Paylaş
Samsun’dan yazan okurum R.Y., ayrıldığı nişanlısına taktığı 25 bin liralık altın takıyı geri almak için ne yapabileceğini soruyor. Önce sorusu:
“5 Eylül 2018’de nişanlandım. Nişanlıma 25 milyarlık altın taktık. 1 Ocak’ta yine tartıştık. Bana ‘Ayrılalım, altınlarınızı ve nişan bohçanızı veririm’ dedi. Ortak kararla ayrıldık. Şimdi, ‘Sen benden ayrıldın’ diyor. Öteki mesajları da duruyor. Hukuken ne yapabilirim?”
R.Y.’nin sorusunu eski aile hâkimi ve Yargıtay üyesi avukat Mustafa Ateş yanıtladı. Ateş’in yanıtı şöyle:
NİŞANI KİMİN BOZDUĞU ÖNEMLİ Mİ?
“Türk Medeni Kanunu’nun 12/1. maddesine göre ‘Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir.’ Nişanlılık taraflardan birinin ölüm ile sona erse de aynı kural geçerlidir. Ölen nişanlı hediye vermiş ise onun mirasçıları sağ kalan nişanlıdan bu hediyelerin iadesini isteyebilir. Hediye iadesi için nişanın kim tarafından veya kimin kusuru ile bozulduğunun önemi yoktur.
ALIŞILMIŞIN DIŞINDAKİ HEDİYEYE İADE
Alışılmışın dışındaki hediyeden anlaşılması gereken değerinin fazla olmasıdır. Değerinin azlığı sebebiyle her nişanlı tarafından kolaylıkla alınabilecek hediyeler alışılmış hediye kabul edilir. Genel olarak Yargıtay kararlarında nişanlıların birbirlerine hediye ettiği altınlar alışılmışın dışındaki hediyelerden sayılmaktadır. 25 bin TL’lik ziynet eşyası alışılmışın dışındaki hediyelerdendir. Bu sebeple hediyelerin iadesi istenebilir.
BİR YIL İÇİNDE DAVA AÇIN
Hediyeyi alan nişanlının hediyeleri iade etmemesi halinde nişanın bozulduğu tarihten itibaren bir yıl içerisinde aile mahkemesinde, bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesinde dava açarak hediyelerin iadesini isteyebilirler. Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozar veya nişanın bozulmasına sebep olursa diğer nişanlı evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakârlıklar karşılığında bir tazminat ve nişan için yaptığı giderleri de ayrıca isteyebilir.”
SİTE YÖNETİMİ NASIL KURULUR?
OKURUM E.Ş. çok bloklu sitelerin yönetimine ilişkin herkesi ilgilendiren şu soruyu yöneltmiş:“Dokuz bloklu yeni yapılmış bir sitede oturuyorum. Toplantıda üç kişi kendine göre yönetim oluşturdu. Ben kararı imzalamadım. Her blok kendi yönetimini seçmek zorunda değil mi? Tüm blokların giderleri farklı olmasına rağmen herkesten aynı aidatı almak ne derece yasal?”
Bu soruya da avukat Ateş’in yanıtı şöyle:
AYNI PARSELDEKİ BLOKLARA TEK YÖNETİM
“Aynı parsel üzerinde bulunan birden çok bloktan oluşan sitelerde tek yönetim olmak zorunda. Her blok için ayrı bir yönetim kurulu oluşturulamaz. Bloklar farklı parseller üzerinde bulunuyor ise kural olarak her parsel üzerindeki blok veya bloklar için ayrı ayrı yönetim oluşturulmalıdır. Ancak yönetim planında bazen farklı parseller üzerine bulunan bloklar için bir yönetimin oluşturulabileceği kabul edilmektedir. Bu durumda her bloktan bir temsilci belirlenir, bu temsilciler de site yönetimini belirler.
PARSEL VE YÖNETİM PLANI KRİTERİ
Önce, 9 bloktan oluşan sitenin tek parsel üzerinde mi yoksa farklı parseller üzerinde mi olduğuna ve eğer bloklar farklı parseller üzerinde ise yönetim planında bu konuda bir düzenleme olup olmadığına bakmak gerekir. Sitenin görevli, yönetici, güvenlik ve bahçıvan giderleri her bağımsız bölüm maliki tarafından arsa paylarına bakılmaksızın eşit olarak karşılanır. Bunların dışındaki aydınlatma, peyzaj, asansör, iyileştirme, (dış boya, mantolama) gibi ortak giderlere ise bağımsız bölüm maliklerinin arsa payı oranında katılmaları gerekir.
ÜÇ AY İÇİNDE DAVA AÇABİLİRSİNİZ
Yukarıda belirtilen düzenlemelere aykırı genel kurul kararlarına, karşı toplantıya katılan site sakini, tutanağa şerh koymak şartıyla toplantının yapılmasından itibaren bir ay içinde, katılmayan site sakini ise üç ay içerisinde sulh hukuk mahkemesinde dava açıp iptal isteyebilir.”
Paylaş