Terim ve Swan’den Koç'a ders

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İki kutba yürüyerek giden tek adam O. 1996 yılında 25 ülkeden 35 genç keşifçi ile Antartika'ya gitmişti. Yeryüzünün bozulmamış tek yerine. Amacı daha fazla bilgi toplamak ve gençlere evrensel işbirliğini öğretmekti.

İngiliz araştırmacısı Robert Swan'den söz ediyorum. Sıkı bir çevreci. Yığınla ödülü var. UNESCO'nun, BM'lerin elçisi. Swan, Time Dergisi tarafından da dünyanın en iyi 10 konuşmacısından biri seçilmişti. Swan, konuşmalarında şu evrensel mesajı veriyor: ‘‘Amaçlarınızı gerçekleştirmek özel yaşantı ve profesyonel hayatta da mümkün...’’

Swan konuşmalarında, gerçekleştirdiği seyahatlerin insan hayatında motivasyon, ekip çalışması, yönetim ve liderlik, global anlama iletişim bakamından etkisini konu alıyor. Gençlerin çevre ve kendilerini daha iyi tanımalarının yanı sıra liderlik ve işbirliğini keşfetmelerine yardımcı oluyor.

Lafı uzatmayayım...

Robert Swan İstanbul'a geliyor. Koç Allianz Hayat Sigorta Genel Müdürü Kemal Olgaç'ın davetiyle. Rahmi Koç'un Başkanlığını yaptığı Turmepa ile Ceyda Aydede'nin sahibi olduğu Global Tanıtım firması da organizasyonu yaptı.

Swan, 22 Mart günü öğle yemeğinde (Çırağan Sarayı) Koç Allianz Hayat Sigorta'nın müşterileri başta olmak üzere önde gelen işadamlarına hitap edecek.

Aynı günün akşamı da Koç Holding üst düzey yöneticilerine konferans verecek. Koç Allianz'ın Bağlarbaşı'ndaki merkezinde. Takım ruhunu yaratma iletişimde mükemmele ulaşmak üzerine.

Rahmi Koç başta olmak üzere Koç Holding üst düzey yöneticilerinin katılacağı bu toplantı da bizden de isimler var. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, orkestra şefi Rengim Gökmen ile Deniz Kuvvetleri'nden üst düzey bir yetkili de Koç Grubu yöneticilerine takım ruhu dersi verecekler.

Sanayici kendine güvensin

SANAYİ ve Ticaret Bakanı Metin Şahin'i çok üzmüşüm... Aradı, dertleştik...

Geçen hafta, DSP hükümetinin işçi atmanın yolunu açtığını yazmıştım.

Bir önceki hükümetin Bakanı Işın Çelebi'nin Eximbank'a verdiği, Eximbank'tan ucuz kredi alacak firmaların işçi çıkarmamayı taahhüt etmeleri talimatının uygulanmadığını, bunun DSP Hükümeti'ne yakışmadığını yazmıştım. Beklentim DSP'nin bu kararın arkasında durmasıydı, uygulamayı devam ettirmesiydi... Teşviğin tek taraflı olmaması, taviz olarak algılanmasına artık dur denilmesi zorunluluğundan söz etmiştim. Yani, devlet ucuz kredi versin ama bu krediyi kullananlar da elini taşın altına koysun. Kredi karşılığı işçi çıkarmama gibi doğru bir karar uygulansın, firmalardan bu yönde taahhüt alınmaya devam edilsin demiştim.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şahin'in, bir gazetecinin bu konuya ilişkin sorusu üzerine, ‘‘Eximbank kredilerini tehdit unsuru olarak kullanmayı doğru bulmuyoruz’’ cümlesine o yazıda yer vermiştim.

Metin Bey, bunun kişisel görüşü olduğunu, ayrıca Eximbank'ın kendisine bağlı olmadığını, kişisel

görüşlerinin hükümete mal edilmesine üzüldüğünü belirtti.

Şahin'in kredi mekanizması, teşvik konusundaki düşüncelerine saygı duyuyorum elbette.

Ama ortada bir gerçek var. Ucuz kredi karşılığında işçi çıkarmama taahhüdü kesintiye uğramış durumda. Bu kararın uygulanması gerektiğini savunuyorum. Eximbank'ın bağlı olduğu Bakan Hikmet Uluğbay'ın biran önce konuya açıklık getirmesi gerekiyor.

Şahin ile ekonomik darboğaz ve sanayi sektörü üzerine de konuştuk. Her gün en az bir sanayi ve ticaret odası yetkilileriyle görüştüğünü, perişanlığı bildiğini, darboğazı hoşgörü ile atlatmaya çalışacaklarını anlattı. ‘‘Yerli üretim anlamında yardımcı olmaya gaüyret ediyoruz. Zorlukları aşacak olumlu işaretler görülüyor.Sanayici kendine güvensin.İhracat potansiyeline nasıl ulaşıldıysa kriz de yine kendi çabalarıyla atlatılacak’’ diyor.

Metin Şahin, yerli üretimi öne çeken düzenlemeler yaptıklarını, kısa süre içinde uygulamanın başlayacağını söyledi. Öncelikle otomotiv ve silah sanayiine ilişkin. İsdihdamı artırmak için de küçük sanayi sitelerine yönelik Halk Bankası kredisi devreye sokulacak.

Meclis'i de yakar mı?

