İstanbul'daki eski evler kurtarılıyor

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İstanbul Deftardarlığı ekipleri hummalı bir çalışma içinde. Amaç İstanbul'un tarihi dokusunu korumak. Eski ve metruk (terkedilmiş) binaları kurtarmak, bunları şehre ve ekonomiye kazandırmak.

Çalışmalar, İstanbul Valisi Kutlu Aktaş ve Vitali Hakko'nun başında bulunduğu, İstanbul'un eski valilerinin de içinde olduğu Beyoğlu Güzelleştirme Derneği ile koordinasyon içerisinde yürütülüyor.

Genç işadamlarından, İstanbul'daki eski ve metruk binaların kamu tüzel kişiliklerine, derneklere ve özel kişilere kiralanacağı haberini duyunca, Vali Aktaş ve İstanbul Defterdarı Akif Hamzaçebi ile görüştüm.

İstanbul'daki eski evler tekrar tesbit ediliyor. İki grup mülkiyet var. Hazine'nin özel mülkiyetinde olanlar ve sahipsiz olması nedeniyle defterdarın kayyum sıfatıyla idare ettiği yerler. Defterdar'ın kayyum olarak idare ettiği yerler sahipsiz kişi adına kiraya veriliyor. Kira gelirleri özel bir hesapta toplanıyor. 10 yıl bu binaların sahibi çıkmazsa mülkiyet otomatikman Hazine'ye geçiyor.

Hamzaçebi, Beyoğlu bölgesinde tesbit çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu söylüyor. İstanbul'da hisseli ve tam hisseli arsa ve bina sayısı 4 bini aşıyor. Sadece Beyoğlu'nda 755 arsa ve bina var. Bu ilçeyi, çok sayıda eski ve metruk bina- arsa bakımından Eminönü ve Fatih ilçeleri izliyor.

Hamzaçebi, vakit buldukça tesbit edilen bu binaları tek tek geziyor. Akif Bey, ünlü modacı Cemil İpekçi ile sözleşme imzaladıklarını, Beyoğlu'nda Cenevizliler'den kalma bir binayı ona kiraladıklarını söylüyor. (Cemil İpekçi bu binayı moda merkezi yapacak.) Türkiye Genç İşadamları Derneği de bina talebinde bulunmuş. Onlara da Arnavutköy'de bir yer gösterilmiş. Hamzaçebi, eski ve metruk evleri kiralamada önceliğin kamu yararına çalışan kuruluşlar olduğunu belirtiyor. Özel şahıslar açısından da çok seçici davranılacak kuşkusuz. Bir de sözleşmelere bir hüküm konularak, 10 yıl içinde sahibi çıkmadığı için Hazine'ye geçmesi gereken binalardaki kiracıların korunması amacıyla Hazine'den kiralama yapılmasına olanak tanınıyor.

İstanbul'daki eski binaların kent yaşamına kazandırılması için Hamzaçebi, Hakko, Aktaş ve ekiplerinin çalışmaları gerçekten kutlanmaya değer.

IMF'de bizden biri

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmeler biliyorsunuz kesintiye uğradı. Sosyal güvenlik, vergi reformu başta olmak üzere yapısal düzenlemelerin realize olmasına bağlı görüşmelerin başlaması veya kısaca Türkiye'nin dış kaynak bulmakta zorlanmaması.

Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'le konuşuyordum. Erçel, ‘‘Yapısal reformlar gerçekleşmeden konuşmamız, beraber olmamız ilerleme kaydettirmeyecekti. Ödevlerimizi yapmamız lazım. Sosyal güvenlik, vergi, özelleştirme, bankacılık düzenlemeleri 10 gün içinde TBMM Genel Kurul'una inmesi lazım. Umudumuz şubat sonu mart başında bunlar geçerse IMF ile daha kredibiliteli bir şekilde oturma imkanına kavuşacağız’’diyor.

IMF heyeti başkan dahil 4 veya 6 kişiden oluşuyor. Türk tarafıyla görüşmelere katılan heyette bir de hanım vardı. Londra'da bir yabancı yatırım bankasına geçince yerine yine bir hanım atandı. Ama bu bir Türk. Adı Ceyla Pazarbaşı. Ankara'daki son görüşmelere katıldı. Kendisi finansçı. IMF heyetinde bu Türk hanımın olması Türk heyetini sevindiriyor doğal olarak. IMF'de başta Rüşdü Saracoğlu olmak üzere çok sayıda Türk çalıştı. Ancak yanlış hatırlamıyorsam IMF-Türkiye görüşmeleri bağlamında IMF heyetinde ilk kez bir Türk bulunuyor.

