Paylaş
DENİLİYOR ki, ‘‘Kredi vermek, kredi almak suç mu? Bazılarımız kredi-banka demeye bile korkar hale geldi!’’
Bu hassasiyetlere katılmamak mümkün değil. Mali piyasalarda da büyük tedirginlik var. Doğru...
Tamam da biz kredi-banka derken kastımız çok açık. Kredi vermek-almak suç değil bunu hepimiz biliyoruz. Bankalar para satan müesseseler. Mevduat toplar, ekonomiye yönlendirir, kredi verir, görevidir.
Yarası olan gocunur! Usulsüz veya kayırmacı koşullarda kredi veren-alan, batakçılar, suistimal yapanlar, soyanlar, soyduranlar, nüfuz tüccarları...
Neyse...
El konulan bankalarla ilgili operasyonları yürüten yetkililere gelişmeleri sormaya devam edelim.
Diyoruz ki bazıları sanki göz göre göre kaçıyor. Aylardır dosyalar elinizde. Banka soygunlarında ‘kilit’ olduğu söylenen kişilerin hepsi için niçin daha erken zamanlarda ifadesine başvurma, gözaltı, yurtdışına çıkış yasağı gibi şeyler olmuyor?
‘‘Mahkeme kararı olmadan hürriyetlere tahdit koyamazsınız. Hepsi bir arada olsun deniliyor olamaz ki, hukuk devletinde yaşıyoruz. Sabırlı olunmalı. Teknik konular bunlar, kesin tesbitler lazım ’’ cevabını veriyorlar.
Güzel de aylar önce bu kişilerin ‘kilit’ isimler olduğu, tesbitlere dayanmadan mı anlatılıyordu o zaman. Örneğin Şükrü Karahasanoğlu şimdi aranıyor. İnterpol'e bildiriliyor. Sümerbank'a el konulalı 1 yıl oldu. İlk tesbitler olduğunda önlem bakımından yurdışına çıkış yasağı konamaz mıydı? Bir diğeri mesela. Egebank soygununda ‘çekirdek çete’ üyesi sayılan Ümit Öndeş keza göz göre göre kaçmadı mı? Bu Banka'dan ayrıldıktan sonra patronu Murat Demirel ona avukatlık ofisi açmadı mı? Demirel'in bazı mallarının, paralarının üzerinde olduğu söylenen işadamı Mehmet Demir'le çalıştığı bilinmiyor muydu? Muhbir olarak kullanılmış olabilir. Fakat bu suça iştiraki bertaraf etmez!
Bu arada Karahasanoğlu ABD'de Engin Civan'ın yakınlarında olmasın! Londra'da olduğunu iddia edenler var ama. (Karahasanoğlu'nun nerede olduğu, Etibank'ta çalışan ‘yakın arkadaşı A.K.’den' öğrenilebilirmiş!) Küçük hatırlatma eski Emlakbank Genel Müdürü Civan bir kaçtı kaçış o kaçış.
Banka operasyonlarında görevli bir hukukçu yetkiliyle sohbetimizde ise yeni bir benzetmeyle karşılaşıyoruz. İktisat literatürüne geçer: ‘Banka soygunculuğunun duayenleri’ Operasyon isimleri gibi çekici. Kimlermiş diye soruyoruz. Diyor ki ‘‘Gördük, anladık ki banka soygunculuğunun duayenleri varmış. Şükrü Karahasanoğlu, Raif Zinhali, Aydoğan Semizer.’’
Raif Zinhali'nin Londra'da şirketi (Madoks) var, orada yaşıyormuş. Para taransferlerinin, off-shore'un ustası diye anlatılıyor, Karahasanoğlu'nun arkadaşı oluyor. Semizer'i zaten biliyorsunuz, şu ünlü avukat, batırılmış bankaların yönetim kurulu üyesi...
Sabredip gelişmeleri izleyelim bakalım...
Yalancının mumu
YALANCININ mumu yatsıya kadar yanar!
Egebank'tan kullandıkları kredilerin bir bölümünü anlaşmalı olarak Murat Demirel'e verdikleri iddiasını ısrarla reddetmişti!
Berdan Tekstil'in sahibi Muhteşem Ekenler, Egebank'tan çektikleri kredilerin bir bölümünü Murat Demirel'e verdiğini bazı yerlere itiraf etmiş! Özel sohbetlerde herhalde, kulağıma geldi...
