Paylaş
Sadece Fenerbahçe'nin mi? Hayır. Diğer futbol kulüplerinin de hatta bazı şirketlerin de sorunu aynı. Türkiye'nin yıllarca içinde debelendiği ana problem yani. Kısa vadelelik. Palyatif önlemlerle sorunları aşmaya çalışmak. O zaman ne oluyor, kendimizi kandırmaktan öte gidemiyoruz. Nefes alır gibi oluyoruz ama sonra sorunlar katmerleştiği için astım krizine yakalanıyoruz...
Neyse ki şimdi ülkeyi yönetenler denizin bitmesiyle zorunlu da olsa uzun vadeli düşünmeye başladılar. Geçici değil kalıcı çözümlere yelken açtılar. Avrupalı olmak sözle olmaz. Kulüplerimiz de kurumlaşarak sistemli çalışmayı öğrenmeli. Taraftarlar sadece skora bağlı düşünmekten, tepki vermekten arınmalı artık.
Fenerbahçe ilgilenenler bilirler, birkaç yıldır tarihinin en zor dönemini yaşıyor. Ocak ayında da olağanüstü kongre yapılacak.
Kongrelerin soruna çözüm getireceğini sanmıyorum. Her mağlubiyet sonrası anterenör değişsin, yönetim gitsin haykırışları duygusallıktan öte birşey değil zannımca. Neredeyse üç ayda bir antrenör değiştiren bir kulüp zaten başarılı olamaz ki. Dünyanın en iyi antrenörleri Fenerbahçe'ye alınıyor sonra hallaç pamuğu gibi atılıyor.
Geçen gün Fenerbahçe camiasının ünlüleri Burhan Karaçam'ın Ulus'taki ofisinde biraraya geldiler. Yapı Kredi Bankası'nın eski Genel Müdürü Burhan Karaçam'ın bürosundaki toplantıda Murat Özaydınlı, Emin Cankurtaran, Mustafa Koç, Ali Koç, Erhan Dumanlı ve Başkan Aziz Yıldırım vardı. Toplantı fikri Murat Özaydınlı'dan çıkmıştı. Akşam da 1907 Fenerbahçe Derneği'nde geniş katılımlı bir toplantı oldu. Spor sayfalarımızda bu toplantılardan çıkan ana mesajı okudunuz. Aziz Yıldırım'ın tekrar aday olması için baskı yapıyorlar.
Canım Fenarbahçemizin durumu ne olacak diye Ali Koç'la sohbet ediyorduk. Yine ilgilenenler bilirler fanatik Fenerbahçeli Ali Koç'un Fenerbahçe Kulübü'ne başkan olmak gibi bir ideali var. Hatta son günlerde aday olsun diye yazanlar da oldu. Ama biliyorum ki Ali Koç çok gerçekçi, bir o kadar akıllı gençlerimizden. çok ileri zamanlarda adaylığı düşünür. Şimdi diyor ki ‘‘Sadece zengin çocuğu olmak başkanlık için yeterli midir? Sadece istemekle olmaz. Ali Koç'un meziyeti nedir, yapabilir mi? biliyorlar mı beni...’’
Ali Koç da Fenerbahçe'deki sorunun tıpkı Türkiye'deki ana sorun gibi kısa vadeli çözümlere yönelme olduğu kanaatinde. Futbol kulüplerinde de kurum menfaatlerinden öte kişisel menfatlerin ön planda tutulmasını büyük problem olarak görüyor.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın tekrar aday olması için baskı yapanlardan. Koç, ‘‘Devamlı anterenör, başkan değiştirerek nereye varacağız. Fenerbahçe için çok üzülüyorum. Hepimiz Aziz Yıldırım'ın etrafında kenetlenmeliyiz. Yaptığı fedakarlıkların karşılığı hep karalama oldu. Ne yazık ki bir başkanın Türkiye'deki başarısı futboldaki başarısından geçiyor. Bu mantalitenin değişmesi şart. Olayı maç skorlarına endekslemekten vazgeçelim. Sistemli olalım...’’ diyor özetle.
