Paylaş
Denizler, sahiller, ormanlar, caddeler, sokaklar, parklar, site ve apartman bahçeleri bile maske ve tek kullanımlık eldivenlerle dolu. Birinci dalga sahillere inip salgın Ankara başta büyük kentlerde patlamışken, bu şekilde sorumsuz davranmak en başta kişisel sağlığınızı tehdit ediyor.
Maske takmanın zorunlu olduğu yerler başta, o maskeyi arabasından iner inmez sokağa, parkta banka oturunca yere, balkondan site bahçesine fırlatanlara benim ve okurlarımın bir sorusu var.
Maskeyi çevrenize saçmak, takmamak kadar tehlikeli değil mi?
Bu atıkları zor bir mesai ile toplayan belediye görevlilerine virüs bulaştırma ve salgının daha fazla yayılma ihtimalini hiç mi düşünmüyorsunuz?
Polis denetleme sırasında maske takmayanlara 900 TL ceza yazdığı gibi atana da 900 TL ceza yazmadığı için mi çöp yerine çevreye atıyorsunuz?
Her gün binin üzerinde insanımız tüm uyarılara rağmen hastalığa yakalanıp 15-20 insanımız hayatını kaybederken, sağlık personeli canlarını hiçe sayıp yaz sıcağında salgınla boğuşurken, tek kelimeyle bu sorumsuzluk neden?
MASKE KİRLİLİĞİNİN CEZASI YOK MU?
Maske ve eldivenleri yere atmak Kabahatler Kanunu’na göre en basit tanımla “çevre kirliliği”. 2020 yılı için “evsel atık ve artıkları çöpe atmama” cezası 63 lira. Caydırıcı değil görüldüğü gibi. “Tıbbi atık” olarak nitelendirilebilecek virüs bulaştırma riski taşıyan, ayrı bir poşetle belki farklı çöp bidonlarında ve yerlerde toplanması imhası gereken maske ve eldivenlerin sokağa atılmasına ilişkin kanunda özel bir idari para cezası da yok.
Çevre Kanunu’nu cezalarını düzenleyen tebliğe göre de “umuma açık yerlerde çevreyi kirletenlere” 351 TL ceza uygulanıyor. Ancak maske ve eldiveni çevreye atmaya dönük özel bir yaptırım bu tebliğde de yok. Olması da mümkün değil. Çünkü dünya bu boyutta salgını ilk kez yaşıyor.
ZABITANIN RESEN CEZA KESME YETKİSİ VAR MI?
Birçok okurum, komşularına laf dinletemediklerinden, ilgili belediye zabıtasını, polisi aradıkları halde sonuç alamadıklarından yakınıyor. Konuştuğum belediye yetkilileri de zabıtanın şikâyet üzerine Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezası kestiğini ancak resen işlem yapıp ceza kesme yetkisi olmadığını, maske takmayanlara polisin ceza kestiğini belirttiler. Okurlarımın çoğu Çankaya sınırları içinden e-posta ile maske-eldiven atıklarına neden ceza yazılmadığını sordukları için Çankaya Belediyesi’ni aradım. Maske ve eldiven atıldığı için zabıta tarafından ne kadar işlem yapılıp ceza kesildiğini sordum. Tek kuruş maske-eldiven atığı cezası kesilmediği bilgisi verdiler.
KDK’YA BAŞVURDUM
Okurlarımın “Maske takana ceza var, yere atana niye yok” haklı şikâyetlerini en kısa yoldan idareye duyurup çözmek için bilin bakalım ne yaptım? Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombudsmanlık) başvurdum. Geçen cuma günü KDK’ya yaptığım başvuruda, “maske ve eldivenlerin virüs bulaşma riski nedeniyle rastgele çevreye atılmaması, ülkemizde bu konuda yeni bir çevre felaketinin yaşanmaması için önlem alınması, idari-cezai yaptırım uygulanması ve yasal düzenleme yapılması” yönünde “tavsiye” kararı alınmasını talep ettim. Polise, zabıtaya şikâyetleri sonuçsuz kalan tüm duyarlı okurlarımı da KDK’ya başvuru yaparak hak aramaya çağırıyorum.
