Oya Berberoğlu: Hangi işadamına hamamböceği denir?

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Her kesim ekonomik krizden az veya çok nasibini alıyor...

Sektörlere bakıldığında en çok tekstil ve turizmden ‘‘battık, yandık’’ feryatları yükseliyor. İşte bu sektörlere Eximbank'tan kaynak aktarımı yapılıyor...

Geçen akşam Türkiye'nin önde gelen müteahhitleriyle beraberdik. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Kadir Sever, Nihat Özdemir (Limak), Atila Şenol (Mesa), Oğuz Çarmıklı (Nurol)...

Müteahhitler de sıkıntıda doğal olarak. Her zaman olduğu gibi hakedişlerini (133 trilyon lira) alamamaktan yakınıyorlar. Kredi faizlerinin yüksekliğinden. Türkiye'nin kredibilitesinin düşüklüğünden, kredi bulmakta zorlanmaktan. Kredilerin libor artı 25'lere dayanmasından dert yanıyorlar.

Sektörde 100 bine yakın kişi de işten çıkarılmış... Müteahhitlik sektörü 50'ye yakın yan sektörü etkiliyor. Sıkıntı dalga dalga yayılıyor yani.

Müteahhitler de aylardır köprü kredisi peşinde. Eximbank'tan 150 milyon dolar kredi talep ediyorlar... 1999 ve 2000 yılına umutlu bakmıyorlar...

Peki tahammül güçleri nedir, nedreye kadardır acaba?

Kadir Sever, ‘‘Biz pek sesimizi çıkarabilen bir sektör değiliz’’ diyor ve şu hikáyeyi aktarıyor:

‘‘Işın Çelebi'nin devlet bakanlığı dönemi. Aynı zamanda Libya KEK Eş Başkanı. Yine sıkıntılı bir süreç. Hakedişler alınamıyor. Işın Çelebi müteahhitlerle toplantıda. Çelebi, ‘Beyler ne kadar tahammül gücünüz var?' diye soruyor. Kocaelili bir müteahhit, ‘Müteahhit dediğin hamamböceği gibidir. Bataklık zeminde yassı salın altında iki sene, susuz ve nefessiz yaşayabilir' diyor.

Müteahhitler hálá ayakta...

Kredi operatörleri

ve 30 milyar dolar

KRİZ dönemlerinde kredi operatörleri türer... İyi eğitimli, iyi giyimli bir takım kişiler. Ellerinde çantalar şirketleri dolaşıyorlar. ‘‘Yurtdışındaki bankalardan Hazine garantili projelerinize kredi bulalım’’ diye...

Yap-işlet-devret modeli, ikili anlaşmalar başta olmak üzere Hazine garantili projelerin tutarı 30 milyar dolar.

Kredi operatörleri daha ziyade Azerbaycan ve Arap ülkelerinden. Çeşitli finans kuruluşlarından, Arap bankalalarından kredi teklif ediyorlar...

Bu kredi operatörlerinin pek başarılı olduğu söylenemez. Çünkü Türk Hazine'si dünya çapında 17-18 bankadan krediye olumlu bakıyor. Aksi taktirde para aklayıcısı olunabilir öyle değil mi? Bu arada kredi vermeyi düşünen yabancı bankalar ise sadece 3-5 Türk bankasının teminat mektubunu kabul ediyor. Bu da darboğaz yaratıyor iş adamları açısından.

Bir işadamı arkadaşım, ‘‘Kredi operatörleri ülkemizin kredibilitesini çok düşürüyorlar’’ diyerek iş aleminin rahatsızlığını ortaya koyuyor.

Aynı işadamı, Türkiye'ye uygulanan kredi faiz oranlarının giderek arttığını, eskiden libor artı 4-8'e kredi bulunurken, bugün libor artı 17-18 civarında dahi kredi bulamadıklarını vurguluyor.

Şimdi gözler IMF'de. Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) destek gelecek de ne kadar olacak? Her ne kadar Başbakan Bülent Ecevit ‘‘1-2 milyar dolar gelse yeter’’ dese de iş dünyası Ecevit'i ‘‘Pot kırmakla’’ suçluyor. İş adamları ‘‘IMF'den en az 5-10 milyar dolar gelmeli’’ diyorlar...