Bu arada Ankara'da duyduğum bir kulisi de aktarayım. IMF tarafı, bizimkilerin martta tekrar görüşmelere başlanacağı açıklamalarından sonra, ‘Sosyal güvenlik ve vergi reformu yapılmadan görüşmelere başlamamız kısa süreli çay kahve muhabbetinin üzerine çıkmaz’’ mesajını göndermiş. Anlaşılan bu kez IMF işi çok sıkı tutuyor... Zedelenen itibarını korumak istiyor herhalde...

Tuşba'daki canavarlar

Tuşba, Van'ın diğer adı. Urartu medeniyetinin beşiği. Urartu devletinin başkenti. Tuşba adı da sanırım Urartu krallarından birinin ismi.

Van Gölü'nde canavar falan görmedim, ama başka canavarlar keşfettim bu ilde. Kötü anlamda enflasyon canavarı, işsizlik, fakirlik, göç, malum canavarlar. Van'ın Van Gölü canavarı(!) dışında bir de elektrik canavarı var. Bu ilde o kadar çok elektrik kesiliyor ve voltaj o kadar düşük ki evlerde hayatın felç olması bir yana, bir elin parmakları kadar az olan sanayii kuruluşları da elektrik canavarından dolayı çalışamıyor. Parası olanlar -o da 4 tesis- milyarlarca lira vererek jeneratör kurmuşlar üretimi böyle yapmaya çalışıyorlar. Geri kalanlar ise 1992 yılından bu yana günde ancak 2-3 saat makinelerini çalıştırabiliyorlar. Dört gözle Batman-Tatvan arasındaki enerji nakil hattındaki sorunun çözülmesini bekliyorlar. Bir de tabii Batılı işadamlarının yatırım yapmasını. Kendi bağırlarından çıkan, başka yerlere yatırım yapan Vanlı zenginlerden ümitleri kalmamış artık. (Ünlü Vanlı Bakan Yalım Erez de kendi iline yatırım yapmayanlardan biliyorsunuz.)

Van'da bir de aslan-kaplan misali canavar gibi tesisler var. Van Et Entegre Et Sanayii ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Kaya Tokmakçıoğlu'nun daveti üzerine Van'ı ve bu tesisleri tanıma fırsatı bulduk. Kamunun ağırlıklı pay sahibi olduğu Van Et, Van Yün, Van Yem, Van Süt fabrikalarını gezdik. Van Valisi Abdülkadir Sarı, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Feridun Irak'la da görüştük. Van Et, yarın İstanbul'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de katılacağı resepsiyondan sonra, önümüzdeki günlerde sermayesinin yüzde 25'lik bölümünü (75 milyar lira) halka açacak. Doğu'daki bir şirketin halka açılması anlamında çok önemli ve umut verici bir adım olarak görülüyor bu girişim. Yetkililer, tesisin modern yüksek teknolojiyle kurulu olması, üretim kapasitesinin yüksekliği, kârlılığı dolayısıyla halka arzdan umutlular.

Yatırım yapanın emrindeyim

Van Valisi Abdülkadir Sarı, bu ilde sosyal patlama olmamasını İran'la yapılan sınır ticaretine bağlıyor. 97'de sınır ticareti 50 milyon doları bulmuş. Bu sene 100 milyon dolar hedefliyorlar. Yakında, Tebriz-Van arası otobüs seferlerinin orta vadede de tren seferlerinin başlayacağını böylece bavul ticaretinin de artacağını anlatıyor Vali Sarı. Van'da serbest bölge kurulması, Van'ın turizm merkezi olması için başvuruları da var. Van Holding ve organize sanayi bölgesi de yolda. Organize sanayi bölgesinde yer almak için Demirören Grubu, Aras kargo ve Almanya'daki bazı Türk işadamları girişimde bulunmuşlar. Vali Sarı, Van'daki sanayi tesislerinde İl Özel İdaresi'nin payları dolayısıyla KİT'ler, BİT'lerden sonra VİT'ler esprisini yapıyor. Yani, Vilayet İktisadi Teşebbüsleri...

Kaymakamlığı da dahil olmak üzere hep Doğu'da hizmet veren Vali Abdülkadir Sarı, işadamlarına şöyle sesleniyor: Burada yatırım yapacakların sadece hizmetinde değil emrindeyim...













Yazarın Tüm Yazıları