İzler

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İyi ve kötü haberler!

Fıkralar, genelde önemli yeni gelişmelere uyarlanır. Bildik fıkralar yeni mesajlarla tekrar karşınıza çıkar...

Şu günlerde sıkça duyduğum, özellikle Ankara kulislerinde anlatılan bir fıkrayı sizlere aktarmak istedim.

Allah, ABD Başkanı Bill Clinton'u, Başbakan Mesut Yılmaz'ı ve bilgisayar dahisi, dünyanın en zengin adamı Bill Gates'i çağırmış. ‘‘Nedir bu dünyanın hali? Her şeyi perişan ettiniz. On gün içinde dünyayı yok ediyorum, gidin söyleyin’’ demiş.

Clinton hemen kongreyi toplamış.

- Sizlere iyi ve kötü haberlerim

var. Nihayet öğrendik ki Allah varmış. İyi haberim bu. Kötü habere gelince... Malesef on gün içinde dünya yok olacak.

Bill Gates de şirketinin yöneticileriyle toplanmış. O da,‘‘İyi ve kötü haberlerim’’ var demiş. ‘‘Önce iyi haberi söyleyeyim’’ diyerek on gün içinde dünyanın yok olacağını bu anlamda da Windows 95'i değiştirmek zorunda olmadıklarını söylemiş. Kötü haber olarak da Allah adında bir rakip çıktığını anlatmış.

Mesut Yılmaz da hemen Bakanlar Kurulu'nu toplamış ve şöyle demiş:

- Arkadaşlar sizlere iki şahane haberim var. Şükürler olsun ki Allah'ın varlığı kanıtlandı. Ben görüştüm. İkincisi ise Allah 10 gün içinde dünyayı yok edecek. Ne 8 yıllık kesintisiz eğitim ne de erken seçim sıkıntımız kalmadı.

Zeytin değil dolar ezmesi

Haberi önce Hürriyet Ankara Bürosu'ndan arkadaşım Erdal Sağlam verdi... İş Bankası, Eze Zeytinleri'nin sahibi Erol Evcil'in fabrikasına el koydu. Gerekçesi Ecvil'in bankaya borcunu ödemekte zorlanması.

Biliyorsunuz, TBMM'de ünlü bir komisyon vardı. Uzun adıyla‘‘Yasadışı Örgütlerin Devletle Olan Bağlantıları ile Susurluk'ta Meydana Gelen Kaza Olayının ve Arkasındaki İlişkilerin Aydınlığa Kavuşturulması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’’. Veya kısaca Susurluk Komisyonu.

İş Bankası'nın bu Komisyon'a gönderdiği bir yazı elime geçti. Yazıya göre, Erol Evcil Grubu şirketlerinin (5 şirket) İş Bankası'na olan borcu 101.9 milyon dolar. Gösterilen teminatların tutarı da 140 milyon dolar civarında.

Bu yazıda başka bilgiler de var.

Örneğin, Eze Zeytincilik Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, Egebank'tan 4 milyon dolar, Toprakbank'tan 1 milyon dolar, İnterbank'tan 15.8 milyon dolar, Türk Ticaret Bankası'ndan 12.5 milyon dolar döviz kredisi ile 1.5 trilyon liralık dövize endeksli kredi kullanmış.

Ve bir de Emlakbank. Evcil, Emlak Bankası'ndan da 1.2 milyon dolarlık döviz kredisi almış. Zeytin değil, dolar ezmesi olayına ilişkin belgeli bilgiler işte böyle...

UPAV'ın yıldızları

Bu bir vakıf... Adı, Ulusal Politika Araştırmaları Vakfı (UPAV). Kurucuları da politikacı, bürokrat, işadamı ve gazeteciler. Türkiye'nin sorunlarına çözüm politikaları oluşturmayı amaçlıyorlar.

Kurucular arasından bazıları şimdiki hükümette bakan oldular. Bazıları da bürokratlığa döndüler...

