Oya Berberoğlu: Banka dolandırana af mı var?

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Devletin daha etkili önlemler alması gerekirken af geliyor! Yani mali sistemi dolandıran, bankaları soyanların da af edileceği konuşulmaya başlandı bile... Hayret!

Türk Ceza Kanunu'nun 504'üncü maddesinin, yani nitelikli dolandırıcılığı, organize dolandırıcıyığı içeren maddenin de kaldırılacağı iddiaları var.

Bazı banka üst düzey yetkilileri diyorlar ki zaten Bankalar Kanunu'na göre bu suçu işlediyseniz affediliyorsunuz. Bir tek elde Türk Ceza Kanunu kalmıştı şimdi bu da elden gidiyor!

Büyük bir bankanın genel müdürü şu çarpıcı cümleleri sarfediyor: ‘‘Eee bu maddeleri de kaldırın veya yumuşatın sonra bunu en azından yurtdışındaki mali sisteme nasıl anlatacak sınız? Yani, bankanın içini boşaltan, soyan insanları affedeceksiniz, sonra da dışarıdan kredi bekleyeceksiniz. İnsanlar size nereleriyle güler acaba? Neyinize güvenir?’’

Hatırlarsınız Türk Ceza Kanunu geçen sene yeniden düzenlendi. Tasarı Meclis'e sunulmuştu, ama seçimler ve yeni Meclis dolayısıyla kadük kalmıştı. Adalet Bakanlığı şimdi Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nı yeniden ele almış. Bazı düzeltmeler yapılıyormuş. İşte bu bağlamda, mali sistem dolandırıcılığının af edileceği sözünü ettiğimiz 504'üncü maddenin de kaldırılacağı duyumları bankacılık sektöründe son günlerin en sıcak konusu. Hatta icra iflas kanunundaki, SPK kanunundaki bu tür suçlara ilişkin ceza hükümlerinin de kaldırılacağı iddiaları var.

Yabancılar da konuyu yakından takip ediyorlar. Bizim bankacılara soruyorlar...

Yazıklar olsun!

Bundan en başta devlet zarar görür. Yabancılar mali sisteminizden çekinir.

Adam organize örgüt kurmuş, banka soymuş bunu da affedeceksin öyle mi?

Umudum Türk Ceza Kanunu Tasarısı'nda af yönünde düzenlemeler söylenti bazında kalır. Bu suçların cezai yaptırımlarının korunması bir kenera daha da ağırlaştırılmasıs lazım.

Kara parayı memlekete çağırmakla, aklamakla nereye varacağız? Kara parayla mücadelenin kaçınılmaz olduğu gerçeğini siyasi otorite ne zaman kabul edecek?

Pırıl pırıl çıkacağım

INTERBANK'a devlet el koyalı neredeyse 9 ay oluyor. İşadamı, eski politikacı, Cumhurbaşkanı Sülmeyman Demirel'in ‘manevi oğlu’ Cavit Çağlar'ın bankasıydı. Çağlar, Çukurova Grubu'ndan satın almıştı bu bankayı.

Interbank'ta dönen dolaplar, devlete, dolayısıyla bizlere 1.5 milyar dolara mal oldu. Başkalarının usulsüzlüklerinin faturasının halk tarafından ödenmesi Türkiye'nin en büyük ayıplarından biri. O başka bir tartışma konusu...

Interbank işi şu anda yargıda. Bankanın içinin boşaltıldığı iddiaları var. Bakalım mahkemelerden ne sonuç çıkacak?

Geçen hafta pazar günkü yazımızda Interbank'ta enteresan bir para kaçırma olayına yer vermiştik. Başkaları adına açılan vadeli döviz hesaplarıydı. Adına hesap açılan kişiye de bu işlem karşılığı bir miktar döviz ödülünü içeriyordu.

Cavit Çağlar da aradı. ‘‘Çok üzüldüm. Böyle bir şey olduğuna ihtimal vermiyorum. Ayrıca haberim bile olmaz zaten. Ben kendi bankamı niçin dolandırayım? Aptal mıyım? ’’ diyor.

Konuşursa sistemin çökeceğini söylüyor. Interbank konusu yargıda olduğu için konuşmaktan kaçınıyor Çağlar. Her şeyin mahkemelerde ortaya konulacağını söylüyor. Çağlar diyor ki; ‘‘Başıma gelenler siyasetin sonucudur. Siyaset çok acımasız. Niçin benim önümü kestiler? Mesut Yılmaz, Tansu Çiller bitmişti. Parlayan ben vardım ...İki şanssızlığım oldu. Biri Demirel'e çok yakın olmam, diğeri de popüler olmamdır. Ben o bankayı aldığım zaman da devletin murakıpları oradaydı. Niçin oturmuşlar, takip etmemişler?’’

