Oya Berberoğlu: Yaşar Holding'de neler oluyor?

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Türk özel sektöründe kurumsal yapılar oturmuş değil... Aile şirketi gerçeği hálá egemen...

Ancak globalleşme aile şirketlerini yeniden yapılanmaya zorluyor. Uluslararası rekabet ve rasyonel çalışma ihtiyacı büyüyor. Yanı sıra birinci kuşak girişimcilerin yerine ikinci kuşak devreye giriyor...

İşte bu bağlamda Yaşar Holding de yoğun olarak 3 yıldır yeniden yapılanmaya çalışıyor. İki danışman ve kendi birikimleriyle...

Yaşar Holding Finansman ve Planlama Grup Başkanı Mustafa Güçlü'yle de konuştum. Güçlü, Holding'deki yeniden yapılanma çalışmalarının dört ayaklı yürütüldüğünü belirtiyor... Birinci ayak olan finansal konuda iştirak ve şirket ilişkileri basitleştirilip Holding'i ana portföy şirketi haline getirmek amaçlanıyor. Bir iki ay içinde hukuki boyutun da tamamlanması öngörülüyor. Son tahlilde Yaşar Holding'in önümüzdeki yıl halka açılması planlanıyor.

Yeniden yapılanmaya dönük çalışmanın ikinci ayağını bilgi sistemleri, yazılım programı oluşturuyor. Üçüncü ayak iş mükemmelliği, verim, toplam kalite çalışması oluyor.

Son ayak da organizasyona, genel yapıya dönük. Yönetim ve yürütme ilişkileri. Bu çalışmayı uluslararası danışmanlık firması McKinsey yapıyor. Bu sancılı bir süreç. Aile yönetimde mi, yürütmede mi kalmalı. Şapkaların teke inmesi gerekiyor. McKinsey, aile bireylerinin yönetimde olmasını öneriyor.

Yaşar Holding'te şapkaların teke inmesi konusunda şimdilik bir örnek verildi. Hem yürütmenin hem yönetimin başkanı olan Selçuk Yaşar yönetime çekildi. İcra Başkanlığı'nı kısa süre önce, İş Bankası eski Genel Müdürü Ünal Korukçu'ya bıraktı... Korukçu ile de sohbet ettik. Korukçu, ‘‘Hedefimiz müesseseleşmek’’ diyor özetle. Bu arada, getirildiği görev dolayısıyla, Yaşar Ailesi'nde tatsızlıklar yaşandığına ilişkin haberler için ‘‘Bilakis Selçuk Bey'in çocukları babalarından çok bana yakınlar’’ diyor.

Ana sektör olarak gıda ve boyada daha da büyümeyi hedefliyor Yaşar Grubu. Tekstil, konfeksiyon, nakliye, gümrük gibi alanlardan çekilen Yaşar Holding'de şirket birleşmeleri de sürüyor. Pınar Et ve Pınar Un da yakında birleştirilecek...

Selçuk Bey'in çocukları Feyhan Kalpaklıoğlu, Selim Yaşar ve İdil Yiğitbaşı, yeniden yapılanma stratejisi çerçevesinde nerede duracaklar? Feyhan Hanım finanstan, Selim Bey taahhütten, İdil Hanım da gıdadan sorumlu. Feyhan Hanım, Holding Başkan vekilliği ünvanını öne çıkaracağını söylüyor. Ancak gözlemlediğim kadarıyla danışman firmanın ‘‘sadece yönetimde olun’’ önerisinin aksine Yaşar Ailesi'nin ikinci kuşağı yürütmede olmayı tercih edecek.

Patron şirketine veda etmek hiç de kolay olmuyor...

Bürokraside ‘ilerleyin beyler’ rüzgarı esiyor

Bürokratkar diken üstünde. Kulislerdeki en son iddialara göre Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu da görevinden alınacakmış. THY, Özelleştirme İdaresi'nde biliyorsunuz. Bu birim de ANAP'lı Bakan Yüksel Yalova'ya bağlı. Başbakan, henüz Özelleştirme İdaresi bünyesindeki kamu kuruluşlarına ilişkin atama ve görevden alma yetkisini Yalova'ya devretmedi. Devrederse, Yalova, ANAP'lı arkadaşı Kozlu'yu görevden alır mı, sanmıyorum. Ama MHP, Kozlu'nun alınması için kulis yapıyormuş, dedikodular böyle...

Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay'ın da görevden alınacağı konuşuluyor. Tekel, ANAP'lı Bakan Rüşdü Kazım Yücelen'in sorumluluğunda. ANAP içinde bu kurum bayağı tartışma yaratmışa benziyor. Tekel'den sorumlu eski Bakanlardan ANAP'lı Eyüp Aşık ile Mustafa Taşar'ın, Akbay'ın görevden alınmaması için kulis yaptıkları konuşuluyor. Bakalım Yücelen ne yapacak?

Bu arada MHP'li Bakan Sadi Somuncuoğlu da Emlakbank'a Genel Müdür arıyormuş. En son Türk Ticaret Bankası Genel Müdür Yardımcısı Galip Altıay'la saatler süren bir görüşme yapmış... Sağlık Bakanlığı'ndaki üst düzey bürokratlar da MHP'li Bakan Osman Durmuş'un, ‘‘İlerleyin beyler, yoksa ben ilerletirim!’’ misali mesajlarının sonuçlarını bekliyorlarmış. Bakan Durmuş'un, ‘‘Kendiliğinizden ayrılmazsanız, dosyaları çıkartırım’’ lafları kasırga gibi esiyor Bakanlık koridorlarında. Sağlık Bakanlığı'nda 20 bürokratın değiştirileceği savunuluyor. Aslında bakarsanız rüşvet, komisyon, ihalelerde kayırma açısından bu bakanlıkla ilgili de çok iddia var... Pis kokular her yeri sarmış...

Otağ-ı Hümayûn'da 40 gün 40 gece

Osmanlı padişahları bizzat başkumandanlık yaptıkları seferlerde bu çadırlar kurulurmuş. Harp divanının toplandığı, padişahın barındığı karargáh... Avrupalılar hayrete düşermiş... Gezici saray gibiymiş... İki çadır olurmuş. Biri kullanılırken ikincisi strateji çerçevisinde daha sonraki menzile konuşlandırılırmış kısacası... Çadırları kurup kaldırmak da çadır mehterlerine düşüyor tabii...

Şimdi Osmanlı'nın 700. Yılı kutlamaları çerçevesinde İstanbul Ataköy'de Otoğ-ı Hümayûn kuruluyor. ‘Padişah Çadırı’nda 40 gün 40 gece eğelence olacak.

Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı'yı aradığımda çadır şantiyesindeydi. Başbakanlığın talimatıyla altyapı görevi onlarda. Çadırın resmi açılışı 21 Haziran'da olacağı için harıl harıl çalışıyorlar.

700 bin dolarlık bu projenin mimarı ise Terminal TV Basın Ajansı Genel Müdürü Akın Coşkuner. Proje, Genelkurmay destekli ve Türk Tarih Kurumu'nun denetiminde.

İçinde neler olmayacak ki...

Osmanlı kıraathanesi, şerbetçiler, niyetçiler, Osmanlı mutfağı, çarşı, orta oyunu, Hacivad-Karagöz, kukla,halkoyunu gösterileri, el sanatları sergileri, ünlü sanatçıların konserleri... Osmanlı dönemi ambiyansı ve Cumhuriyet Türkiye'si...

Çadır için kumaş Bursa'da dokutturuldu. Prestij firmasına. Dış alan için 1400 metrekare kumaş, çadırın iç yüzeyi için de 1100 metrekare saten kumaş hazırlandı.

Otağ-ı Hümayûn alanına giriş ücretli. Büyüklerden 500 bin, öğrenci ve çocuklardan 250 bin lira alınacak. Osmanlı keyfini yaşamak için bu alan 40 gün saat 12.00'den 24.00'e kadar açık olacak.

Kültür Bakanlığı, Padişah Çadırı'nın açık hava müzesi olmasını talep ediyor.

Bu arada henüz kesinleşmedi ama Otağ-ı Hümayûn'la, ABD ve Almanya'ya sefer(!) görünüyor. Çadır, 2000 yılında Almanya Berlin'de arkasından New York'ta olacak sanırım...

Projenin turizm, dolayısıyla Türkiye'nin dıştanıtımına hoş katkıları olabilir.

Laf aramızda savaşlarda kurulan bir çadır ya bu... ‘‘Aman Osmanlılar gelmiş, harp çıktı galiba’’ derlerse (!) işte o zaman yandık... Çadırı Viyana'ya da kuralım diyorum...

NOT

BOB Nelson'ın, ‘‘Çalışanlarınızı Ödüllendirmenin 1001 Yolu’’ isimli kitabından söz etmiştim. Nereden bulabileceğinizi sordunuz.

Rota Yayınları'ndan isteyebilirsiniz. Telefon: 0212 288 30 87- 266 98 66...



Yazarın Tüm Yazıları