Paylaş
Neden gelmiyor acaba? Bizden küçük ve ekonomik açıdan zayıf ülkelere gidiyor da bize gelmiyor?
Dünya'daki direkt yabancı sermaye yatırımlarının 700 milyar doları aştığı biliniyor. Türkiye'nin yabancı sermaye yatırımlarından aldığı pay ise komik düzeyde. Yıllardır yıllık 700-800 milyon doların üzerine çıkamadık.
Geçen gece, Türkiye'deki yabancı kuruluşlardan BP Amoco Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer, McDonald's Türkiye Başkanı Dinç Kızıldemir (Bir kaç gün önce görevinden istifa etti) TEMSA'dan Selçuk Ataman’la beraberdik. YASED Yönetim Kurulu Üyeleriyle, 21-24 Kasım'da İstanbul'da yapılacak olan ‘‘Türkiye'nin Yeniden Yapılandırılması ve Yabancı Yatırım Konferansı’’ öncesi bilgi alışverişi için biraraya geldik.
Ertuğrul Bey de Dinç Bey de bilinen gerçekleri yinelediler. Ama umutsuz da değillerdi. Henüz içi doldurulmamış, yani uyum yasaları çıkarılmamış olsa da uluslararası tahkim için Anayasa değişikliği yapılmasını Türkiye bakımından olumlu imaj olarak değerlendiriyorlar. Türkiye'ye yabancı sermayenin çekilememesineki birinci nedeni ‘‘hukuki’’ olduğunu söylüyorlar. ‘‘Hiçbir yabancı şirket kendini Türkiye'de garantide hissetmiyor. Yatırım için 3-4 yıl uğraşıyorsunuz. Sonra ne olacağını bilmiyorsunuz?’’ diyorlar.
Çin'in yılda 40-45 milyar dolar yabancı sermaye çektiğini, Polonya'ya yine yılda 6-7, Mısır'a 2 milyar dolar yabancı sermaye girdiğini anlatıyorlar. Türkiye'nin turizm gelirleri kadar (yani yıllık ortalama 7 milyar dolar) yabancı sermaye çekebilmesi gerektiğini, böyle potansiyelinin olduğunu vurguluyorlar. Brezilya'nın yılda 30 milyar dolar yabancı sermaye çektiğini örnek verip yüksek enflasyonun doğal olarak tek başına ülkeye yabancı sermaye gelmemesinde neden olamayacağını anlatıyorlar. Polonya'nın, Mısır'ın, Brezilya'nın yabancı sermaye için gösterdiği kolaylıkları ve en önemlisi verdiği güveni vurgulamaya çalışıyorlar.
Stand-by imzalanması, Helsinki Zirvesi'nden sonra Türkiye'nin büyük olasılıkla AB'ye aday ülke olarak açıklanmasının yabancı sermayenin gelmesi bakımından olumlu rol oynayıp oynamayacağına da yine hükümetlere güven unsuruyla yanıt veriyorlar.
‘‘Stand-by yapmak bir şey değil. Bu anlaşmaya ne kadar bağlı kalacağınız önemlidir. Yoksa imzayı herkes atar. Türkiye bu anlamda henüz rüşdünü ispat edemedi’’ diyorlar.
Turgut Yılmaz gaz işinin neresinde?
RUS doğal gazı, Gazprom ‘Mavi Akım’ projesine yönelik tartışmalar iyice alevlendi.
Bu proje Rusya'dan gelecek doğal gazın, Karadeniz'in altına döşenecek borularla Samsun'a oradan da Ankara'ya taşınmasını içeriyor.
Şu günlerin Hükümet içinde tartışma konusu olan, BOTAŞ'ın üretim ve dağıtım olarak iki ayrı şirkete bölünmesi kararına gelelim. Buna ilişkin kararnameyi DSP ve MHP'li bazı bakanlar imzalamadı. Gerekçeleri hem ekonomik hem siyasi. Bir süre beklenip, kararnamenin tekrar imzaya açılacağı duyumunu da not edelim.
İşte gaz süreci ve BOTAŞ'la ilgili gelişmeler üzerine iş dünyasında, Ankara kulislerinde ciddi iddialar ortaya atılmaya başladı.
Ne iddialar var?
İddiaların işaret ettiği kişiye, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın kardeşi işadamı ve politikacı Turgut Yılmaz'a sordum.
Turgut Bey, Gazprom'un gayrıresmi Türkiye temsilcisi olduğunuz konuşuluyor. Gazın dağıtım işini siz yapacak mışınız.?
