IMF, Türk emeklisini kıskanıyor

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

IMF ile yapılan kritik görüşmeler sonuca ulaşmadı. Yardım anlaşması umudu Washington'daki müzakereye kaldı. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Türkiye arasındaki emeklilik yaşı pazarlığında anlaşma sağlanamadan sanırım yeşil ışık yanmayacak.

IMF, uluslararası bankaların, fonların denetçisi gibi çalışır. Anlaşma öncesi Türkiye'nin rakamlarına, siyasi durumuna bakarak, borç geri ödeme performansını ölçer.

Eğer IMF, ‘‘Türkiye borcunu ödemekte zorlanacak’’ diye rapor yazarsa, inanın Türkiye'ye 10 cent dış kaynak girmez.

Lafı uzatmayayım, IMF, emeklilik yaşının erkeklerde 60, kadınlarda 58'e yükseltilmesi için bastırdı. Dahası beş yıl sonra kadın-erkek ayrımı yapılmadan emeklilik yaşının 62'ye yükseltilmesini istedi.

Anasol-D Hükümeti’nin sosyal güvenlik tasarısında emeklilik yaşı 50-55 olarak öngörülüyor. İlgili kesimler arasında konsensus sağlanamadığı için Meclis'te nasıl şekillenecek bilemiyorum.

Peki, ‘‘IMF Türk emeklilerini kıskanıyor’’ başlığı nereden çıktı diyorsanız, yanıtı son Ankara görüşmelerinde yatıyor.

Emeklilik yaşı pazarlığı kızıştığı bir anda, IMF tarafı bizim bürokratlara bakın ne demiş:

- Gencecik yaşlarda, örneğin 40 yaşında emekli oluyorsunuz. Sonra da deniz kenarında yan gelip yatıyorsunuz...

Her ne kadar Türk uzmanlar ‘‘Nerede o günler, emekliler deniz kenarında yatmak bir yana, maaş kuyruğunda can veriyor’’ demeye getirmişler, Türkiye realitesini anlatmaya çalışmışlarsa da IMF ısrarından vazgeçmemiş.

Anlaşılan bizim emeklileri çok kıskanıyorlar!

Keşke ülkeyi yönetenler, hiç olmazsa emeklisine, IMF'i kıskandıracak standardı sağlasa da başlık gerçek olsa...

100 yıl prim ödesek yine batacak

CHP lideri Deniz Baykal, IMF ile görüşmelerin çıkmaza girmesi, faturanın yine kendisine çıkarılması karşısında, ‘‘Ciddiyetsizlik ortaya çıktı, seyrediyoruz’’ yorumunu yapıyor.

Hükümet, IMF ile anlaşma için Baykal'dan koşulsuz destek bekliyor. IMF siyasi konsensus istiyor...

Baykal, şu sıralar seçim bölgesi, memleketi Antalya'da bayram tatilini geçiriyor. Sosyal güvenlik üzerine konuşuyoruz. Baykal ısrarla ve bence doğru bir tesbitle, konunun yaş tartışmasına kilitlenmesinin anlamsızlığından bahsediyor. Sosyal güvenliğin, ciddi bir fon yönetimi olması gereğini vurguluyor. SSK’nın fon yönetiminden çarpıcı örnekler de veriyor: Mesela 100 dolar, son 30 yılda doğru nemalandığında 436 dolara çıkmış. Ama aynı 100 dolar SSK'nın elinde 1.5 dolara inmiş.

Özetle çalışanlar 100 yaşına kadar da prim ödese, SSK'ya emanet edilen paralar, güneş görmüş kartopu gibi eriyor. Fon yönetimi sistemi düzeltilmezse erimeye devam edecek.

Tabii SSKkaynaklarının, siyasi ve ekonomik gerekçelerle, baskılarla başka yerlere, sektörlere aktarılması gerçeğini de unutmamak lazım. Bunun da sonu gelmeli artık. SSK’nın sağlık hizmeti üretmek yerine, bu hizmeti devletten veya özel sektörden satın alması, fon yönetimiyle uğraşması daha yararlı olmaz mı?

Benzincilere çağrı

LİSEYİ bitirdikten sonra Halk Bankası'nda çalışmaya başladı. Çalışırken AİTİA Bankacılık Yüksek Okulu'na devam etti. O, çekirdekten bankacı. 23 yıllık bankacılık hayatının 16 yılını Vakıfbank'ta geçirdi. Vakıfbank'ın her kademesinde görev yaptı, şimdi Genel Müdür.