Berdan Tekstil adına Egebank'tan çekilen kredi 29 milyon mark. Bu kendi kullandığı kredi Ekenler'in. Grup şirketleri Gizmo ve Gima Tekstil adına çekilen paralar ise anlaşmalı olarak Yahya Murat Demirel'e verilmiş. Bize aylar önce, Egebank'tan sadece 29 milyon mark kredi kullandığını söyleyen Ekenler'in grubu adına çekip Demirel'e verdiği paralarla birlikte Banka'ya borç toplamı, faizler hariç 50 milyon mark. (Borç geri ödeme anlaşması yapılmış)
Kısa süre önce basına yansıyan ‘‘Egebank'la 29 milyon mark kredi anlaşması yapıp da bunun 18 milyon markını alamadıkları ’’ bilgisi doğruyu yansıtmıyor. Öğrendiğimize göre Demirel'e vermek üzere çektiği (Demirel'e verdiği) kredilerin Banka'ya geri ödeme zamanı gelip de Murat Demirel sözünde durmayınca, aldığını vermeyince, problem çıkıyor. (Egebank'ta başka örneklerde görüldüğü gibi) İcra takibi başlayınca durum karışıyor. Muhteşem Ekenler, o dönemlerde, günlerce Murat Demirel'i arıyor. Demirel telefonlarına çıkmıyor. Kredi alma konusunda yardım istediği, amca bildiği Süleyman Demirel'e gidiyor birkaç kez. Süleyman Demirel, ‘‘Murat paranızı yemez canım, öder’’ diyor. Ekenler'e icralar başlayıp iyice sıkışılınca- Y.Murat Demirel de toz tabii- Ekenler, Süleyman Demirel'e yine gidiyor. Demirel'in söylediği ise ‘‘Kardeşlerimin başına da icra geliyor. İş hayatında böyle şeyler olur’’ mealinde oluyor. (Sonrası bıçaklanma, Y. Murat Demirel'le ilgili malumunuz gelişmeler.)
Ekenler hakkında, Egebank'tan 2 milyon dolarlık hileli kredi konusunda suç duyurusu var. O ayrı. Acaba diyorum yukarıdaki konuda Muhteşem Ekenler yargıya, ‘‘Egebank'tan aldığımız kredilerin bir bölümünü Murat Demirel'e verdik’’ diyebilir mi? Hiç sanmıyorum.
Egebank soygunundan tutuklu sanık Murat Demirel, Sıvas'ta bedelli askerliğini yaparken bıçaklanmıştı. Azmettirici olarak Berdan Tekstil'in sahipleri Ekenler'in adları geçmişti ve olay Egebank'tan kullandıkları ama ‘‘sorun’’ olan krediyle ilişkilendirilmişti. Ekenler, ‘‘bıçaklama olayıyla ilgimiz yok’’ diyordu, tam tersi çıktı!
TÜSİAD üyeliğimi askıya alın
EGEBANK soygununa adı karışan ve tutuklanan ünlü reklamcı Nail Keçili TÜSİAD üyesi.
Kısa süre önce TÜSİAD Yönetim Kurulu, Keçili'yi Haysiyet Divanı'na sevketti. Şahap Kocatopçu, Nihat Gökyiğit ve Mehmet Şuhubi'den oluşan Divan değerlendirecek, kararanı verecek. Bakalım Keçili'yi üyelikten ihraç kararı mı çıkacak? Hatırlarsınız işadamı Kamuran Çörtük, TÜSİAD'ın tüzel kişiliğine hakaret ettiği gerekçesiyle Haysiyet Divanı'na verilmiş, Genel Kurul'da itiraz hakkını kullanmış ama ihraç edilmişti.
Önceki gün bir işadamıyla konuşuyorduk. Anlatıldığına göre Nail Keçili, TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu'nu telefonla aramış ve ‘‘Üyeliğimi isterseniz askıya alın’’ demiş. Tüzüğe göre üyeliğin askıya alınması-dondurulması gibi bir prosedürün olmadığın hatırlatmış Kecili'ye. Bu telefon görüşmesi Keçili gözaltındayken mi, tutuklandığı sırada mı yoksa Banka'ya el konulduğu gece Egebank'ta kamera görüntelerinin olduğu kasetin tv'lerde yayınlandığı günlerde mi oldu diye merak ettim. Gözaltına alınmadan önceymiş diyorlar. Haysiyet Divanı'na verilmeden önce o zaman.
Egebank skandalına adı karışan, yurtdışına çıkış yasağı konulan eski bakan, eski Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu da TÜSİAD fahri üyeliğinden üç ay kadar önce istifa etmiş. Saracoğlu deyince Egebank dosyalarından yeni öğrendiğim bir bilgiyi aktarayım. Egebank'ın Kıbrıs'taki off-shore şirketinden 500 bin dolar kredi olayı vardı ya. Dosyaya göre işte bu 500 bin dolar, Murat Demirel'in şifahi talimatıyla verilmiş. (27 Temmuz 1999) Para hesaba 27.8.1999'da geçmiş. 2001 yılının 8. ayına kadar vadeli. Bu para karşılığında 510 bin dolarlık senet bulunuyor. Egebank'ın bazı yetkilileri, ‘‘Bu paranın Saracoğlu'nun transfer ücreti olduğunu tahmin ediyoruz’’ diyorlar, bilemiyoruz.
Egebank'a yaklaşık bir yıl önce el konduğu günlerde görevlerinden istifa eden Saracoğlu, acaba Egebank soygunu sürerken ve oradayken ne yapıyordu? Yargıda ortaya çıkacak, biz de öğreneceğiz.
Paylaş