ANKARA’dan, mail atan okurum, sürekli tarikat toplantısına giden ve artık eve bile gelmez olan 20 yıllık karısına söz geçiremediğinden yakınıp, "Boşanmak istiyorum. Eşimin tarikat toplantısına gitmesi boşanma nedeni olur mu?" diye sormuş.
Ben de Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nden araştırdım. Bu konuda çeşitli örnek kararlar mevcut ve "Devamlı tarikat toplantısına katılma" boşanma nedeni sayılıyor. Yargıtay bu kararında dini inanç, yaşayış ve ibadet açısından aralarında derin farklılık bulunan ve bu yüzden geçinemeyen çiftlerin boşanmasına hükmediyor. Kararlarda eşlerin dava açmakta haklı oldukları vurgulanarak, "Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" belirtiliyor ve. "Eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değildir" deniliyor.
İŞTE ÖRNEK KARAR
Örnek kararlardan ilki İzmir’den Yargıtay’a uzayan Havvana H’nin davasında verildi. Bakın bu dava nasıl açıldı?
İzmir’de oturan Nuri H. adlı koca, tarikat toplantılarına giden ve eve sabaha kadar gelmeyen karısına boşanma davası açtı. İzmir 1. Aile Mahkemesi, davalı kadının tarikat toplantılarına katılmasını boşanmaya yeterli görmedi ve davayı reddetti. Bunun üzerine Nuri H. davayı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde temyiz etti.
YARGITAY KOCAYI HAKLI BULDU BOŞADI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kocayı haklı gördü ve çifti boşadı. Yerel mahkemenin boşanmayı red kararını bozdu. Yargıtay’ın 21 Eylül tarihli son örnek kararı özetle şöyle:
"Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının (kadın) devamlı olarak tarikat toplantılarına katıldığı, davacının (koca) da ’ananızı pazarlayın’ diye davalıya hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır"
KOCAYA DA BOŞANMA
İkinci örnek karara konu dava ise Konya’da geçti. Bu defa davacıyı bir erkek değil kadın. A.S adlı kadın da sürekli tarikat toplantısına giden kocası Ş.S’ye defalarca "Evini ve çocuklarını ihmal ediyorsun" diye uyarıda bulundu. Ancak kocası kendisini dinlemeyince boşanma davası açtı. Mahkeme, devamlı tarikat toplantısına katılmayı boşanma nedeni saymadı ve kadının davasını reddetti. Davacı kadının temyiz başvurusu üzerine 2. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozarak, çiftin boşanmasına hükmetti. Bu karar da özetle şöyle:
"Davalının devamlı tarikat toplantılarına katıldığı davacının da ’a... pazarlayın’ diye davalıya hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Kadının açtığı ve boşanma dosyası üzerinde birleşen ayrı mesken edinme ve nafaka davası hakkında da olumlu olumsuz karar verilmesi gerekir. Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir"
Yargıtay’dan anlamlı bağış
Yargıtay Başkanlığı, asansör kazasında ölen işçi Murat Ökmen’in ailesi için bağış kampanyası düzenledi. Yargıtay’ın yardım kampanyası sonunda, küçük çocuğu olan işçinin ailesine verilmek üzere 14 bin YTL toplandı. Kazanın olduğu akşam Yargıtay’a gelen ve geç saate kadar üzücü olayla ilgilenen Yargıtay Genel Sekreteri Ahmet Ceylani Tuğrul’un da desteği ile yürütülen kampanyaya Yargıtay üyeleri yanında personel de katıldı. Yargıtay’ın ana asansörlerinin yenilenmesi işinde çalışan yüklenici firmanın işçilerinden Murat Ökmen asansör kazasında olay yerinde yaşamını yitirmişti.