Oya Berberoğlu: Fabrikasına müşteri arıyor

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Sanayicilere bankacılar birbirine kurşun atar hale geldi. İşletmeler birbiri ardına kapanıyor. Bankalar yaklaşık 8 aydır vadesi gelmeyen kredileri dahi geri istiyor.

Bankacılar sanayicileri orta vadeli kredilerle uzun vadeli yatırım yapmakla suçluyor. Sanayiciler de bankacıları ‘‘tefecilik’’ yapmakla.

Güneşli havada şemsiye verip, yağmur yağarken şemsiyeyi almakla...

Bir sanayiciden söz edeceğim size... Ağlıyor, isyan ediyor...

Üç kuşaktır çeltik işiyle uğraşan, sektörün en eskilerinden İşcanlar Çeltik firmasının sahibi Muammer İşcan.

Sofra markasından bilirsiniz. Pirinç, bakliyat işleyip paketler.

İhracata, kahvaltılık kuru gıdalara da yöneldiler. Yeni ünitelerle tesislerini genişletmeye başladılar. Fabrikaları Çorlu'da...

Ama Muammer İşcan, faiz ve hammadde kurbanı bir işadamı.

Kredi borçları dolayısıyla yüksek faiz yükünü, yüksek faizle ödemeye çalışmaktan yakınıyor. Kredilerin vadesinden önce tahsil edilmesinden. Osmanlı Bankası'ndan kullandığı 100 milyar lira kredi 200 milyarı aşmış faizle. Kredi alınırken söz konusu bu banka hammadde yani çeltik ithalatında da yardımcı olacağı sözünü vermiş, ama olmamış. Çeltik çoğunlukla ABD'den ithal ediliyor. Hammadde olmayınca fabrika düşük kapasiteyle çalışmış ve 100 işçi 20'ye inmiş.

Piyasaya 2.5 milyon dolar borcu olduğunu söyleyen, Osmanlı Bankası ile problemi olan, bu banka ile mahkemelere düşen Muammer Bey, kapı kapı dolaşıp fabrikasına müşteri arıyor... Önce bankaya, dolayısıyla Doğuş Grubu'na haber yolladı, ‘‘Alın arazilerimi veya fabrikaya ortak olun, ya da kredi borcumu orta vadeye yayın’’diye. Sabancı ve Koç Grupları'na gitmiş fabrikasını satmak veya ortaklık için. Kombassan'a da. Kombassan değerlendirmeye almış tekrar görüşülecekmiş.

Bir aile şirketi olan İşcanlar Çeltik, 3 milyon dolara satılık.

Marka ve teşvik dahil olursa, fiyat 4 milyon dolar.

Ortaklık istenirse de fiyat 5 milyon dolar olarak belirlenmiş. Muammer Bey, bankacılara isyan ediyor. Suçluyor: ‘‘İnsanları namusluyken namussuz yapıyorlar. Bizim gibi namussuzluk yapmayanların sonu da bu oluyor...’’

11 milyar dolarlık şirket

İŞ dünyasında da şu sıralar gündemin değişmez konusu hükümet formülleri tabii... Ama şu günlerde iş adamlarının sohbet konuları arasına bir şey daha girdi. Herkesin ağzında, ‘‘Gerçekten o kadar değer biçilmiş mi?’’ lafı var... Sözü edilen bir şirket. Çukurova'nın Turkcell'i...

Anlatılanlara göre; yabancı bir denetim firması, bu şirkete tam 11 milyar dolar değer biçmiş. Yani 440 trilyon lira! Aynı denetçi şirket, Super Online isimli internet servis firmasına da 400 milyon dolar kıymet biçmemiş mi...

Bu durumda, Çukurova Grubu'nun tepelerdeki yeri daha güzel bir değişiklik arzediyor. Mehmet Emin Karamehmet'in imparatorluğu, rakiplerini geride bırakak en büyük holding oluyor. Türk iş dünyasında zirveye yerleşiyor...

Yabancı şirketin takdirini yüksek bulanlar çıkmıyor değil.

Amma velakin Bill Gates'in sadece Windows-95 sayesinde dünyanın en zengin insanı haline geldiğini de unutmamak lazım. Değil mi ama...

ANAP'la organize

dalga geçmek!

DÜN, ANAP’ın 16. yaşı sade bir törenle kutlandı. ANAP'tan üst düzey bir yöneticiyle sohbet sırasında seçim yenilgisine çok farklı bir yorum dinledik. Seçimden sonra, teselli telefonları susmuyor. Almanya'dan da üst üste bir hanım arıyor. Sonunda ANAP yöneticisine ulaşabilen hanım ağlıyor:

‘‘Türk derneklerinde çalışıyorum. çok üzüldük başkanım. 40 kişi geldik; Mardin'de, Hakkari'de, Şanlıurfa'da çalıştık. ANAP bu sonucu haketmemişti. Keşke ellerim kırılsaydı da DSP'ye oy vermeseydim. ANAP nasılsa birinci parti, dedik. DSP ile koalisyon olması için DSP'yi kuvvetlendirelim diyerek DSP'ye oy istedik...’’

ANAP yöneticisi kulaklarına inanamıyor, yanında bulunan diğer yönetici arkadaşına telefonu veriyor. Acaba ben yanlış mı anladım, ne anlatıyor bu hanım diye... O da duyduklarına inanamıyor... Buna benzer yüzlerce telefon alıyorlar, ‘‘Nasılsa biz birinciyiz. DSP'ye oy verdik ki DSP ile koalisyon olsun’’ diyen... ANAP'lı yetkili beni kahkahalara boğan şu cümleyi sarfediyor:

‘‘Millet bizimle organize dalga geçmiyorsa durum budur...’’

Baba'nın Taksim rekoru

TÜRK entellektüellerinin geleneksel ‘Taksim Toplantıları’’ neredeyse 15 yılı buluyor.

Aydın grupları arasında her zaman saygınlığını koruyan bu toplantıların düzenleyicileri ise Tarhan Erdem, Prof.Dr. Nurettin Sözen, Ergun Göknel, Prof. Dr. Selçuk Erez, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'ydu. Hepsi de 'sosyal demokrat' olarak bilinen kişiler.

Türkiye'nin belirli dönemlerinin, siyasal ve ekonomik alandaki etkin isimleri, bu toplantılarda gündemi belirliyorlardı.

Ancak son yıllarda ‘Taksim Toplantıları’nın etkinliği kaybolmuş gibiydi...

Şimdi Nurettin Sözen, bu dönem başkanlığı üstlendi. Etkinlik için start verdi.

Sözen, ‘Taksim Toplantıları’ katılımcılarını tek tek arıyor. ‘‘Müjde! 25 Mayıs'taki konuşmacımız Süleyman Demirel. Sizleri bekliyoruz’’ diyor.

Süleyman Demirel, ‘Taksim Toplantıları’na en çok konuk olan kişi... Yasaklı dönemlerinde de konuşmacı olmuştu. Geleneksel olarak The Marmara Oteli'nde düzenlenen bu toplantılara şimdi 5. kez katılarak rekor kıracak.

Konuk Demirel de peki konu ne?

‘Seçim sonrası Türkiye’’

Daha bitmedi...

25 Mayıs'taki ‘Taksim Toplantıları’nın, konuşmacısının dışında ilginç bir yanı var. Demirel'in konuşacağı bu toplantı NTV'den canlı olarak yayınlanacak. Demirel'li toplantıya NTV sponsor oldu. Böylece ilk kez yazılması yasak olan ‘Taksim Toplantıları’ kamuoyuna açılmış olacak...



Yazarın Tüm Yazıları