Paylaş
Mevduata yüzde yüz devlet güvencesinin kalkması gerektiğinde hemen hemen herkes hemfikir.
1994 krizinde getirilen bu güvence kısa süreli bir önlem olması gerekirken bu yıllara kadar geldi.
Neredeyse her önüne gelene bankacılık yapma izni verildi. Sonuçlarını da işte görüyor. Mevduata yüzde yüz devlet garantisi, sıkı denetimin olmayışı, siyasi etkiler gibi birçok nedenden dolayı da bazı banka patronları gördüğünüz gibi bankaların içini boşalmaya cüret etti.
5 Bankanın daha Merkez Bankası'na bağlı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildikten sonra mevduatlardaki devlet güvencesi tekrar tartışılmaya başlandı. Cuma günkü yazılarımızda detaylı işledik. Ve devlet garantisinin kaldırılması noktasında birleştik. Hükümet'in de bu yönde çalışması olduğunu, önümüzdeki yıl bu sorunun çözüleceğini aktardık.
Banka mevduatlarına tam devlet güvencesi Türkiye dışında başka hiçbir memlekette yok. İki küçük ülke dışında.
ABD ve AB ülkeleri gibi gelişmiş memleketlerdeki uygulama nedir?
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu gibi bir fon bu ülkelerde de var. Ancak mevduata devlet güvencesi çok sınırlı. Örneğin AB ülkelerinin çoğunda 20 bin ECU, ABD'de ise 100 bin dolarla sınırlandırılmış.
Türkiye'de ne yapılacak? Bizde de düşünülen sistem kamu garantisinin belli bir miktarla sınırlı tutulması yönünde. Hem kıta Avrupası hem ABD ve özellikle Almanya'daki sistem inceleniyor.
Kesin olan şu mevduata tam güvence kaldırılacak, belli bir miktar garantiye alınacak. İşte çalışmalar bu miktarın ne olması gerektiği üzerine yapılıyor.
Meşhur Fon nereye gidiyor
paraları nereden alıyor?
ISPARTA'nın nesi meşhur? Gülleri... Başka nesi meşhur? Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
Bu espriler çok revaçta...
Şimdi size bu meşhur Fon'la ilgili kısa bilgiler vereyim. Şu an kasasında 1.1 milyar dolar olduğu biliniyor. Bu hastaneye yatırılan 5 bankanın iyileştirilmesine bu paralar yetmeyecek. O zaman Hazine izniyle borçlanacak veya Merkez Bankası'ndan avans kullanacak. Bizim cebimizden de bu bankaların kurtarılması için para çıkmış olacak.
Meşhur Fon'un kaynakları nedir? Birincisi ve en önemlisi banka mevduatları üzerinden alınan prim. Bankaların yatırdığı para yani. Yıllık olarak bakıldığında bankalardaki toplam mevduatın yüzde 1'i tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na gidiyor. Fon'un diğer önemli gelir kaynağı da cezalar. Bankalar kanunun'daki hükümlere uymayan bankalardan kesilen para cezaları . Yeni kanunda para cezaları yükseltildi. Bu Fon hali hazırda Merkez Bankası'na bağlı. Ama bir süre sonra Bankacılık Üst Kurulu'na bağlanacak. Merkez Bankası yine bu Fon'a kredi verebilecek ama kendi belirlediği koşullarda.
Bu arada son bir not. Bankacılık kulislerinde Fon'a devredilen bankalarla yabancı bankaların ilgilendiği dedikoduları var. Türkiye'de bankacılık yapmak isteyen ve burada olupda büyümek isteyen yabancı bankalarmış bunlar.
Yılbaşından sonra atama
YILAN hikayesine dönen Bankacılık Üst Kurulu atamaları yılbaşından hemen sonra olacakmış. Kulislere bakılırsa Kurul başkanlığı için Maliye eski Bakanı Zekeriye Temizel'in ismi tekrar öne çıktı. Bir ara Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'in adı da konuşulmuştu. Bağlı olduğu Bakan Recep Önal ile yıldızlarının barışmadığı savunulan Demiralp yakın çevresine, ‘‘Beni biryerlere itelemeye çalışıyorlar herhalde. Zekeriya Bey varken ben zaten olmam’’diyormuş.
Ziraat Bankası eski Genel Müdürleri'nden Coşkun Ulusoy'un adı da Üst Kurul için geçmeye başladı. Ulusoy, Koç Holding'deki görevinden ayrıldıktan sonra C&C Danışmanlık adıyla şirket kurmuştu.
Dedemizin hesabını ödüyoruz
IMF'ye sunulan Niyet Mektubu, Türk hükümetlerinin son on yılda yaptıkları hataların itirafıdır... Büyük bir bankanın genel müdürü söylüyor bu sözleri.
Arkasından şu fıkrayı anlatıyor: Adam günlerdir aç. Yiyecek alacak parası yok. Lokantaların önünden geçerken bir lokantanın camındaki yazı dikkatini çekiyor. ‘‘Siz yeyin, torunlarınız ödesin...’’ Hemen lokantaya giriyor. Nefis yemekleri afiyetle yiyor. Kahvesini içiyor. Kolonyayla beraber hesap geliyor. Adam şaşırıyor: ‘‘Sözünüzde durmadınız, hani ben yiyecektim torunlarım ödeyecekti’’ deyince şu karşılığı alıyor:‘‘Doğru, iyi de beyefendi bu dedenizin hesabı!’’
Bankacı sözünü şöyle bitiriyor:
‘‘Biz dedelerimizin hesabını ödüyoruz. Ama umuyorum ki bizler torunlarımıza fatura bırakmayacağız.’’
Paylaş