Paylaş
Ağzı sütten yandı, yoğurdu üfleyerek yiyor...
Carlo Cottarelli bu kez çok dikkatli.
Cottarelli, bizi, Türkiye'yi çok seven bir İtalyan. Stand-by anlaşması yaptığımız Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye Masası Şefi. Önceki gün İstanbul'a geldi. (Ankara'ya da gidecek, tarihi turistik yerleri de gezecek.) Bankalar Birliği'nin misafiriydi. Türkiye ekonomisine ilişkin görüşlerini anlattı. Şimdilik herşeyin yolunda gittiği mesajını verdi.
Yoğurdu üfleyerek yiyor dediğim husus şu:
Bankalar Birliği'ndeki konuşmasını benim bildiğim bir tv kanalı canlı olarak yayınlamak istedi. Ancak, Cottarelli çok hassasiyet gösterdi, canlı yayını kabul etmedi. ‘‘Bir çeviri yanlışı olur, borsayı etkilemek istemem’’ diyerek.
Çünkü ağzı daha önce yanmıştı...
Hazine Müsteşarı'yla beraber Ankara'da basın toplantısı yapıyordu. Aylardan temmuzdu. Henüz stand-by görüşmelerinin ilk evresiydi. Bu basın toplantısı bazı tv'lerden canlı yayınlanıyordu. O günler önem arzediyordu. IMF hiç geleneğinde olmamakla beraber, müzakereler sürerken Hükümet'e mektup sunmuştu. Hem o zamanki Bakan Hikmet Uluğbay, hem de Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel bu mektubu imzalamışlardı. Açıklanmayan mektup yani. Söz konusu açıklanmayan mektup, yıl sonunda verilen niyet mektubunun ana fikriydi sanırım. Biraz da işi sıkı tutmak adına yapılmıştı. Neyse basın toplantısı bu açıdan da çok önemliydi...
Cottarelli, kamu maliyesinin derlenip toparlanması gereği üzerinde duruyordu. Doğal olarak ‘‘fiscal consolidation’’ tabirini kullandı. Cümlesinin gelişinden söylemek istediği zaten kamu maliyesinin toparlanmasıydı. Tabii sözünü ettiğimiz o tabirin Türkçesi mali konsolidasyon. Tercüman da bunu konsolidasyon diye çevirince borsa tepetaklak oldu!
Cottarelli anlamı bozan yanlış çeviriden ve sonuçlarından dolayı çok üzüldü.
Bu kez o nedenle canlı yayın taleplerinin karşılanmamasını Bankalar Birliği yöneticilerinden rica etti.
Yurtbank'ın hediyesi
BALKANER Grubu'nun sahibi Ali Balkaner'in kalp sağlığının iyi olmadığı söylenir. Hatta batık kredileriyle meşhur kamu bankasıyla geri ödemediği veya ödeşyemediği kredi için yaptığı görüşme sırasında kalp krizi geçirdiği de iddia edilmişti...
Ali Balkaner'in Yurtbank'ına da devlet el koydu. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildi. Devir günlerinde Yurtbank'ın Genel Müdürlüğü'nde tasarruf sahiplerinin (özellikle Kıbrıs'taki off-shore bankasında parasını değerlendirenler) baskınlarına uğrayan Ali Balkaner'in birkaç kez bayıldığı da kulislere yayıldı. Herşeyin başı sağlık tabii acil şifalar diliyoruz kendisine.
Yurtbank'a devletin el koymasından sonra Banka'nın Genel Müdürlüğü'ne müfettiş kökenli Onur Arı atandı.
Arı hiç boş durmadı. Kuruluşların çoğu yılbaşı ve bayram fonlarını depremzedelere ayırırken Arı kristal hediyeler gönderdi. Yanına Yurtbank Genel Müdürü kartını da ekleyerek. Kristal bir çalışma masası takımı. Küre takvim...
Arı'nın günahını almak istemiyorum. Haberi de olmayabilir. Belki de Yurtbank kamuya devredilmeden önce bu yeni yıl hediyeleri hazırlanmıştı, bilemiyorum.
Ama, zor durumda olduğu için Merkez Bankası bünyesindeki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen bir bankanın kristal yeni yıl hediyelerini manidar buldum.
Kira sınırlamasına karşı çıkmayın
ENFLASYONUN düşmesini samimi olarak istemek ve buna inanmak lazım. Hükümet'in enflasyonu düşürme programının başarısı da önce psikolojik-beklenti enflasyonunu yenmekten, sonra programın delinmeden uygulanmasından geçiyor. Ama ne oluyor? Hükümet'in kiraları bu seneki enflasyon hedefiyle (Yüzde 25) sınırlamak için yasa hazırlığına belli lobiler karşı çıkıyor.Yazıktır günahtır!
Ev sahipleri de bu fedakarlığı yapsınlar. Yüzde 15 ücret artışı alan bir çalışan nasıl yüzde 70 kira artışı verebilir? O zaman düşürmeye çalışılan enflasyonun akıbeti ne olur?Tüm değişkenler zaptırapt altına alınacak ki enflasyon belasından kurtulalım.
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay, bakın ne diyor?
Bu yasa tasarısı kanunlaştığı andan itibaren geçerli olur mu? Evet. Daha önceki sözleşmeleri de bağlayıcı olur mu? Evet. Yasa tasarısı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir mi? Kişisel olarak Anayasa Mahkemesi'nin iptali söz konusu olmayabilir diye değerlendiriyor. Yargıtay'ın kararı şu: Anayasa Mahkemesi sınırlamaya hayır demiyor, sınırlı artış olabilir diyor. Ancak kira akti ilişkisi kamu düzenine ilişkin olduğundan, kamu düzenine ilişkin hususlarda yasal düzenlemelerde belirli şekilde sınırlamalar getirilebilir diyor. Kamu düzeninin temelinde yatan ne? Mülkiyet hakkı kontrolsüz kullanılamaz. Kaldı ki kiracılar daha çok dar gelirli, emekli,memur, işçi, serbest çalışan. Ekonomik güçlük bunlara daha çok yansıyor. Bu kesimlerin de belirli biçimde yasal korunma hakkının tutulması lazım.’’
Kamuya ayrıcalık yok
FİKRİ takip gazeteciliğin kurallarındandır. Uzun zamandır gündemimde ama gündem sürekli değişince sonucu sizlere aktarmak ancak bugüne kısmet oldu.
Yeni Bankalar Yasa Tasarısı'ndan söz ederken kamu ve özel banka arasındaki ayırımcılığa dikkati çekmiştik.
Tasarıyla şube açma konusunda kamu bankalarının kanunun ilgili maddelerinden 3 yıl muaf tutulduğunu yazmıştık. Böyle bir geçici madde vardı. Bu durum rekabet kurallarına, serbest piyasanın mantığına aykırıydı.
Bankalar Birliği Yönetim kurulu bu geçici maddeye itiraz etti. Kamu bankalarının desteğini de alarak. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal ile Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'e mektup göndererek bu ayırımcılığın kaldırılması istendi.
Son tahlilde Hükümet istemi yerinde buldu. Ve Bankalar Yasa Tasarı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken bir önerge vererek bu geçici maddeyi kaldırdı.
Zaten bir önceki Bankalar Yasası'nda kamu özel ayırımı yoktu.
Hükümet bu yanlıştan dönerek Bankalar kanunu'nun kamu-özel tüm bankalar için eşit uygulanmasını tekrar sağlamış oldu.
Paylaş