Paylaş
Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki 3030 Sayılı Kanun'a göre büyükşehir belediye sınırları içerisinde tahsil edilen vergi gelirlerin (Kurumlar vergisi ve KDV) yüzde 5'i o büyükşehir belediyesine aktarılıyor.
İyi de önemli bir sorun var. Ara ara bazı belediye başkanları, milletvekilleri bu sorunu gündeme getirir. Ses yükseltir. Ama uygulamadaki yasalara göre direkt şirketlerin inisiyatifinde olduğu için sonuç alınamaz. Hassasiyet gösteren üç beş firmanın dışında.
Örneğin Antalya'daki tesisin üretimden kazanılan paranın vergisi, şirketinin merkezi İstanbul'da olduğu için orada ödenir. Şirket, holding genel merkezleri de çoğunlukla İstanbul'dadır.
En dertli başkanlardan biri, sanayi şehri Gaziantep'in Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan. ‘‘Çöp, kirlilik bize, yol, su bizden ama nimet İstanbul'a. Olur mu böyle şey’’ diye isyan ediyor. Doğan, ‘‘Vergi üretim yapılan yerde verilmeli. Genel merkezleri başka şehirlerde olan kuruluşlar açısından muhasebe tekniği bakımından sorun olur deniliyor. O zaman bir havuz yapılsın. Bu büyükşehirlerdeki firmalardan toplanan vergi gelirlerinin yüzde 5'i nüfusa göre büyükşehirlere paylaştırılsın’’ önerisini yapıyor.
DSP İzmir Milletvekili Ahmet Piriştina da İzmir'de kısa süre önce başlatılan ‘‘vergi üretim yapılan yerde ödensin’’ kampanyasının mimarlarından. Kampanyayı Ankara koridorlarında da sürdürüyor.
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel konuya olumlu yaklaşıyor. ‘‘Ben izin vermeye hazırım’’ diyor. Ama burada iş şirketlerde bitiyor. Yani firmaların, ‘‘Bizim fabrikamız şurada. Vergimizi de üretim yaptığımız ilde ödemek istiyoruz’’ diye Maliye Bakanlığı'na başvurmaları gerekiyor. Tıpkı Tofaş'ın (Bursa'da ödemeye başladı. İstanbul'da tek örnek), Ereğli Demir Çelik;n, Nergis Holding'in yaptığı gibi. Çolakoğlu Grubu da yolda...
Çağlar yeni şirketler alıyor
Tekstilden finansa, medyadan turizme kadar birçok sektörde faaliyet gösteriyor. Siyaset sahnesinden de tanıyorsunuz kendisini.
İşadamı politikacı, Bursa Bağımsız Milletvekili Cavit Çağlar, şimdi şirketlerine yeni şirketler katmak üzere...
Bu yöndeki duyumlarımı kendisine aktardım. Doğruladı. Satın alma görüşmeleri yaptığı üç şirketin isimlerini sorunca, ‘‘Bazı tekstil firmalarını grubumuza dahil edeceğimiz doğru. Satın alacağımız bu şirketlerin Türk şirketleri olduğunu söyleyebilirim’’ demekle yetindi.
Tekstilde entegre bir grubun, Nergis Holding'in sahibi olan Cavit Bey, polyester iplikte 2000 yılında dünyanın en büyüğü olma iddiasında. Günde bin tonluk üretimden söz ediyor. 500 milyon dolarlık ilave yatırım sürüyor. Önümüzdeki ekim ayında, Yeşim Tekstil'de de 10 fabrika olacağını söylüyor Çağlar. Yeşim 1 modernize edilirken 9 da yeni tesis yapılıyormuş.
Çağlar, siyasetteki liderlik iddiasını da sürdürüyor. Sorum üzerine, ‘‘Enerjim var. Ülkemin bana ihtiyacı olduğu yerde olacağım, varım’’ diyen Çağlar, ‘‘Gelin ata binmiş ya nasip demiş’’i de ekliyor...
Bu arada Çağlar, Mesut Yılmaz ile Deniz Baykal arasındaki ünlü mutabakat için, ‘‘İşlemez, yürümez. Siyasette bir gün çok uzun bir hafta çok kısa’’ diyor. Nisan ayında erken genel seçim olacağını sanmadığını, seçimin bu sene olacağını iddia ediyor. Çağlar, seçime mevcut hükümetle, ittifaklarla ve yüksek barajla (yüzde 15 gibi) gidilmesi yanlısı.
Çelebi'ye izin yok
Aylarca çalıştırılmayan Meclis, tatil yaklaşırken, yumurta kapıya gelince gece gündüz çalışmaya başladı! Bazıları son dakika performansıyla gole gittiğini sanıyor!
ANAP, göz boyamak için de olsa bir karar aldı. Bakan ve milletvekilleri şu sıralar Meclis'te tam kadro olsun, yurtiçi ve yurtdışı gezilere mümkünse çıkılmasın. Bekleyen tasarılar yasalaşsın diye.
Başbakan Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin Londra'daki bir toplantıya katılmasına işte bu açıdan izin vermedi. Geçen hafta iki günlük resmi ziyaret için Romanya'nın Başkenti Bükreş'teydi Başbakan. Büyükelçiliğimizdeki öğle yemeğinde bu yasak gündeme geldi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)'ndan bir yetkili, Yılmaz'dan Çelebi adına izin çıkarmak için çok uğraştı. Toplantının öneminden bahsedince Yılmaz, ‘‘Benim için yasalar daha önemli’’ karşılığını verdi. DEİK yetkilisi ısrarından vazgeçmedi, ‘‘Lütfen gönderin Sayın Bakanı. Karşı taraf da bakan düzeyinde katılıyor. Türkiye için düzenlenen bir toplantı’’ diye devam edince Yılmaz, ‘‘Bakarız’’ diyerek uzaklaştı. Işın Çelebi'ye izni, DEİK de alamadı.
Oysa bu toplantı İngiliz Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın ticari ilişkileri daha da artırmak için işadamlarına dönük kampanyasının startıydı. Nereye katılıp nereye katılınmayacağı ayrımını yapamayan siyasiler Türkiye’ye zarar veriyor.
Paylaş