FRENİ tutmayan kum kamyonunu kaldırıma çocuğu ile karne almaya giden babanın üzerine deviren ve babanın bu mutlu günde ölümüne neden olan sanığa üst sınırdan ceza onandı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, geçen hafta Salı günü verdiği bu kararla, sanığa alt sınırın üstünde cezaya vize verdi. Önce Kayseri’den Ankara’ya kadar uzanan bu acı davanın bir seyrine gözatalım: 13 Haziran 2008’de, Saim Ş, Kayseri Gesi’de, keskin virajı alamayıp karşı şeride geçti. Kum yüklü kamyon kaldırıma, oğlu ile birlikte yürüyerek, karne almaya giden Mehmet A’nın üzerine devirildi. Baba, kazada hayatını kaybetti.
Birinci derece ağır kusurlu
Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Saim Ş’ye dava açıldı. Mahkeme, 30 Temmuz 2008 tarihli kararında, sanığın birinci derecede ağır kusurlu olduğu, ölenin hiçbir kusuru olmadığı sonucuna vardı. Mahkeme şu kararı verdi: “Sanığın suç tarihinde sevk ve idaresinde bulunan ve üzerinde ağır yük tabir edilen ve aracın hızını buna göre ayarlamayı gerektiren kum yüklü ve Gesi beldesi içerisinde rampa aşağı sık virajların olduğu kesimde seyir halinde iken hazırlık tahkikatında kendisi tarafından da bildirildiği üzere fren balataları dahi eski olduğu halde hızını bu yol şartlarına göre ayarlamayarak, sağa viraja girerken, frenin tutmaması üzerine aracın sol tarafı devrildiği, sürüklendiği bu esnada çocuğu ile beraber karne almaya giden ve kaldırımda yürümükte olan maktülün üzerine doğru aracın devrildiği ve bu şekilde olayın meydana geldiği dikkate alındığında; kaza tespit tutanağı ve büunla örtüşen uzman trafik bilirkişisinin rapor içeriğindeki kural ihlalini gösterir nedenlere göre sanığın birinci derecede ağır kusurlu olduğu, maktülün ise hiçbir kusurunun kural ihlalinin olmadığı. Ortaya çıkan tablo ışığında sanığın dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek aracının hızını yol şartlarına uygun hareket ettirmeyip ayrıca aracın tamir ve kontrolünü de gözardı ederek, yola çıkıp bu şekilde kaza yapmasında taksirin yoğun olduğu, cezanın alt sınırdan ayrılmayı gerektirir yeterli neden bulunduğu dikkate alınmıştır.”
4 yıl 2 ay ceza
Mahkeme, gerekçeli kararında belirttiği gibi sanığın dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yol şartlarına uygun hareket etmediğini, aracın tamir ve kontrolünü gözardı ederek, yola çıkmasını “yoğun taksir” kabul etti. Sanık, 3-6 yıl hapsi öngören TCK 85/1’e göre “taksirle öldürme” suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak, beş yıla mahkum edildi. Suçu kabul etmesi takdiri hafifletici neden kabul edilerek, ceza 4 yıl 2 aya indirildi.
Yargıtay “ceza fazla” diye bozdu
Yargıtay 9. Ceza Dairesi temyizde sanığa en üst sınıra yaklaşılarak, fazla ceza verilmesini isabetsiz bularak, bozdu. Bozma kararında bakın şöyle denildi: “İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu ve daha vahim hallerin varlığı da nazara alınmak suretiyle adalet, hakkaniyet ve nesafet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında en üst sınıra yaklaşılarak, fazla ceza tayin edilmesi isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bir üye ise mahkemenin kararının yerinde olduğunu savundu ve onanmasını istedi.
Mahkeme direndi
Yerel mahkeme ise sanığa alt sınırın üstünde ceza vermeyi gerektiren birçok neden olduğunu vurgulayarak, ilk kararında direndi. Bunun üzerine dava, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi. Kurul da geçtiğimiz Salı günü dosyayı görüştü. Kurul, babanın ölümüne yolaçan sanığa üst sınıra yakın ceza verilmesini, “adalet, hak ve nesafet kurallarına” uygun buldu ve mahkeme kararını onadı.