Paylaş
Ankara 11. Aile Mahkemesi Hakimi Mustafa Karadağ, evli kadın kaptanın “Bekarlık soyadımı kullanmak istiyorum” diye açtığı davayı kabul etti. Yargıtay “Yasa değişmeden olmaz” dedi. Ama Hakim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını gerekçe gösterip direndi:
“Koca soyadıyla aile birliğini yansıtma cinsiyete dayalı farklı muameleye gerekçe olamaz”
KURUL NE YAPACAK
Hakim’in direnmesi üzerine Kurul, evli kadına sadece bekarlık soyadını kullanma özgürlüğünü bir kez daha tartışacak. Bu karar da bağlayıcı nitelik taşıyacak. Kadınları yakından ilgilendiren dava süreci bakın şöyle gelişti:
KADIN KAPTAN’IN SAVAŞI
Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde araştırma görevlisi ve aynı zamanda kaptan olan Hatice Yılmaz Yüksekyıldız, 13 Ocak 2011’de evlilik soyadının iptali ve yalnızca bekarlık soyadı olan “Yılmaz”ı kullanmak için Ankara 11. Aile Mahkemesi’ne dava açtı. Uluslararası gemilerde 3. kaptan olarak çalıştığını, birçok ülkeye “Yılmaz” soyadıyla girdiğini ve mesleğinde bu soyadıyla tanındığını bildirdi. Davada, Avrupa ülkelerinde bu hakkın tanındığını Türkiye’de ise uluslararası sözleşmelere aykırı şekilde evli kadının kocasının soyadını kullanmak zorunda bırakıldığını ve bunun ise eşitliği aykırı olduğu savundu.
Hakim Karadağ, 12 Mayıs 2011’de davayı kabul etti. AİHM’in Ünal-Tekeli kararına dayanan Karadağ, kadının mesleki tanınırlığı nedeniyle evlendikten sonrada önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğuna hükmetti.
YARGITAY: KAMU DÜZENİ BOZULUR
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bu kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde temyiz etti. Daire, 21 Şubat’ta oybirliği ile mahkeme kararını bozdu. Bozma kararında, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Medeni Kanunu’nun 187. maddesindeki evli kadının, iki soyadını birlikte kullanabilmesini anayasa aykırı görmediği ve iptal istemini reddettiğini vurgulandı. AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığı anımsatıldı. Medeni Kanun değişmediği sürece evli kadınların kocalarının soyadını kullanmak zorunda oldukları, aksine uygulamanın yürürlükteki yasaya aykırı kararlar verilmesine neden olacağı vurgulandı. Aksine uygulamanın “Aile birliği ve bütünlüğünün kocanın soyadı üzerinden devamına ilişkin genel prensibi” ve “kamu düzenini” bozacağı vurgulanarak, şöyle denildi:
İHLALE YOLAÇAN YASANIN KENDİSİ
“Yasa hükmü yürürlükte bulundukça mahkemenin yasal düzenlemelere aykırı düşecek şekilde karar tesis etmesi olanağı yoktur. Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin başta İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükleri düzenleyen diğer sözleşmelerde evli kadının evlenmeden önceki soyadını muhafaza edeceğine ilişkin açık bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. İhlale yol açan ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünü yorum tarzı değil yasal düzenlemenin kendisidir. Bu düzenleme değiştirilmedikçe mahkemeler yasaya uygun karar vermekle yükümlüdür. Mahkemenin kararı doğru değildirdir. Bozulmalıdır”
PAKETTEN ÇIKMIŞTI
Yargıtay’ın da bozma kararında altını çizdiği gibi AİHM’in ihlal vermesine neden olan bu durumun düzeltilmesi için, Medeni Kanun’da değişiklik yapılması gerekiyor. Hatta 4. yargı paketine evli kadınlara sadece bekarlık soyadını kullanma imkanı veren bir düzenleme koyulmuştu. Ancak Bakanlar Kurulu’nda, “Çocuğun soyadı ile annenin soyadının farklı olması karmaşa yaratır. Kamu düzeni bozulur” itirazları üzerine son anda paketten çıkarılmıştı. Beşinci pakette de evli kadına soyadı özgürlüğü düzenlemesi yok. Bakalım Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, AİHM kararlarını esas alıp yasaya rağmen içtihat değişikliğine gidecek mi? Kurul’da da Daire gibi görüş oluşturulursa, pek mümkün görülmüyor.. Artık son sözü Kurul söyleyecek. Kadınların gözü kulağı da Yargıtay’da olacak...
Paylaş