Henüz kurulalı iki yıl olan

UPAV'ın kurucu üyelerinden Zekeriya Temizel, ANASOL-D Hükümeti'nin Maliye Bakanı. Yine bir başka kurucu üye Hikmet Uluğbay ise Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda. Işın Çelebi de yeniden Devlet Bakanlığı'nda.

Bu vakfın mimarı ve kurucu başkanı ise Yavuz Ege. O da şimdi Dış Ticaret Müsteşarı oldu. Ege, uzun süre Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) çalıştı. İktisadi Planlama Başkanlığı ile DPT Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Tansu Çiller döneminde ise kızağa çekilerek müşavirlik kadrosuna kaydırıldı.

Türkiye'nin en kaliteli bürokratlarından, iyi iktisatçılarından olan Yavuz Ege, şimdi dış ticareti planlayacak, ihracata hamle kazandıracak...

Özelleştirme'ye sürpriz aday

Özelleştirme İdaresi'ne bir türlü başkan bulunamıyor.

Zaten özelleştirme uygulamaları dünyanın her yerinde sosyal sancı yaratır. Ama milyonlarca işsizin bulunduğu, KİT'lerin arpalık olduğu, sosyal güvenliğin çöktüğü Türkiye'de daha da zordur.

Devletin ekonomideki payının azaltılması, KİT'lerin, devlet iştiraklerinin özel sektöre devredilmesi, siyasi kararlılıkla olur.

Bu kararlılığın olmadığı yerde, bürokratın yeterliliğinin, dürüstlüğünün bir anlamı kalmaz. Bürokrat sonuçta doğru yolu göstererek, gerçek bilgileri vererek, ihalelere fesat karışmayacak bir sistemi kurarak kendi üzerine düşen görevi yapmakla yükümlüdür.

Her bürokrat bunu yapar mı? Malesef her zaman da evet yanıtı verilemez.

1983'ten beri özelleştirmeyi konuşuyoruz. Bazı uygulamalar oldu. Ne yazık ki çoğu zaman şaibeler silsilesi arasında boğulduk. İhale zarflarını açan siyasiler, fon yöneten, kayırmacı uygulamalar yapan bazı bürokratlar.

İşte bu özelleştirme mazisi üzerine iktidara gelen Başbakan Mesut Yılmaz, ismi üzerinde spekülasyon olmayan, hükümet içinde de uzlaşıyla bakılacak birini arıyor.

Hükümetin ANAP kanadından öğrendiğim bilgilere göre sürpriz bir isim olacakmış özelleştirmenin patronu. Bürokraside şimdiye kadar hiç çalışmamış biri. Biraz araştırınca, Mesut Yılmaz'ın, kısa süre önce bankacılık sektörünün yakından tanıdığı Tayfun Bayazıt'la görüştüğünü, ona bu teklifi yaptığını öğrendim. Hatta atamanın önümüzdeki hafta yapılacağını.

Tayfun Bayazıt, genç, pırıl pırıl bir bankacı. Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. Bir süre de İnterbank Genel Müdürlüğü. Çukurova Grubu'nun bu bankayı satmasından sonra da ayrıldı. İsviçre'de yine Çukurova Grubu'nun BCP Bank'ının başında bulunuyor.

Bayazıt'ın, Yılmaz'ın teklifine nihai yanıtı ne olacak şimdilik bilmiyorum. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nı, bu ateşten gömleği kim giyecek çok merak ediyorum.

Hangi Bakan görevlendirilecek?

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), hiç bir devlet bakanına bağlanmadı. Başbakan Mesut Yılmaz'a bağlı bırakıldı. Fakat bir devlet bakanı özelleştirme işi için görevlendirilecek. Başbakan'ın yükünün hafiflemesi açısından...

Devlet Bakanı Işın Çelebi, geçen hafta, ÖİB'ndaki yönetici ve uzmanlarla toplantılar yapmış. Özelleştirme kapsamındaki bütün KİT'lerin mevcut durumları ve ne yapılabileceğine ilişkin kısa raporlar istemiş.

Daha önceki ANAP iktidarlarında, özelleştirmeden Güneş Taner sorumluydu.

Şimdi de sıra Işın Çelebi'ye mi geldi acaba?

Yazarın Tüm Yazıları