MERKEZ Bankası eski Başkanvekili Zekeriya Yıldırım, bir süre de özel sökterde çalıştı. Sonra CHP'ye katıldı, CHP Lideri Deniz Baykal'ın ekonomi kurmayı oldu. Bazı kişileri de bu partiye taşıdı.

İşte bunlardan biri bankacı Mevlüt Aslanoğlu'ydu. Her nedense Yıldırım milletvekili adayı olmadı. Aslanoğlu ise memleketi Malatya'dan milletvekili aday adayı.

Müfettişlikten banka genel müdürlüğüne yükseldi. 16 yılı Garanti Bankası'nda geçti. Ünlü bankacılar Halit Soydan, Erol Aksoy, İbrahim Betil, İsmail Emen'le mesai yaptı.

47 yaşındaki Mevlüt Aslanoğlu'nun anıları o kadar hoş ki, hangi birini anlatsam.

En iyisi daha çiçeği burnunda bir bankacıyken mevduat toplamak için nasıl yangın çıkardığını aktarayım.

Yıl 1979. Aslanoğlu, Garanti Bankası'nın Çemberlitaş Şube Müdürü. O dönemde bazı bankalar batmış. (Hisarbank, İstanbul Bankası gibi). Özel bankalara güven sarsılmış. Şubeye yakın bir yerde zengin bir ayakkabı toptancısının işyeri var. Hacı Amca diye hitap ediliyor. Hacı Amca, Ziraat Bankası ile çalışıyor.

Aslanoğlu Hacı Amca'yı kendi bankasına yönlendirmek için 6 ay boyunca onu ziyaret ediyor. Sabah namazına gidip,onun yanında saf tutuyor. Ama Hacı Amca, ‘‘İyi çocuksun oğlum. Fakat, biz devletçiyiz. Devlet bankasına güveniriz’’ diyor da başka bir şey demiyor.

Mevlüt Aslanoğlu bir sabah kuşluk vakti şubeye geliyor. İki hademeyi de sokağın köşesine nöbetçi koyuyor. Hacı Amca'nın gelişini haber versinler diye. Ayakkabıcı, Fatih'teki evinden, elinde sefer tasıyla yürüyerek işine gelen biri. Neyse Hacı Amca köşede belirince, yardımcılarından işareti alan Aslanoğlu, dükkanın önüne yığdığı tahtaları ateşe veriyor. Hacı Amca ağlayarak, koşarak dükkanın önüne geliyor. Aslanoğlu'nu elinde yangın söndürme cihazlıyla yangına müdahale ettiğini görüyor. Aslanoğlu'na minnetle teşekkür ediyor. Ve aynı gün Ziraat Bankası'ndaki 100 milyon liralık mevduatını Mevlüt Bey'in şubesine yatırıyor.

Bakalım Mevlüt Aslanoğlu milletvekili seçilirse halka hizmet için Meclis'te yangın çıkaracak mı! Meclis'in çalıştırılmasına, yiten itibarını kazanmasına katkı yapabilecek mi?

Polat dersini çalışıyor

GEÇEN sene mart ayıydı. Neredeyse bir yıl olacak.

Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın Gürcistan'ı resmi ziyareti için Tiflis'e gitmiştik.

Heyette ANAP'lı Ali Talip Özdemir de vardı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylık için Yılmaz'dan ‘yeşil ışık’ almaya çalışıyordu. Mesut Bey, Özdemir'e ‘‘Rakiplerin çoğalıyor bak Adnan Polat da var’’ diyerek, Ali Talip Bey’e pek rahat vermiyordu. (Adaylığı dün resmileşen Özdemir muradına erdi.)

Adnan Polat'ın belediye başkan adaylığı için ilk kez adı o zaman geçmişti. Biz de bu köşede anektodları yazmıştık.

Polat'ın ANAP'tan aday olacağını sanıyordum. Duyumlarıma göre Berna Yılmaz'ın gönlündeki aday oydu.Mesut Yılmaz da kendisine bu yönde mesaj veriyordu.

O zaman Adnan Polat ile de konuşmuştum. Alevi tabanın siyasete atılması için yoğun baskı yaptığını söylemişti. Politikaya gireceğini belirtmiş ama parti ismi vermemişti. Merkezin sağında ve solundaki partiler arasında büyük fark görmüyordu. Laik, demokrat bir partide siyaset yapacağını söylüyordu.

Adnan Polat, alevi işadamlarının öncülüğünde birkaç ay önce Cumhuriyetçi Sanayici ve İşadamları Derneği (CUSİAD)'ni kurdu. Kurucu Başkanlığı bir hafta gibi bir süreyi kapsadı. Politikaya kesin karar verince başkanlıktan ayrıldı.

Polat’ı CHP' aday gösterdi biliyorsunuz.

Bir CHP'li, ‘‘Adnan Bey hala röportaj vermiyor, TV'lere çıkmıyor. Kendisini tanıtmak için geç kalıyor. Halbuki ANAP adayları televizyonlardan eksik olmuyor’’ diye hayıflandı. Öğrendiğime göre Polat ise harıl harıl ders çalışıyormuş. İstanbul üzerine bilimsel çalışmalar yapıyormuş. Uzmanlardan ve danışmanlardan oluşan bir ekip kurmuş. Bir yandan da Strateji Mori şirketine anketler yaptırıyormuş. Çevresine, 24 Şubat'ta aday listesi kesinleştikten sonra siyaset sahnesine çıkacağını söylüyormuş.



Yazarın Tüm Yazıları