Hasan Kılavuz, Vakıfbank Genel Müdürlüğü görevine geçen yılın temmuz ayında atandı. Bu kısa sürede, dikkatimi çeken güzel projeleri uygulamaya koydu. Ben de yerim elverdiği ölçüde bazılarını yazmaya karar verdim.

Önce kapıdan başlayalım. Vakıfbank Genel Müdürlük binasına girerken kapıda güleryüzle iki genç hanım tarafından karşılanıyorsunuz. Biri halkla ilişkiler uzmanı, diğeri özel güvenlik görevlisi. Sıcak, insanca... Amaç, emeklilere, banka müşterilerine iyi hizmet.

Banka ilk etapta gayrimenkulleri elden çıkarmaya başladı.

En önemlisi personel lojmanları satılacak. Kılavuz'un oturduğu lojman da dahil. Hasan Kılavuz, ‘‘Personelimizin ikişer üçer evi var neredeyse, ama yine devletin lojmanında oturuyorlar. Buna son veriyorum. Arı kovanına çomağı sokuyoruz. Rahatsız olanlar var. Normal tabii ama bildiğimiz doğru yoldan ayrılmayacağız’’diyor.

Satışlar açık artırmayla olacak. İhtiyaç fazlası gayrimenkullerin satışından 7-8 trilyon lira gelir bekleniyor.

Banka'nın yüzde 20 hissesinin halka açılmasıyla ilgili kanun Meclis'te. Öncelikle yüzde 10 hisse yurtdışı piyasalarda satılacak. Blok satış yerine halka arz yöntemi benimsenmiş. Emekli Sandığı'nın Banka'daki yüzde 25 hissesi de borsa yoluyla halka arz edilecek.

Kılavuz'un hedeflerinden biri de kartlı yaşamı yaygınlaştırmak. SSK emeklileri bu Banka'dan maaş alıyor biliyorsunuz. (750 bin kişi.) Onlara kredi kartı da veriyorlar. Köylerinde oturanlar banka şubelerinde kuyruğa girip maaş almak yerine en yakın benzin istasyonundan kartlarıyla maaşlarını çekebiliyorlar. Ayrıca belirlenen limitte kredi de kullanabiliyorlar.

Kılavuz, şimdilik 550 benzin istasyonundabu hizmeti verdiklerini belirtiyor ve benzin istasyonu sahiplerine bu sisteme dahil olmaları için çağrı yapıyor. (İstasyon sahiplerine yüzde 1 komisyon veriliyor.)

Vakıfbank'ta da kamu bankalarında olduğu gibi kredi batağı büyük. Kılavuz'la ayrıldığımız noktalardan biri şirket kurtarma konusu. O şirket kurtarmaya taraf. ‘‘Zaman zaman sektörlerin sıkıntıya girdiğini, görevlerinin sektörleri ayakta tutmak, darbe vurmak olmadığını’’ savunuyor. Kredide büyük holdingler yerine, geri dönüşün daha kolay olduğunu düşündüğü KOBİ'lere ağırlık verdiğini, iki üç firmaya değil 200-300 küçük ve orta ölçekli firmaya kredi kullandırdığını anlatıyor.

Tıpkı İtalya'da olduğu gibi ülke ekonomilerinin KOBİ'lerle kalkınacağına inanıyor.

38 yaşındaki emekliye kızdı

GEÇEN gün bir arkadaşım, yeni aldığı SSK Emekli Kimliği'ni gösterdi. 38 yaşındaydı. O, yaşını da hiç göstermeyen gencecik bir emekli şimdi.

Kartı alıncaya kadarki bürokratik işlemleri bir solukta anlattı. Son imzada başından geçen olayı sizlere aktarıyorum...

Arkadaşım, emeklilik için son imzanın atılacağı ilgili müdürün odasına girer. Müdür Bey, bu genç adama, ‘‘Sen kim adına iş takipçiliği yapıyorsun. Çabuk çık odadan’’ diye bağırmaya başlar. Bizimki, ‘‘Efendim ben iş takipçisi filan değilim, kendi işlemlerimi takip ediyorum. Emekli olan benim’’ diye derdini anlatmaya çalışır.

Ancak Müdür Bey inanamaz... Kimliğini ister, evraklarını inceler. Herşeyin tamam olduğunu görünce de mecburen imzayı atar.

Arkadaşım 38 yaşında emekli olmaktan memnun. O tabii şanslılardan. Emekli olduktan sonra da çalıştığı, bir işi olduğu için. Tazminatını kurtardığı için! 5 taksitle alacağı tazminatıyla, para iyice pul olmadan bir taşınmaz mal sahibi olma hayali kurduğu için...













Yazarın Tüm Yazıları