ANKARA’nın, Kalecik ilçesinde, mahkemelik olan Avrupa’daki bir ülke büyüklüğündeki 335 hektarlık arazide bağcılık ve turizm yatırımı yapmak isteyen İsrailli firmanın sıkıntısı bitmiyor. Bir dönümlük örnek bağa geçen hafta Pazar günü sabaha karşı sabotaj girişiminde bulunuldu.
Kalecik Bağcılık Yatırım İnşaat Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin Koordinatörü Babakan Olcaysü bakın ne dedi:
"İş makinalarımızda, bin 600 YTL değerindeki mazotun sabaha karşı çalındı. Çekilen mazotun bir bölümü bağın sulanacağı hortumların içine aktarılmış. İşçilerimiz sıradan çalışanlar olup dikkat etmeyip o suyla bağı sulasalardı, hem 120 bin dolarlık bağ yatırımı heba olacak hem bir yıl hiç ürün alamayacaktık.
Geçtiğimiz Cumartesi günü kaymakamlık ve belediyenin yatırımcıları ve bölgeyi tanıtmak için düzenlediği ve her türlü güvenceyi verdiği basın toplantısının hemen ardından bu saldırının meydana gelmesinde dolayı son derece üzgünüz. Olaya Kaymakam beye bildirdik. Suç duyurusunda bulunduk. Bölge jandarma bölgesi. Jandarma konuyu araştıracak. Şirket yöneticilerimize de ’sizi orada yaşatmayacağız’ diye tehdit telefonları gelmeye başladı."
KAYMAKAN DESTEK ÇIKTI
Kalecik Kaymakamı İrfan Demiröz ise bu olanlara nasıl baktığını şöyle anlattı:
"Burası çadır devleti değil Anayasal bir hukuk devleti. Yabancıların yatırım yapma hakkı var. Bu olaylar yerel bir takım menfaat gruplarının birkaç kişinin yönlendirmesiyle oluyor. Kalecik halkı yabancı yatırımcıyı istiyor. Asayiş sorunu diye bir şey yok..."
Kalecik, ’şarap üssü’ oluyor
DÜNYADA sadece Türkiye’de ve Kızılırmak kıyısında yetişen "Kalecik Karası" üzümü ile ünlü Kalecik, şarapla dünya markası olmayı hedefliyor. Ankara’ya 71 kilometre uzaklıktaki Kalecik’in kaymakamı İrfan Demiröz’e göre Kalecik mutlaka marka ve Fransa’nın "şarap üssü", "Bordeaux ve Rhone Vadisi"ne rakip olacak. Makamında ziyaret ettiğimiz Demiröz projelerini büyük bir heyecanla anlatırken, işsizliğe çözüm olarak bağcılığı görüyor. Şimdiden ilçe altı fabrika kazanmış durumda. Bir o kadar fabrikada yolda. Bakın Demiröz, işsizliğe çare olacağını iddia ettiği projelerini nasıl anlattı:
DEVLET MEMURU ZİHNİYETİ İLE İŞE BAKMADIK
Ben göreve başladığımda, tespit yaptım şimdi tedaviye geçtik. Herkes iş istiyordu. 120 yıl önce burada bağ üretimi 30 bin dekarın üzerindeymiş. Ama bu insanlar, verimli toprakları bırakıp gitmiş. Ankara cazibe merkezi olmuş. 450 milyonluk asgari ücrete talim etmişler. Benim amacım bu insanları yeniden toprağına çekebilmek. Kurtuluşu bağcılığı canlandırmakta görüyorum.
KALECİK YENİDEN KÜÇÜK MISIR OLACAK
Evliya Çelebi, Kalecik’ten, "Küçük Mısır" diye bahsedermiş. Tarihte ticaret o kadar artmış. Biz bu şahlanışı yeniden yakalamak istiyoruz. 180 bin Kalecikli göç etmiş. 50 köyde 18 bin nüfus kalmış. Topraklar da boş bekliyor. Tersine göçü başlatmak istiyoruz. On dönüm bağdan üçüncü yıldan itibaren yüzde 50 gider düşünce 8-10 milyar para geçiyor.
HEDEF 25 MİLYON YTL GELİR
Yöredeki, 8 bin 500 dekardan 6 bin 500 ton ürün alınıyor ve yıllık kazanç 6,5 milyon YTL’ye ulaştı. İlk hedefimiz 30 bin dekar alanda yıllık 25 bin ton kalecik karası üretmek ve 25 milyon YTL gelir elde etmek. Sofralık üzümde de 16 bin 500 dekar alanda yıllık 16 bin 500 ton üretim ve 8,3 milyon YTL olan geliri iki katına çıkarmak.
12.5 MİLYON DOLARLIK BAĞCILIK YATIRIMI
İlçede tarımsal sanayi alanında bağcılık yatırımı olarak 2007’de faaliyete geçecek toplam yatırım tutarı 12,5 milyon dolar ve istihdam miktarının 385’i bulacak. Orta ve uzun vadede bu sayının beş katına çıkartmayı planlıyoruz.
Hukuki anlaşmazlık ne
KALECİK Belediyesi, 1998 yılında satılan alan için "Arazi ucuza satıldı. Aradan beş yıl geçti ve sözleşme gereği alanda bağcılık yapılmadı" diye tapu iptali davası açtı. Davalı taraf ise, "Altyapı çalışması, harita çalışması, bağcılıkla ilgili imar planları yaptık" diye kendini savundu. Davalar Kalecik’te sürüyor. Davacı belediye şu anda değeri 13 trilyon liraya yükselen arazi için dava harcını yatırmakta da güçlük çekiyor. Harç yatırılmazsa dava düşecek.
’Ayıplı mal’ başvurusu artmış
GEÇEN haftaki "Alışveriş hukuku" yazımın arkasından mail yağdı. Sadece küçük firmaların değil dev markaların bile bazen müşterilerini üzdükleri gelen şikayetler arasındaydı. Ama en çarpıcısı da Tüketiciler Birliği’nin açıkladığı Mayıs ayı raporuydu. Birliğin mayıs ayı raporuna göre, ayıplı mal başvurusu geçen yıla oranla tam yüzde 64.19 oranında artıp 752 olmuş. Tüketiciler Birliği Başvuru Merkezi Başkanı Uğur Zincir ise bu konuda tüketicilere ücretsiz hukuki yardımda bulunduklarını belirtiyor. Haberiniz olsun.