Fenerbahçe Kongresi'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum ben de...
Demireller'den istifa etti
RÜŞDÜ Saracoğlu'nun adı şu günlerde çok anılır oldu. Merkez Bankası eski Başkanı'larındandı. Sonra ANAP'tan politikaya atıldı, bir dönem de Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmıştı. ANAP Lideri Mesut Yılmaz'la hiç anlaşamadı. Son seçimlerde milletvekili adayı da olmadı.
Adının şimdilerde sıkça anılır olması banka operasyonlarından.
Türkiye'nin yetiştirdiği en kıymetli bürokratlardan olan Rüşdü Saracoğlu bir dönem Cavit Çağlar'a danışmanlık yapmıştı. Politikadan ayrıldıktan sonra da Demirel Ailesi'ne danışman oldu. Murat Demirel'in sahibi olduğu Egebank Yönetim Kurulu Başdanışmanıydı. Çağlar'ın bankasının akıbetini biliyorsunuz. Egebank da malumunuz. Deniyor ki, ‘‘Rüşdü Bey'in danışmanlık yaptığı yerler bir bir batıyor!’’ Hatta Türkbank skandalıyla adı öne çıkan işadamı Korkmaz Yiğit'e de danışmanlık yaptığı iddiaları oldu.
Rüşdü Saracoğlu ile banka operasyonlarından sonra birkaç kez konuştum. En son da dün. Yurtdışındaydı. Danışmanlık işi konusunda, seçtiği yerler bakımından pişman olup olmadığını sordum. Kesinlikle pişman olmadığını söylüyor. Devam ediyor:
‘‘Batabilirler, benim ne sorumluluğum var? Kamuoyunda tanınır bir ismim olduğum için alakalı alakasız gündeme getiriliyorum. Bir kere Korkmaz Yiğit'e danışmanlık yapmadım. Egebank'ın da danışmanı değildim. Ayrıca danışmanlık demek yöneticilik demek değildir. Profesyonel olarak Egebank'a danışmanlık yapmadım. Sadece onların Ege Finans Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Bu şirket de İrlanda yasalarına göre kurulu’’ diyor.
Bu şirketten ayrılmayı düşünüp düşünmediğini soruyorum. Kısa süre önce istifa ettiğini söylüyor. ‘‘Pişman değilseniz neden istifa ettiniz?’’ deyince ‘‘Banka'nın sahibi değişince iştiraki olan kuruluştan tabiki istifa edersiniz’’ karşılığını veriyor. Başka firma veya kişilere danışmanlık düşünüyor mu onu zamana bırakmış anlaşılan.
Rüşdü Saracoğlu, Merkez Bankası'ndan yakın arkadaşı ve o dönemde Başkan Yardımcısı olan Ercan Kumcu ile Makro Danışmanlık adıyla şirket kurmuştu. Politikaya atılınca şirketteki hisselerini Kumcu'ya devretmişti. Sonra hisselerini tekrar satın almıştı. Yani onun asli bir işi var...
Güzel hediyeler
ÖNCE gönderdiğiniz kutlama kartları, nazik iltifatlarınız, yüce hediyeleriniz için çok teşekkür ediyorum. Yeni yılın tüm insanlığa mutluluk getirmesini diliyorum. Herşeyden önce hepinize sağlık diliyor, yeni yılınızı, Ramazan Bayramı'nızı kutluyorum.
Güzel hediyeler verdiniz. Adımıza depremzedelere yardımlar yaptınız, ağaçlar diktiniz, poliklinikler, çocuk sağlığı merkezleri, mahalleler kuruyorsunuz. Tüm kişi ve şirketlerin adlarını bu sütünlara sığdırmam zor. Beni bağışlayın lütfen.
