Paylaş
Okuruma yanıtım, evet.
Neden mi?
Yargıtay, son örnek kararı ile cihaz yerleştirip eşi dinlemeyi özel hayatın ihlali olarak değerlendirdi ve dinleyen eşin boşanmasına karar verdi. Yargıtay eşinin kendisini cihaz yerleştirip dinleyerek, boşanma davası açtığını söyleyen diğer eşi haklı buldu. Yargıtay, 2 Aralık 2016 tarihli kararında bakın özetle şöyle dedi:
“Eve cihaz yerleştirip diğer eşi dinlemek boşanma sebebidir. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
BOŞANMAK İSTİYORSANIZ SİZ DAVA AÇIN
Yargıtay kararları çerçevesinde siz cihaz yerleştirip eşinizi dinlemek yerine bir avukat kanalıyla boşanma davası açın. Avukatınız boşanma davası çerçevesinde aile mahkemesinden telefon kayıtlarının dökümlerini mahkeme kanalıyla incelenmesini isteyebilir. Aldatıldığınızın ortaya çıkması halinde mahkeme, sizi boşanmada “kusurlu” görmezse, size “kusursuz eş” olarak maddi ve manevi tazminat ödenmesine de hükmedebilir. Ama, siz son örnek karar çerçevesinde cihaz yerleştirip kocanızı dinlemeyin.
YARGITAY’DAN ELEŞTİRİYE SÜREKLİLİK KRİTERİ
İkinci maili atan erkek okurum K.K. ise “Üç yıllık evliliğimiz boyunca eşim hep başbaşa hem de başkalarının yanında sürekli beni eleştirdi. Bıktım bu tavrından. Şu anda işsizim. Sürekli eleştirdiği gerekçesiyle boşanma davası açabilir miyim? Çocuğmuz yok. Eşim çalışıyor ve maddi durumu benden çok daha iyi. Yine de karıma nafaka ödemek zorunda mıyım?” diye sormuş.
Erkek okurumun iki sorusunu da iki örnek Yargıtay kararı ışığında yanıtlamak istiyorum. Eğer eşiniz sizi “sürekli” eleştiriyorsa bu gerekçeyle boşanma davası açabilirsiniz. Örnek kararda da Yargıtay, karısının sürekli eleştirdiği ve kararlarını beğenmediği için boşanmak isteyen davacı erkeği haklı bulmuştu. Boşanma davasının ret kararını ise bozmuştu. Bu karar da özetle şöyle:
“Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının eşine sürekli eleştirel ve aşağılayıcı konuşmalarda bulunduğu, eşinin kararlarını beğenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin davasının da kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.”
ERKEKTE NAFAKA TALEP EDEBİLİR
Nafaka sorusuna gelince, siz işsizken, eşiniz hem çalışıyor hem de maddi durumu çok iyi olduğu için boşanmayla birlikte nafakada talep edebilirsiniz. Yargıtay içtihatları ışığında, boşanma sonucu yoksulluğa düşecek ‘ağır kusurlu olmayan’ erkeğe, ‘ekonomik durumu yeterli olan’ karısının ‘yoksulluk nafakası’ ödemesi gerekiyor. Yargıtay son örnek kararında, bu iki kriter ışığında, işi, evi ve malvarlığı olmayan davalı-karşı davacı erkeğe, ayda 9 bin lira kazanan evi ve arabası bulunan doktor karısının ödediği 250 TL nafakayı ‘az’ bulup bozmuştu. Yargıtay mahkemeden erkeğe “hakkaniyete uygun” bir nafaka bağlamasını istemişti. Nafaka kararında özetle şöyle denildii:
“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının doktor olarak çalıştığı aylık 9 bin TL geliri, evi ve arabası olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin ise herhangi bir işinin, gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı erkek lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece TMK’nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir.”
Paylaş