ANKARA’da yaşayan aslında inşaat mühendisi olan Müştak Öner Koçoğlu ömrünü antikaya adamış bir isim. Koçoğlu, 1976 yılında Ankara’ya gelince hatıra paralarla ilgilenmeye başlamış.
İlk eski paralarını da Ankara Defteradarlığı’ndan edinmiş. Daha sonra Cumhuriyet dönemi boyunca Ankara’da basılan ve tedavülde kalan paraları toplamaya başlamış. Bu yüzden antikacı kolleksiyoner arkadaşı Oğuz Güler’le Anadolu’yu karış karış gezmek zorunda kalmışlar.
16 yıl boyunca paraların değeri ile ilgili kitaplar çıkaran Güler, bir para için atlayıp Hakkari’ye gittiğini alamasa da dönüp geldiğini anlatıyor. Koçoğlu bu kolleksiyonu yaparken, İzmir’li Osman Nazım Çağlar’ın bire bir eliyle çizimini yaptığı "TC dönemi madeni paralar" kitabından da yararlanmış. Koçoğlu bu kitaplarla ilgili "Sayın Çağlar’ın ve benzeri az sayıda eser paraların Anayasası gibi. Büyük emekle hazırlanıyor. Kolleksiyonerler ve meraklıları için de rehber niteliği taşıyor" diyor.
432 PARÇALIK MADENİ PARA KOLLEKSİYONU
Koçoğlu’nun şu anda tam 432 parçalık kolleksiyonu var ve paraların hepsi de tamam. Bu özel kolleksiyonu da çekemece içinde saklamaya kıyamadığı için çerçeveletmiş. Para kolleksiyonu üzerinde dönemlerini gösteren notların altına yapıştırılarak, çerçeveletilmiş durumda. Madeni paraların belki de en ilgi çekeni delikli bir kuruşlar.
Para kolleksiyonu Koçoğlu’nun Dikmen’deki evinin duvarında asılı. Ama O’nun gönlünden geçen bu kolleksiyonun Ulus’taki eski Meclis’te veya Ankara’ya özgü bir müzede sergilenmesi. Koçoğlu bakın para kolleksiyonuyla ilgili neler söyledi:
"Para kolleksiyonu yapanlar o paraları kutulara çerçevelere hapsetmesin. Bu paralar ve özellikle hatıra paraları basıldıkları dönemin kültürünü ve tarihini yansıtıyorlar. Bu kültür paylaşımı içinde kolleksiyonu yapılan paraların sergilenmesi teşhir edilmesi gerekiyor. Ben tüm kolleksiyoncuları paraları çekmecelerinden çıkarıp sergilemeye kültür paylaşımına davet ediyorum. En azından çerçeveletip benim gibi evlerinin duvarına assınlar."
Koçoğlu, para kolleksiyonunu önümüzdeki günlerde Güler’e ait Kuğulu Pasajı’nın alt katındaki dükkanda görücüye çıkarıp Ankaralı meraklılar ile paylaşmaya hazırlanıyor.
PARA KAZANDIRAN KOLLEKSİYON
Son bir not:
Hatıra gümüş ve nikel paralar, Darphane tarafından 1970 yılından itibaren basılmaya başlandı ve vezneden satılıyor. İlk hatıra para ise 1970 tarihli ve TBMM’nin 50. yılı anısına çıkarıldı. Her pasılan para önemli bir günü veya olayı temsil ediyor. Bu paralar bir yıl satışta kalıyor. Satılmayanlar eritiliyor. Darphane’nin çıkardığı bu hatıra paraları üye olarak edinmekte mümkün. Bazı eski hatıra paraları bugün 2500 YTL’ye kadar alıcı buluyor. Meraklısı için iyi de bir yatırım aslında...
