Paylaş
Anne okurum A.D. oğluna faaliyeti sona eren bir şirketteki ortaklığı yüzünden ‘naylon fatura’ kullanıldığı iddiasıyla 20 yıl hapis talebiyle dava açıldığını yazıyor. “Her gün televizyonlarda görüyoruz. Adam öldürenler bile bu kadar ceza almıyor. Ertesi gün tahliye oluyorlar” diye isyan ediyor. “Yargıtay uygulaması nasıl” diye soruyor. Devam eden bir dava ile ilgili yorum yapmak elbette ki mümkün değil. Ancak Yargıtay uygulamasını A.D. ve benzer şekilde bu konuda soru yönelten okurlarım için özetlemek mümkün
‘Sahte fatura’ veya halk arasındaki bilinen yaygın tabiriyle ‘naylon fatura’ düzenlediği veya kullandığı iddiasıyla yargılanan sanıklara kanunda bulunmamasına rağmen Yargıtay içtihadı ışığında ‘her takvim yılının ayrı bir suç olarak kabul edilmesi’ nedeniyle 20-25 yılla davalar açılıyor. 25 yılı bulan cezalar verilebiliyor.
18 YIL SONRA YARGITAY’DA
Tartışmalı uygulama 18 yıl sonra tekrar Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündeminde. Karar beklenirken, vergi hukukçuları birden fazla yıla yayılan sahte fatura düzenleme veya kullanma eylemlerinin ‘zincirleme suç’ olarak kabul edilmesi ve tek suç gibi cezalandırılması gerektiğini savunuyorlar. Vergi hukuku uzmanı avukat Serkan Ağar’a, uygulamayı ve Yargıtay kararının olası yansımalarını sordum. Ağar bakın nasıl değerlendirdi:
İLK BEŞTE
“Geçen yıl Vergi Usul Kanunu’na Muhalefet iddiasıyla 26 bin 342 kamu davası açıldı. Bu davalarda mahkûmiyet oranı yüzde 59.4, beraat oranı yüzde 19.3. Naylon fatura davaları, özel kanunlara göre açılan davalar arasında ilk beş arasında. Şu anda da devam eden 70 bin dosya var. Bu nedenle bu konu binlerce kişiyi ilgilendiriyor.
KANUNDA DÜZENLEME YOK
‘Naylon fatura’, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiş. Bu kanunun 359. maddesinin (b) bendine göre, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Kanunda her takvim yılının ayrı bir suç olarak kabul edileceğine dair bir düzenleme yok.
2002 İÇTİHATIYLA HER YILA CEZA
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 05/03/2002 gün ve 2002/11-28-179 sayılı kararı ışığında, her sahte fatura suçu için takvim yılı esas alınıyor. Farklı yıllarda işlenen suçları ayrı, aynı takvim yılında işlenen suçları da teselsül (zincirleme-müteselsil suç) kapsamında değerlendiriyor. Örneğin; 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında işlenen sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu ayrı ayrı cezalandırılıp, her yıl için verilen cezalar zincirleme suç hükümlerine göre dörtte birden dörtte üçe kadar artırılıyor. Yargıtay’ın bu uygulaması nedeniyle binlerce insan 20 yıl, 25 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Bu konu ceza siyasetinde kanayan bir yaradır.
AYNI SUÇTAN KATLAMALI CEZA
Örneğin mükellef 2017 yılının Nisan, Mayıs ve Eylül aylarında birçok sahte fatura düzenlemiş, aynı yılın Haziran ve Ekim aylarında da sahte fatura kullanmış olsun. Aynı mükellefin 2018 yılının tüm aylarında da hem sahte fatura düzenlediğini ve hem de sahte fatura kullandığını düşünelim. Böyle bir davada sanığa 2017 ve 2018 yıllarında hem sahte fatura kullanmaktan ayrı ayrı 3 yıl 1 ay 15 gün, sahte fatura düzenlemekten de ayrı ayrı 3 yıl 1 ay 15 gün olmak üzere toplam 12 yıl 4 ay 60 gün sonuç ceza veriliyor. Aynı mükellef 2020 yılında da bu eylemleri tekrar etmiş ise bir kez daha ayrı ayrı 3 yıl 1 ay 15 gün sonuç ceza veriliyor. Kanun’da böyle bir düzenleme yok. Bu uygulamayı Yargıtay belirliyor. Yani Yargıtay, sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemi kaç yıl sürmüşse, o kadar yılı ayrı suç kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.
TEK SUÇ OLARAK KABUL EDİLMELİ
Oysa olayda değişen ve yenilenen kast yoksa, yani mükellef sahte fatura düzenleme veya kullanma suçlarını aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirmişse, tüm yılların tek bir suç olarak kabul edilmesi ve sanığa tek bir ceza verilmesi gerekir. Örneğin, 2016-2017-2018 yıllarında sahte fatura kullandığı iddia olunan mükellefe, değişen ve yenilenen kastı yoksa, tüm yıllar tek bir suç kabul edilerek tek bir ceza, yani 3 yıl 1 ay 15 gün sonuç ceza verilmesi icap eder. Hukuk da adalet de hakkaniyet de bunu gerektirir.
YASA HAZIRLIĞI VAR MI?
Bu konu, yaklaşık 20 yıl sonra yeniden Yargıtay Ceza Genel Kurulu gündemine geldi. Kurul, birbirini takip eden yıllarda işlenen her sahte fatura eylemine ayrı ayrı mı, yoksa tek bir ceza mı verileceğiyle ilgili karar verecek. Yeni karar beklenmeden, bir kanun değişikliği yapılması ise daha doğru olacaktır. Kamuoyunun beklentisi de budur. Böylece kanuni dayanağı olmaksızın neredeyse 20 yıldır devam eden bu uygulama adil bir şekilde değiştirilmiş olur. Böyle bir değişiklik yapılırsa zararın ağırlığı, kastın yoğunluğu, failin amacı dikkate alınarak temel cezanın asgari sınırdan uzaklaşılarak uygulanması ile yargı makamları cezayı dörtte birden dörtte üçe kadar artırarak her dosyada adaleti de tesis edecektir.”
Hükümet çevrelerinden aldığım bilgi ise bu konuda bir yasa hazırlığı bulunduğu şeklinde. A.D. ve bu konuyla ilgilendiren okurlarım adına takipçisi olacağım.
Paylaş