NASIL BAŞVURABİLİRSİNİZ?
Ombudsmanlık, vatandaşların kamu kurumları ile sorunlarını en kısa süre içinde ücretsiz ve dostane şekilde çözüme kavuşturuyor. Mahkemelerin yükünü hafifletirken, kamu hizmetlerinin kalitesini arttırıp kamu görevlilerinin haksız ve kötü davranışlarını da denetlemeyi hedefliyor. “Halkın avukatlığını” üstlenen KDK, mahkemeden farklı olarak “hukuki denetim” yanında “hakkaniyet denetimi” yapıyor.
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvurunun aksine kural olarak Ombdusmanlık’a başvuru dava açılmadan önce yapılıyor. Ancak KDK’ya başvuranın “dava açma hakkı” kaybolmuyor. Dava açma süresi başvurunun yapıldığı andan itibaren duruyor. Başvuru, www.ombudsman.gov.tr ile e-devlet üzerinden veya yazılı dilekçe ile ücretsiz yapılabiliyor. KDK’ya diğer kurumlardan farklı olarak çocuklar da başvurabiliyor. KDK’nın sayfasında “çocuk başvurusu” diye bir bölüm var. Ombudsmanlık’ın 0312 465 22 00 numaralı telefonundan detaylı bilgi almak da mümkün.
Son not: Maskeni çöpe at Türkiye’m.
OMBUDSMAN: HAK ARAMAYI BİLMİYORUZ
KDK Başkanı Şeref Malkoç’la da konuştum. Hepimizin şikâyet ettiği maske ve eldiven atıkları ile ilgili KDK’ya bir tek başvuru yapılmadığını öğrendim. Malkoç, bakın ne dedi: “Biz bu doğada hep birlikte yaşıyoruz. Toplumun sağlığını, çevreyi ve diğer canlıları ilgilendiren bu konunun önemini, Sayın Cumhurbaşkanımızın çevre ve sıfır atık projeleri konusunda çok hassas olduğunu da biliyoruz. İdarecilerimiz ve vatandaşlarımızın da bu konuda hassas davranması gerekir. Hak arama ve bu konular eğitimimizin her safhasında olmalı. Biz KDK olarak halkın avukatıyız. İdare ile her alandaki sorunlarını ücretsiz en kısa sürede çözüyoruz. Resen harekete geçme imkânımız yok. Vatandaşlarımız idare ile ilgili yaşadıkları her türlü sorunda gelip bize başvurabilirler.”
KDK NE KARAR VEREBİLİR
KDK, benim başvurum tipindeki başvuruları haklı bulursa; ilgili kurumlara dönük “tavsiye kararları” verebiliyor. Başvurumda, ilgili idare olarak Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Çevre, Sağlık, İçişleri, Milli Eğitim Bakanlıkları’nı gösterdim. KDK, bu kurumlarla görüşerek karar verecek. KDK incelemesi sonrası, “Maske ve eldivenlerin virüs bulaştırma potansiyelleri nedeniyle çevreye atılmalarının engellemesi ve doğanın korunması için tedbir alınması, gerekliyse mevzuatta düzenleme ve değişiklik yapılması, bu konuda idari para cezası uygulanması”, “‘Tıbbi atık’ olarak nitelendirilebilecek maske ve eldivenlerin ‘evsel atıklardan’ ayrı olarak poşetlenerek özel çöp bidonlarında toplanması, depolanması, imhası konusunda düzenleme yapılması”, “Vatandaşın bilinçlendirilmesi ve bu konuda duyarlılık oluşturulması için başta kamu spotları olmak üzere kamusal kampanyaların yürütülmesi”, “İlkokul öğrencilerinin müfredatında bu konuya yer verilmesinin sağlanması” gibi konularda ilgili bakanlıklara dönük “tavsiye kararları” verebilecek. KDK, “Pandemi sürecinde verilen ve yargıdan dönen idari para cezalarının hukuka aykırı olduğu, ‘Kanunsuz suç ve ceza olmaz’ eleştirisi ile polisin yetki tartışmasını noktalayacak şekilde bu alanda gereken yasal düzenlemelerin yapılması” konusunda ise TBMM’ye öneride de bulunabilecek.
Paylaş