Sadece izninizle bu kez bir iki satır ÇEKÜL Vakfı'na dikkatinizi çekmek istiyorum. Doğal ve kültürel mirasımızın korunması için çabalayan bu Vakfı alternatif yeni yıl ve bayram kutlamasıyla destekleyebilirsiniz.
Çekül Web setesi (http://www.cekulvakfi.org.tr) yenilendi. İşte bu siteye girerek 8 milyon lira karşılığında ‘‘7 Ağaç’’ armağanı mümkün. Tebrik kartı yerine Çekül kartları kullanmak olanaklı. ÇEKÜL'e telefon açarak da bu yardımı yapabilirsiniz. (0212 249 64 64) Yeni yıl ve bayram kutlamaları için ayırdığınız fonları şaşalı hediye paketleri yerine afet yaralarının sarılmasına yönlendirdiğiniz için tekrar teşekkür ediyoruz.
İki yıl daha dert çekemem
KESİNLİKLE aday olmayacağını söylüyor. Şimdiki haleti ruhuyesi bu.
‘‘Baskılara dayanabilecek misiniz? Adaylık için adı geçenler aday olmayacaklarını söylüyorlar’’ diyorum Aziz Yıldırım'a.
Aziz Bey, ‘‘Kendimde o şevki göremiyorum. Şevkimi kırdılar. çok yaralandım. Her maçtan sonra ölüp ölüp diriliyorum. İki yıl daha aynı derdi çekemem’’ diyor.
Potansiyel adaylar sağlık gerekçesiyle aday olmayacaklarını söylüyorlar. Yıldırım'a bunu hatırlattığımda şunları söylüyor:
‘‘Benim adaylığım söz konusu olduğunda kalbimin iki damarı tıkalıydı. O zamanki şartların gereğini yerine getirdim. Bizim yaptıklarımızı görmek istemeyenler, bize başarısız damgası vuranların isteği ile kongre kararı aldık. koltuğa yapışmadım, kongreden kaçmadım. Tenkit edenler gelsinler ellerini taşın altına koysunlar. Ben Fenerbahçe camiasının bir evladı olarak her zaman yardıma varım. Her kim olursa fedakarlık yapacaktır. Bu insanlara saygı göstermek lazım.’’
Basında tekrar aday olacağına ilişkin haberlerin çıkması üzerine eşi ve çocuklarının tedirgin olduğunu, onların da kendisinin aday olmasını istemediğini anlatıyor Aziz Bey.
Aziz Yıldırım'a Fenerbahçe Kulübü'nün borçlarını da soruyorum.
Yıldırım, kulübü ekonomik olarak sağlıklı yapıya kavuşturmaya çalıştıklarını, Türkiye'nin tanıtımı anlamında sportif faaliyetlerin önemini öne aldıklarını anlatıyor. Bankalara borçları olmadığını vurguladıktan sonra göreve geldiklerinde 5.7 trilyon lira borç devraldıklarını borçlarda artış olmadığını 29 milyon dolar civarında olduğunu söylüyor. 2000 yılında 21 milyon dolar gelir, 2001 yılında da 25-30 milyon dolar gelir beklediklerini kaydediyor.(Fenerbahçe stadyumunu üzerine gelir arttırıcı planlar, dükkanların özel sektöre kiralanması bunlardan biri. Stadyumda Migros da kiracı olacak sanırım)
Yıldırım Fenerbahçe'ye gelecek yönetime ‘‘büyük külfet yok. Tarihinin en iyi bütçesini devrediyoruz’ diyor. Tabii çok büyük, akılsızca transferler olmazsa.
Hem Yıldırım hem de ünlü Fenerbahçeli işadamlarıyla yaptığım sohbetten çıkardığım sonuç: Aziz Bey'in aday olmama ihtimalinin yüksek olduğudur. Yanı sıra kurumsallaşma gerçeğinin kavranmış olması, altyapı yatırımlarına yönelme, futbola sporcu yetiştirme evresinden itibaren bilimsel yaklaşma da sevindirici bir gelişme.
Paylaş