İş Bankası’nın zeytini Fora

İŞ Bankası zeytinci olmuştu hatırlayacaksınız.

Verdiği kredi geri dönmeyince Eze Zeytinleri'nin sahibi Erol Evcil'in tesisine el koymuştu.

Ülkemizde bankacılar bankacılıktan başka her işi yapar hale geldiler neredeyse!

İştiraklerden kurtulmak bir yana yeni iştiraklerle başka denizlere yelken açıyorlar. Mecburiyetten oluyor bu genellikle. Bu da geri dönmeyen, sorunlu kredilerden kaynaklanıyor.

Çete bağlantılı kaçak Erol Evcil 1994-96 yılları arasında İş Bankası'ndan 50 trilyon lira kredi kullanmıştı. Ödemeden tüydü. İş Bankası da Ayvalık'taki tesisine el koydu. İş Bankası bu tesisi işletiyor bir süredir.

Geçen nisan ayında da yeni bir markayla piyasaya girdiler. Zeytinin markası ‘‘Fora’’. Atağı, açılmayı simgeliyor...

Evcil'in eski tesisinde, çeşitli bölgelerin zeytinleri işleniyor. Fora markası altında yeşil zeytinler Domat, Aşıyeli ve Gülümbe adlarıyla piyasada. Yanı sıra Çizik, Biber Dolgulu, Çekirdeksiz, Dilimli ve Zeytin Salata gibi türler de var. Zeytinin tatlısını bile çıkarmayı düşünüyorlar...

Erol Evcil ile İş Bankası arasında yapılan sözleşme gereği borç tahsil edilince tesis Evcil'e verilecek. Ancak bu sözleşmenin yerine gelmesi pek mümkün görünmüyor. Adı kirlenmiş bir işadamına tesis geri verilir mi?

Bildiğim kadarıyla İş Bankası yönetimi de artık tesisin Erol Evcil'e geri dönüşüne pek sıcak bakmıyor.

Ha bu arada, geçenlerde bizim grubun Ekonomist Dergisi'nde Avrupa Türk İşadamları Derneği Başkanı Hüseyin Kuru'nun bu tesisleri almak istediği yer almıştı. Kuru, ‘‘Zeytin Kralı olacağım’’ deyip duruyormuş... Ancak, İş Bankası yönetimi, böyle bir görüşmenin olmadığını söylüyor.

Ama iyi bir fiyat, iyi bir alıcı olunca, her tesisin satılması söz konusu olabilir.

Neyse bol bol zeytin yiyelim. Çünkü zeytin, A, B, C vitaminleri ve minerallerle yüklü. Hücreleri yeniliyor, doku ve organların yaşlanmasını önlüyor. Çocuklarınıza da zorla yedirin!

Krediyi Hazine bulsun

ilave maliyete razıyız

LİMAK'ın patronu Nihat Özdemir önüme çarpıcı bir tablo koyuyor.

Bu sadece seçilmiş 10 önemli projenin hali...

Örnek verilen baraj prrojelerini ele alalım... Hamzadere, Süreyyabey, Gördes, İbrala, Karacasu, Başköy, Kapıkaya, Atasu, Kığı Barajları inşaatı ve Kılavuzlu Sulama projesi. Bu on büyük projenin 1997 keşif bedelleri toplamı 87.5 trilyon lira. Bu tutar 1998'de 151.3 trilyona, 199'da da 234.6 trilyon liraya yükselmiş durumda! Bu projelere ayrılan toplam ödenek ise 5 trilyon lira civarında. İşte kaynak yetersizliği, işlerin yürümemesi dolayısıyla devlete maliyet pig noktaya vuruyor.

Nihat Bey'e soruyorum peki ne yapılabilir?

Öncelikle devletin yeni ihalelere çıkmaması, eldeki işleri bitirmesini öneriyor. Hazine'nin projeleri ayıklamasını, önem sırasına göre sıraya koyması gerektiğini söylüyor. Kredilerin Hazine tarafından bulunup dağıtılmasını istiyor. ‘‘Maliyeti bize aktarsınlar, ilave maliyete razıyız. Türkiye'nin kredibilitesini düzeltsinler’’ diyor...



Yazarın Tüm Yazıları