Emekli bankacıdan kredi kartları için suç duyurusu
KREDİ kartları yıllık ücretleri ve limit aşımı cezasının yasaya aykırı olduğu yazıma hala mail yağıyor. Emekli bankacı ve araştırmacı M. Ali Ceylan’ın, savcılara "Suç duyurusunda bulunuyorum" dediği maili bakın şöyle:
"Kredi kartı yazınız harika ama Türkiye’de anlayan kaç kişi var? Benim konum BDDK’nın banka kredi kartları için çıkarttığı yasayı acaba hakkı ile uygulayıp uygulamadığıdır. BDDK 22 Şubat 2006 tarihinde Kredi Kartları Kanunu’nunu Bakanlar Kurulu kararıya çıkartmış ve 1 Mart 2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlayıp yürürlüğe geçirmiştir.
Bu kanunun 8 ve 9. maddelerinde özellikle 9. madde derki; kart hamilleri kullandığı kredilerinin limitlerinin aşımı durumunda, Bankalar aşan limit üzerinden "Limit aşım ücreti" adı altında bir ücret talep edemez. Ama bankalar limit aşımı durumunda kart hamillerinden "limit aşım faizi" adı altında ücret almaya devam etmekteler. Oysa kanun aşan limit durumunda "limit aşımı adı altında hiçbir ücret alınamaz" dediği halde bankalar bildiklerini okumaktalar. Ayrıca bankaların sözleşmede yer almadığı halde kredi kartı veya banka kartı kullananlardan kart kullanmın ücreti almaları da yasaya aykırıdır.
BDDK bu durumda yasaları uygulama yerine uyumakta ve bu bankalara hiçbir yaptırım uygulamamaktadır. Oysa 5464 sayılı yasa, 9. maddeye aykırı hareket edenlere 2-10 milyar ceza uygulamasını getirmiştir.
Yine aynı kurum geçici maddeyi uygulayıp Mart’ta yürürlüğe giren bu yasayı ustaca üç ay erteleme taktiği kullanmıştır. Bu durumu BDDK Başkanı’na yazdığım halde hiç yanıt yok.
Bizim cumhuriyet savcılarımız bu duruma ne zaman el koyacaklar? Bu durumu sayın Cumhuriyet Başsavcılıklarına da suç duyurusu olarak arz ediyorum."
Geceleri açan çiçek
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muharrem Gerçeker, şairliği ile de tanınan doktorlardan. Gerçeker, ikinci kitabı "Geceleri açan çiçek"i yayınladı. Üçüncü şiir kitabı da yolda. Adı bile hazır "Başka iklimin baharı"
Üçüncü defa bölüm başkanı seçilen sekiz yıldır da fakülte korosundaki Prof Gerçeker, şiiri de müziği de paylaşmayı seviyor. Şiir kitaplarını yayınladıktan sonra dostlarına hediye etmek en büyük zevki.
Prof Gerçeker, yılda bir-iki kere aynı fakülteden Prof. Dr. Yaşar Bedük, Eczacı Ertuğrul Ottekin ve Fizyoterapist Figen Ergünen’le birlikte düzenlediği "şiir ve şarkı" başlıklı kültür-sanat programlarında da şiirlerini ve şarkıları sevenleriyle paylaşıyor. Prof Gerçeker şiirle tanışmasını şöyle anlattı:
"Şiirle ilk merakım lise yıllarında olmuştur. O dönemde yayınlanan temiz, duru ve akıcı bir Türkçe ile insan, toplum, tabiat ve vatan sevgisi üzerine yazılan şiirlerin yer aldığı Hisar Dergisi şiiri tanımamı ve sevmemi sağlamıştır. Şiirlerimin çoğu sevgi, aşk, ayrılık, hasret, hüzün gibi duygusal renkler üzerinde yazılmıştır."
Gerçeker, her şairin güzel şiirlerinden esinlendiğini de söylüyor. İkinci kitabındaki "İtiraf"ı ünlü şair Atilla İlhan’a yazmış.