR GİRİŞİMCİLİK GÖMLEĞİ

 

Bir çoğumuzun en keyifli hayali bir gün kendi işimizin patronu olmaktır. DNA’mızda girişimcilik ruhu “sırtını devlete dayamak”la eşleştiğinden, bu duygumuzda çoğu zaman bir hayalden öteye geçemez. Ancak son zamanlarda devletimiz, girişimcilere bugüne kadar hiç olmadığı kadar ciddi destekler sağlamaktadır.

 

Haberin Devamı

Gelin sizi birden soğuk suya sokup şoklamak yerine; ailenize ve işinize ayırdığınız zamana dokunmadan, zamanınızın sadece % 10’nunu harcayarak, bunu nasıl başarabileceğinizi inceleyelim:

 

Öncelikle kaynaklarınızı, yani zamanınızı, maddi imkânlarınızı ve entelektüel birikiminizi optimize edin; araştırmalarınız sonucunda bulup analiz ettiğiniz ve katkı sağlamaya karar verdiğiniz projeye kaynaklarınıza göre yatırım yapın ve tüm bu aşamaları en başarılı şekilde gerçekleştirebilmek için de projeye faydalı arkadaş çevrenizi genişletin.

 

MELEK YATIRIMCI OLMAK

 

Kolları sıvayıp, direk işin içine girecek konumda olmayabilirsiniz. Girişimcilik fuarlarını, teknokentleri ya da çevrenizde tanıdığınız girişimcileri ziyaret ederek sizi en çok heyecanlandıran projeye 5-10 bin TL’lik küçük bir yatırımla katkı sağlayabilirsiniz. Bu sayede startup heyecanına da ortak olursunuz.

 

Haberin Devamı

DANIŞMAN OLMAK

 

Bugüne kadar mesleğinizden ötürü kazandığınız deneyimi bir startup kurmak yerine ihtiyacı olanlarla paylaşarak da değerlendirebilirsiniz. Bu, stratejilerini hazırlamalarına yardımcı olmak, pazarlama, önemli kişilerle tanıştırmak gibi geniş bir yelpazede olabilir. Danışmanlar genelde haftada 1-2 saatlerini ayırarak %0.2 ile %2 arasında bir hisse alırlar.

 

TAKIM ÜYESİ OLMAK

 

Startupların en çok ihtiyaç duydukları yetenekli iş gücüdür. Böyle bir boşluğu doldurabileceğiniz bir projeye katkı sağlayarak, girişimcilik duygusunu yoğunluğuna yaşayabilirsiniz. Kim bilir, edindiğiniz tecrübelerden sonra belki de bir gün kendi startupınızı kurarsınız!

 

KURUCU OLMAK

 

Kurucuları, bir fikri, hayali hayata geçiren Don Kişotlara benzetebilirsiniz! Birazda akıncı ruhludurlar. İnandıkları bir projenin başarısı için her türlü mücadeleyi göze alırlar ve asla pes etmezler. İlk olarak da, eksikliklerini tamamlayacak bir ortak arayışına girerler.

 

Ülkemizin son yıllardaki en başarılı startuplarından birisi de online ödeme alma sistemleri sunan İyzico’dur. Kurucu ortaklarından Tahsin Isin da, kurucu olma macerasına, ödeme sistemleri konusundaki deneyimini 2011 yılında Barbaros Özbugutu’nun tecrübesiyle birleştirerek başlamıştı. “Ben de yaparım!” diyerek, sizde kendi başarı hikayenizi yazabilirsiniz.

 

Arşiviniz, keşkelerinizle doluysa artık ötelemeyi bırakıp, harekete geçin! Bütün zamanınızı ve emeğinizi harcamadan, minik tasarruflarla kendiniz için bir şeyler yapın. İlk iş olarak da çevrenizi, size ilham verecek insanlarla donatarak başlayın! Hayallerinizi, bir Kelebeğin Rüyası’ndan öteye taşıyın!

Yazarın Tüm Yazıları