Devlete tek kuruş prim, vergi borcu olmadığını, ayda 1 trilyon 200 milyar lira sigorta bir o kadar elektrik ve doğal gaz parası ödediğini anlatıyor. 15 bini aşkın bordrolu çalışanı olduğunu vurguluyor. Her ne kadar piyasadan kredi alamasa da yıkılmayacağını söylüyor.

Çağlar, ‘‘Ben açık konuşurum. Yıllar önce benimle yaptığın bir söyleşide iş hayatıma yeni başladığımda vergi kaçırdığımı sana açıklamıştım. O zaman herkes vergi kaçırıyordu. Bunu söyleme yürekliliğinde bir insanım. Açığım. Dava sürecinden pırıl pırıl çıkacağım. Politikaya da tekrar döneceğim...’’

Yüksel’den nihayet cevap geldi

MARMARA depreminde, Yüksel İnşaat'ın Yalova'da yaptığı Yüksel Sitesi'nin çok katlı binaları da yıkılmıştı. Bu sitede 100'ü aşkın kişi yaşamını yitirmişti.

Depremin ilk günlerinde, Yüksel İnşaat'ın eski Yönetim Kurulu Başkanı, MHP Milletvekili Süleyman Servet Sazak'la yaptığımız söyleşiyi aktarmıştık. Yüksel İnşaat'ın ne sorumluluğu olduğuna ilişkin bilimsel araştırma yaptırdığını, en kısa zamanda kamuoyuna açıklanacağını söylemişti Sazak. Sonra uzun süre ses çıkmadı. Okurların, depremzedelerin tepkilerini ortaya koymuş ‘‘Yüksel İnşaat'tan deprem açıklmaması bekliyoruz’’ diye yazmıştım.

Geçenlerde açıklama geldi. Ancak bu hafta değerlendirebiliyorum.

Yüksel İnşaat'ın can ve mal kaybından duyulan üzüntüyü belirterek başladığı açıklamanın özeti şöyle:

‘‘...Yaptığımız her işte olduğu gibi bu konuda da sorumluluğunun bilinci ile onur ve dürüstlük ekseninde, tüm teknik bilgi ve birikimlerini kullanarak, günün şartname ve yönetmeliklerine uygun bir imalat yaptığından hiçbir şüphesi olmamasına rağmen, kendi kendini sorgulamak amacıyla mahkeme kanalıyla atanmış bilirkişi heyetinin bir dizi tesbit yapmasını talep etmiştir.

Söz konusu bu tesbitlerin tamamlanması aşamasında, Yalova Cumhuriyet Savcısı'nığn proje sahibi firma yetkilileri ve proje müellifleri hakkında dava açtığını belirtmesi üzerine konunun, hepimizin büyük bir içtenlikle arzuladığı yargı sürecine girmiş olması neticesi, bu süreci herhangi bir şekilde etkilememek amacı ile tesbit raporlarının kamuoyuna açıklanmasından vazgeçilmiştir. Yargı sürecinin tamamlanmasına kadar olumlu veya olumsuz herhangi bir etki oluşturmamak amacı ile başkaca bir açıklama yapmak istemeyişimizin anlayışla karşılanacağını ümit ederiz.’’

Teftiş Kurulu el koydu

BAŞKALARININ adına açılan söz konusu döviz hesapları, dolayısıyla para kaçırma konusuna ilişkin yazımız üzerine Interbank Teftiş Kurulu, olaya el koydu.

Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Karaçalı aradı ve varsa elimizdeki bilgi ve belgeleri aktarmamızı istedi. Gerekeni yapacağız tabii.

Merkez Bankası Mevduat Sigorta Fonu'nun Interbank'a el koymasından sonra Interbank Genel Müdürlüğü'ne atanan Kadir Günay, hiç tanımadıkları kişiler adına hesap açılmasının fazla mantığı olmadığını söylüyor. Sanırım banka içinde ve dışında bir çete ihtimali üzerinde yoğunlaşılacak...

Yetkililerin dediğine göre Interbank'ta daha ziyade para çalma yöntemi hisse senedi dağıtma biçiminde olmuş. Yani Ahmet'in Mehmet'in adına hisse yatırımı denilmiş. Kıbrıs'ta bankalar alınmış...

Bankeksperes için de bu tür iddialar olduğunu yazmıştık. Bankekspers Genel Müdürü Doğan Tunalı, ‘‘11 aydır görevdeyim. Ne genel müdürlüğümüzden ne şubelerimizden bu tür bilgi veya iddia gelmedi. Biz de yok’’ diyor.



Yazarın Tüm Yazıları