Oya Berberoğlu: Cimbom tribününde Fenerli olmak

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Çok zormuş! Akla ziyan...

Oysa ne güzel düşüncelerle gitmiştim maça. Omuz omuza takımlarımızın karşılaşmasını izleyebiliriz gibi bir hayalle. (Bu hayali torunlarımız gerçekleştirir mi acaba?)

Geçtiğimiz pazar günkü Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasını izlemek için Ali Sami Yen Stadyumu'nda numaralı tribüne oturdum.

Maçın başlamasına 15-20 dakika vardı. Henüz ne Cimbom ne Fener tribünü hareketliydi. Fenerbahçe atkımı boynuma taktım. Aman Allahım..

Galatasaray ki Avrupa'da destan yazıyor. Seviniyoruz. Lig şampiyonluğu garanti gibi... Bizim için kalenize pota koyun dediler ya, beşlik simide çevireceklerdi ya Fener'i. Onların deyişiyle ‘‘zavallı’’ haldeki Fenerbahçe'nin bendeniz taraftarının sarı lacivert Fener atkısına bile tahammül yok!

Birkaç kişi yanıma gelip ‘‘Burada oturamazsınız, dışarı çıkın veya atkınızı çıkarın’’ diye önce kibarca başladı. Sakin olmalarını, beraber seyretmeyi başarabileceğimizi söyledim. Sataşmalar arttı, ‘‘Fener dışarı’’, ‘‘Atkıyı at’’ diye tempo tutuldu. Polisler devreye girdi, beni korumaya aldılar... Asla olay çıkarmak gibi bir niyetim yok. Ancak iyiniyetimin, hayalimin kurbanı olabilirim. Sataşmalar canımı sıkıyor, yerimden kalkmayı, atkımı saklamayı da kendime yediremiyorum. Yani şurada paşa paşa otursak maçı seyretsek diyorum da bu gidişle olmayacak biliyorum. Mantığım duygularım med cezir halinde. O sıralarda Galatasaray'ın genç yöneticisi sevgili Burak Elmas gelip gelmediğimi sormak için aradı. ‘‘Seninkiler beni öldürecekler!’’ dedim. Maçın başlamasına daha vardı. ‘‘Gel çay içelim’’ deyince kafeteryada Burak'la buluştuk. Eski yerime o tribüne döndürülmedim... Sezginler Holding'in sahibi Sezgin Elmas, oğlu Burak Elmas'ın olduğu yerde maçı seyrettim. Etrafımdaki Cim-Bom'lular ne kadar fanatik olurlarsa olsunlar misafirperverlik yaptılar, boynumdaki Fener atkıma tahammül ettiler. Frikik atışı kazandığımızda gol olması için duamı yaparken, gooool diye ayağa fırlarken de... İçleri kan ağladı, ama tebrik etmeyi ihmal etmediler. Onlara teşekkür ediyorum.

Golden sonra bazıları ağladı. Bazıları tribünü terk etti, GS'liler birbirleriyle kavgaya bile tutuştular. ‘‘Keşke şampiyon olmasak da Fener'e yenilmeseydik’’ diye bağıra bağıra çıktılar stadyumdan. Ben onların üzüntüsüne saygı duyarak, atkımı çantama koyduktan sonra Cimbom'lu misali stadyumdan çıktım...

Filler sevişir, filler dövüşür

MALUM Meclis'teki oylamadan sonra ihtimaller üzerine senaryolar yazılıyor... Komplo teorileri üretiliyor. Hafta başı, ikinci oylamanın yapılacağı çarşambanın gelişi biraz daha netleşecek.

Ben geçen oylama sonucunun Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel lehine değişeceğini pek sanmıyorum. Cumhurbaşkanlığına ilişkin 5 artı 5 paketinin akıbeti Beşiktaş Kongresi'nin sonucuna benzeyecek gibi.

Ankara'da iyi haber alan kaynaklar, Bülent Ecevit'in hafta başı Demirel ile yapacağı görüşmeden sonra ‘‘Demirel'in aday olmayacağını’’ açıklayacağı iddiasında bulunuyorlar. Bakalım neler olacak?

Meclis'teki o oylama sonucundan sonra birçok işadamıyla da konuştum.

Önemli bir işadamları örgütünün başkanı söze bir Afrika atasözüyle başladı. Gündemimize çok uygun düşüyor.

Atasözü şöyle: Filler sevişir çimler ezilir, filler dövüşür yine çimler ezilir.

Bu işadamı diyor ki, ‘‘İşte tepedeki fillerin hem sevişmesi hem dövüşmesi esnasında ekonomi de vatandaş da eziliyor. Olan bizlere oluyor...’’

Konuştuğum işadamlarının çoğunun birleştiği ortak nokta şu: Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, aday olmayacağını açıklayıp tıkanmayı çözsün.

İşadamları cumhurbaşkanlığı sorunu konusunda Hükümet'i de suçluyorlar. ‘‘Cumhurbaşkanlığına ilişkin paketin ekonomik istikrar önlemleri açıklandığı zamanda, yani üç ay önce Meclis'te çözülmesi gerekirdi, ekonomimiz açısından çok daha hayırlı olacaktı. Şimdi bir sırat köprüsünden geçerken, ekonomide büyüme düşmüşken, bir cumhurbaşkanlığı sorunuyla memlekete yazık ediyorlar’’ diyorlar.

Ayrıca süre koymadan ikinci oylamanın da birinci oylamanın yapıldığı gün yapılabileceğini Anayasa'nın buna engel olmadığını anlatıyorlar. Siyasilerin sanki istikrarı bozmak, kriz yaratmak gibi bir haleti ruhiyede olduklarını iddia ediyorlar.

Ankara'da milletvekillerinin telefonları da susmak bilmiyor. Yörelerinden telefon üzerine telefon alıyorlar. Oylama sonucunun değişmesi durumunda vekillerin zan altında kalacağını söylüyorlar.

Bir duyumla yazıyı noktalıyorum: Asker kesin kararını vermiş. Meclis yöneticileri, ‘‘312 ve 69. madde konusunda asla taviz verilmeyecek’’ diyorlarmış. Milli Güvenlik Kurulu'na da söz verilmiş bu yönde...

Yazarın Tüm Yazıları