- ABD'ye sağlık için gittim, Moskova'ya da Şarık Tara'nın davetlisi olarak. Rusya'da Sühan Özkan ve Yılmaz Karakoyunlu ile turistik gezi yaptık. Ne ABD'de ne Rusya da hiçbir temasın içinde olmadım. Arabama benzin, tekneme mazot almanın dışında hayatımda hiç bir gün bunlarla alakam olmadı, olmaz. Bu iddialar deli saçması...
Erdal Aksoy da işin içinde, ortak olacaklar diyorlar? Gaz işine girmeyecek misiniz?
- Dağıtıma ilişkin bahsettiğin o söylentiler gibi durumlara ne şahit oldum, ne de böyle bir işin içindeyim. Ne gaz ne dağıtım ne hava gazı hiçbiriyle dolaylı veya direkt ne ilgim var ne de olacak. Erdal Aksoy'la da elektriğim hiç tutmaz. Onunla iş ortaklığı da yapmam.
Mesut Bey'in bir siyasi parti lideri sıfatıyla, yanına bakanı olarak enerji görüşmeleri yapması doğru mu?
- O konuda fikrim açık. Herkesle, heryerde, herzaman sonuna kadar ürkmeden görüşmeli. Mesut Yılmaz, dürüstlüğü ispat etme mecburiyetinde olan bir adam değil...
Anladım ihaleler konusunda da görüşünüz bu yönde. Yeri geldi size sorayım. Cumhurbaşkanlığı için milletvekili pazarının açıldığı, 250 bin dolar gibi paralar verildiği dedikoduları var. Bu paraları siz mi veriyor sunuz?
- Ben Jet-Pa Fadıl değilim. O işleri bilemem. Mesut Bey'in de parası yok.
İleride ANAP Genel Başkanlığı'na aday olacak mısınız? Adaylık için isimleri geçen Lütfullah Kayalar, Cumhur Ersümer, Işın Çelebi, Erkan Mumcu dışında kimler var?
- Meçhul üzerine, olasılıklar üzerine konuşmam. Herkes aday olabilir...
Bakanlar deprem hesabını bilmiyor
‘‘ŞEFFAF olacağız, kalem kalem açıklayacağız’’ diye söz vermişlerdi. Bizzat Başbakan Bülent Ecevit açıklamıştı. Yanı sıra üç sıkı müfettişi denetim için görevlendirmişti.
Aylar geçti nereye ne harcandığı belli değil...
Marmara depreminden bir süre sonra yurtiçinden ve dışından gelen döviz ve TL cinsinden para yardımları Ziraat Bankası'nda açılan tek hesapta toplanıyor. Yani tüm yardımlar bu hesaba peyder pey aktarılıyor ve nemalandırılıyor.
İnternet'teki Başbakanlık. gov.tr adresinde deprem yardımı hesabına ilişkin veriler var. Var da hangi kuruluşlardan ne kadar geldi ve harcanan para hangi işlere gitti. Bunun bilgileri yok.
Ziraat Bankası'na soruyorsunuz, ‘‘Mezun değiliz, açıklayamayız’’ yanıtını alıyorsunuz. Bakanlara soruyor sunuz onlar da bilmiyor! Hatta bazıları Bakanlar Kurulu toplantılarında zaman zaman toplanan paralarla nerelere ne kadar harcama yapıldı sorusunu sorduklarını ama yanıt alamadıklarını söylüyorlar...
Başbakanlık Müsteşarlığı'na yazı ile bilgi için resmen başvuran bakanlar da var. Detay bilgi onlara da verilmiyor.
Israrlı olan bakanlara gönderilen yazılı bilgi ise sadece Internet'teki malum adreste yer alan toplam tutarları gösteriyor.
Başbakanlığın İnternet adresindeki son verilere göre Ziraat Bankası'da malum hesapta biriken para 83.1 trilyon lira. Harcanan tutar ise 42.1 trilyon lira olarak gösterilmiş. Harcama hesabındaki 5.1 trilyon liranın Afet bölge Koordinatörlüğü'nün Ziraat Bankası Kocaeli Şubesi'ndeki hesaba aktarıldığı yer alıyor. Geri kalan 37 trilyon liranın da Afet Fon Gider Hesabına aktarıldığı yazılıyor. Bir bakandan öğrendiğime göre ona bu 37 trilyon liranın prefabrik konutlar için aktarıldığı söylenmiş.
Şu harcama kalemlerini artık açıklayın lütfen. Hesabınızı programınızı ortaya koyun. Şu kadar parayı şunun için ayırdık, şunları şunları da şu kadar parayla yaptık, bu paralar şu kuruluşlardanralardan geldi filan gibi. Depremzedelere gitmesi gereken paralar başka yerlere mi gidiyor? Öyle kuşkular var da?
Paylaş