TADİLATI sırasında gitmiştim ve gözlerime inanamıştım. Yılda bin avukatın eğitim gördüğü Ankara Barosu’nun eğitim merkezi binasının alt katında dev bir trafo vardı.
Ankara Barosu’nun dava açıp kazanmasına rağmen bu trafo uzun süre kaldırılmamıştı. Sonunda TEDAŞ mahkeme kararını uyup, trafoyu kaldırdı. Modern ve güvenli bir eğitim merkezine kavuşan Ankara Barosu bununla da kalmadı. Türkiye’nin ilk ve tek hukuk müzesini de bu eğitim merkezi içinde açtı. Hukuk Müzesi, Vedat Ahsen Coşar’ın başkanlığı döneminde Ankara Barosu tarafından 21.12.2005 tarihinde alınan kararla kuruldu. Müzede hukuğun geçirdiği gelişim, belgeler, fotoğraflar, heykeller, gravürler, resimler, cüppeler, daktilolar gibi nesnelerle anlatılıyor. Avrupa’da örneklerinden bile daha gelişmiş bir müze niteliği taşıyor. Mezuniyet armağanından doğdu Hukuk Müzesi Direktörü avukat Argun Bozkurt, baronun internet sitesinde kuruluş öyküsünü bir anısıyla bakın şöyle anlatmış: “...Sevgili anneannem (Firdevs Küreeninoğlu) hukuk fakültesini bitirdiğim zaman sandığında sakladığı büyük büyük dedesine ait olan Küre Müftüsü’ne ait Müftü kaftanı ile el yazması hukuk kitaplarını ve mührünü bana armağan etti. 15.yüzyıl sonlarına ait olduğunu tespit ettiğimiz bu müftü kaftanı ile kitap ve mührü yüzyıllarca saklanmış ve sonunda bir armağan hukuk fakültesini bitirmemin bir armağanı olarak bana verilmişti. Bu beni çok sevindirdi. Sevincim sonsuzdu. Armağanlarımı incelemem mühür nedir, kaftan nedir, müftü ne iş yapar, atalarım nereliymiş, nereden gelmiş derken bende eskiye karşı bir merak uyandı. Ancak en önemlisi saklamanın , değer vermenin anlamını anlamış olmamdı. O andan itibaren biriktirmeye başladım. Duruşmaya gittiğim ilçelerdeki arzuhalcilerin eski daktilolarıyla başlayan bu süreç, ferman merakına, oradan cüppe kolleksiyonuna kadar gelişti ve genişledi. Avukatlık büromda sergilediğim ve yanımdan ayırmadığım bu objeler, 2006 yılında Ankara Barosu’nun saygın Başkanı Avukat Vedat Ahsen Coşar’ın bir toplantıda müze kurma görevini üstlenmemi istemesiyle birlikte mekan değiştirdi ve baro olanaklarıyla daha da genişletilerek, Ankara Barosu Hukuk Müzesinin kuruluşu ile noktalandı.” Dünyadaki ilk daktilo müzede Kızılay Ihlamur Sokaktaki Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nin içindeki müzeyi görmeyen herkese öneririm. Mesai saatleri içinde her gün açık. Müzede, dünyadaki ilk daktilodan, hesap makinalarına taş tablete kazınmış evlilik ve boşanma evraklarına, Osmanlı döneminden kalma resmi duruşma kayıtlarına ve fetvalara kadar birbirinden ilginç nesne ve hukuk evraklarını görmek mümkün. Hitit sözleşme tabletleri ve mühürleri; Osmanlı fermanları, resmi duruşma kayıtları ve fetvaları sergileniyor. Değişik dönemlerde avukatların ve hâkimlerin giydiği cübbeler, ders kitapları ve Türkiye’de kullanılan ilk avukat cübbesi de sergilenenler arasında bulunuyor. Deniz Gezmiş hakkında verilen idam kararına yapılan itiraz evrakları müzenin en çok ilgi çekenleri arasında. Gezmiş’in avukatı Halit Çelenk’in büstü ve duruşmalarda giydiği avukatlık cübbesi de müzede. Mühendis mantığı ile müze gezmeyin Bir ilke imza atan Ankara Barosu Başkanı Coşar’a ve Bozkurt’a emekleri nedeniyle teşekkür ederken, Argun Bozkurt’un müzeyi gezeceklere yaptığı bir tavsiyeyi paylaşmak istiyorum: “Geçmişi yitirişimizin üzüntüsü ile geleceğe duyulan merakı sevgiyle, duyarlıkla birleştirmeliyiz. Müzeleri gezerken objelere mühendis mantığıyla değil, şair duyarlılığıyla bakmalıyız. Müzelerden zevk almalıyız.”