Gaspçılara teşhiste avukat şart değil

CEZAEVLERİNİN nüfusu son 39 yılın en yüksek rakamına ulaşıp 100 bini aşıp gasp gibi mala karşı suçlarda patlama yaşanırken, Yargıtay çok önemli bir karara imza attı. İki gaspçının itirazını reddeden Yargıtay, şüphelilerin teşhisi sırasında avukat bulundurulmasının zorunlu olmadığına karar verdi.

Teşhis işleminde mağdurun "aktif", şüphelinin ise "pasif" olduğu vurgulanan kararda, "CMK’da şüphelinin avukatının teşhiste hazır bulundurulması şeklinde bir düzenleme bulunmamaktadır" değerlendirmesi yapıldı. Yargıtay, itirazı kabul etseydi, şüphelinin sorgusu süresince olduğu gibi teşhis işlemi sırasında da zorunlu olarak avukat bulundurulacaktı. Yargıtay’ın, sorgu gibi teşhiste de zorunlu avukat bulundurulmasının gerekip gerekmediğini tartıştığı satır arasında kalan ilginç kararı bakın şöyle alındı:

Bıçaklayıp cep telefonunu gasp ettiler

İki yıl önce İstanbul Yenibosna Metro İstasyonu yakınında iki kişi yolda yürüyen B.T adl gencin yanına yaklaşarak, bacağından bıçakladılar ve cep telefonunu gasp ettiler. Şikayet üzerine eşkal bilgi formu düzenlendi. İki şüpheli başka bir kişiyi gasp etmek isterken polisler tarafından yakalandılar.

Eşkali benzer kişiler arasından teşhis edildiler

Gasp mağduru B.T, iki şüpheliyi karakolda, eşkalleri benzer kişiler arasından teşhis etti. Mağdur B.T, "Turuncu tişörtlü şahıs olay günü benim yanıma gelip beni bıçak tehditi ile gasp eden iki kişiden biridir. Siyah tişörtlü beni çalılıkların arasına iten ve direnince bacağıma bıçağı ikinci kez saplayan kişidir. Her iki şahsı da kesin olarak teşhis ediyorum" dedi. Tutanak, teşhise katılanlar, şikayetçi ve sanıklar tarafından imzalandı. Sanıklar itirazda bulunmadılar.

Gaspçıların avukatı itiraz etti

İki gaspçı "nitelikli yağma"dan 8 yıl 4’er hapse mahkum edildiler. Yargıtay 6. Ceza Dairesi temyizde kararı onadı. Sanık avukatları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, teşhis işleminde avukat yardımından yararlandırılma zorunluluğunun ihlal edildiği, bu yüzden dairenin kararının kaldırılması için Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz edilmesini istediler. Başsavcılık, Kurul’a bu konuda itiraz etti.

Yargıtay itirazı reddetti

Kurul, itirazı böyle bir yasal zorunluluk olmadığı, teşhisin gerektiğinde fotoğraftan bile yapılabileceği gerekçesiyle ve oyçokluğuyla reddetti. Karar özetle şöyle:

"Teşhis işlemi gerektiğinde fotoğraf üzerinden de yapılabilecek bu yönüyle şüphelinin imzasının alınmasının bile zorunlu olmadığı bir tanıma işlemidir. Şüpheli buna pasif olarak katılmakta ve teşhis sırasında herhangi bir beyanı da alınmamaktadır. Bu işlemde aktif olarak rol alan kişi olayın mağduru veya tanığıdır. Bu nedenle ifade alma, keşif ve yer gösterme işlemlerinde olduğu gibi müdafinin teşhiste hazır bulundurulma zorunluluğu bulunmamaktadır.Aksinin kabulü halinde soruşturma aşamasındaki bütün işlemlerde örneğin gözaltı giriş ve çıkış raporarının alınması gibi. Müdafiin hazır bulunması hatta başından sonuna kadar gözaltı süresince müdafiin şüphelinin sürekli yanında bulundurulması gerekebilecektir. Bununla birlikte müdafiin teşhiste bulunmaması şüphelinin teşhisten önne veya sonra müdafii ile görüşmesine engel teşkil etmeyceği de açıktır.

Yüzleştirmede avukat zorunlu

Öte yandan uygulamada bazen mağdur veya tanık ile şüphelinin yüzyüze getirilerek karşılıklı beyanlarının alınması şeklinde dolasıyla yüzleştirme tarzında icra edilen işlemlere de teşhis denilmektedir. Böyle bir durumda şüphelinin beyanı alındığı için artık sadece bir teşhis işlemi sözkonusu olmayıp şüphelinin aktif olarak katıldığı ifade alma işlemi gerçekleştirildiğinden bu durumda müdafiinin katılımı zorunludur. Bu itibarla kolluk tarafından müştekiye yaptırılan teşhiste müdafiin bulunması zorunluluğu olmadığı gibi somut olayda yapılan teşhis işleminde yürürlükteki mevzuaata göre herhangi bir usulsüzlük de bulunmadığından itirazın reddine."
Yazarın Tüm Yazıları