Paylaş
‘DEVREMÜLKE dikkat’ yazımın ardından sizlerden çok sayıda soru geldi.
Parayı ödedikleri halde tapu alamayan okurlarım seslerini hükümetin duymasını ve sorunlarının çözümünü istiyor. Önce o okurlarımdan A.O.’nun sorusu:
“Keşke Manyas’ta Osmanlı ahşap villalarından birini almadan önce yazınızdaki bu bilgilere sahip olsaydım. Çünkü 2013’te 9000 TL verdiğim halde hâlâ tapumu alamadım. Tapumuzu almak için ne yapabiliriz?
Biz tüketiciler sağlam adım atmadığımız için belki suçluyuz. Ancak bunların denetimi yok mu? Vatandaş ucuz tatil yaparım düşüncesiyle devremülk alıyor. Ya tapusunu alamıyor ya da tesisin idaresinden, temizliğinden şikâyetçi oluyor ve gitmiyor. Gitmeyince yıllık en az 300-400 TL’lik aidatı ödemiyor. Yıllar sonra bakıyor ya icralık olmuş veya şirket devremülk tapusuna el koymuş. Devremülk konusu çok ciddi bir sorun. Binlerce mağdur var. Hükümetin bu konuya el koymasını ve çözüm bulunmasını istiyoruz.”
ÖDENEN PARAYI FAİZİYLE ALABİLİRSİNİZ
Satış bedelinin ödenip devremülk tapusunun alınamaması halinde, tek yol mahkeme. Tüketici sözleşmelerinde, taraflardan birinin edimini hiç veya gereği gibi ifa etmemesi (eksik ifa) durumunda ödenen miktar faizi ile birlikte talep edilebileceği gibi devremülkün tapuya tescili için taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde tapu tescil davası da açılabilir.
Bununla birlikte sözleşmede edimin ifa edilmemesi (tapunun verilmemesi) sonucu tazminat yaptırımı öngörülmüş ise belirlenen tazminat miktarı için icra takibi de başlatılabilir.
AFRİKALI DEVREMÜLK MAĞDURU NE YAPSIN
Wilfrid Djima, geçen yıl Afrika’dan Gebze Teknik Üniversitesi Deprem Yapı Mühendisliği’nde yüksek lisans yapmaya gelmiş. Mayısta Yalova’da “bedava tatil” diye çıktığı günübirlik kaplıca turunda bilmeden devremülk sözleşmesi imzalamış. Aynı bölümde okuyan arkadaşı M.K., Afrikalı arkadaşının karşılaştığı ilginç ve sıkıntılı durumu mail’inde bakın nasıl anlatıyor:
“Afrikalı arkadaşımın Türkçesi de iyi değil. Yalova’daki tesis ıssız bir yer olduğu için yemekte kendisini zehirlemiş olabileceklerini düşünerek, korkuyla sözleşmeyi imzalamış. Sonra da tesisi terk etmiş ve sözleşmeyi belediye otobüsünde unutmuş. Geçen hafta ‘Senetleri ödemezseniz 200 liralık protesto masrafıyla birlikte ödemek zorunda kalırsınız’ diye SMS atılınca bize anlattı. Ben firmadan sözleşmenin iptalini istedim. Ancak, firma yetkilisi kabul etmedi. Djima ile Gebze Cumhuriyet Savcılığı’na gittik. Savcı bey, ‘Öğrenciyse kaplıcada ne işi varmış. Kocaman adam niye bilmediği şeye imza atmış? Yalova Cumhuriyet Savcılığı’na başvurun’ dedi. Ben yapılanın alenen suç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda nasıl bir hukuki yol izlemeliyiz?”
KORKUYLA İMZALANAN SÖZLEŞME GEÇERSİZ
Sözleşmeyi korkuyla imzalamak, geçerliliğini sakatlayan bir unsurdur. Bu sakatlık sözleşmenin geçerliliğini etkiler. Türk Borçlar Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca “Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir.”
İPTAL BEYANINDA BULUNUN
Arkadaşınız zehirlenmiş olabileceği korkusu ile sözleşmeyi imzaladığından ve bulunduğu tesisin ıssız bir yerde oluşu bu korkusunu haklı kılacak bir sebep olabileceğinden, olayda şartlar gerçekleştiği için Djima’nın devremülk sözleşmesiyle bağlı olmadığı ileri sürülebilir.
Korkutmaya maruz kalan taraf olan arkadaşınızın, korkunun ortadan kalkmasından sonra bir yıl içinde sözleşmeyi hükümsüz kılmak üzere karşı tarafa yani firmaya “iptal beyanında” bulunması gerekir. Aksi halde devremülk satış sözleşmesi geçerli hale gelir.
Paylaş