TÜRKİYE hala Elazığ depremine ağlarken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan deprem müteahhitlerinin zamanaşımı nedeniyle tazminat davalarından kurtulmalarını engelleyecek çok önemli bir karar çıktı.
Satır arasında kalan karar, 11 yıl önce yaşadığımız Marmara Depremi sırasında, Eskişehir’de yıkılan tek apartman olan Tarhan apartmanı ile ilgili. Yargıtay Hukuk Genel Kurul, 17 Ağustos Depremi’nde Eskişehir’de yıkılan ve 32 kişiye mezar olan Tarhan Apartmanı’nda oturan bir ailenin açtığı 15 bin liralık tazminat davasının “zamanaşımına uğramadığına” karar verdi. Kurul, depremde zarar görenlerin, müteahhitlere veya devlete karşı açacakları tazminat davalarının Borçlar Kanunu’ndaki 5 yıl değil, TCK’da düzenlenen 7.5 yıllık süre içinde açılması gerektiğine karar verdi.
Tazminat ödenecek
Kurul, mahkemenin apartmanın mimarı, proje müellifi ve teknik sorumlusu H.G yönünden açılan hukuk davasının beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, ceza davalarındaki “yarı oranında uzama” (7.5 yıl) kuralının, “hukuk davalarında uygulanamayacağı” gerekçesiyle direnme kararını bozdu. Kurul, işin esasının incelenip, aileye tazminat ödenmesini istedi. Önce, Eskişehir’den Ankara’ya uzanan dava sürecine bir bakalım:
Tazminat davası
Tarhan Apartmanı’nda oturan Dilek B, Arzu I ve Arda B. 15 Şubat 2007’de depremde daireleri yıkıldığı, eşyaları parçalandığı için uğradıkları zararın karşılanması için Belediye ve mimar Güngörsün’e karşı 6 bin lirası maddi, 9 bin lirası manevi olmak üzere 15 bin liralık tazminat davası açtılar.
Zamanaşımı reddedildi
Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle tazminat davasını reddetti. Temyiz talebi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davanın zamanaşımına girmediğine ve belediye yönünden davanın idari yargıda görülmesine karar verdi ve kararı oyçokluğu ile bozdu.
Zamanaşımı yok
Bozma kararında, şöyle denildi: “Davalı H.G’nin cezalandırılmasına ilişkin karar 16 Şubat 2007’de gününde verilmiş olup, eldeki tazminat davası ise ceza kararından bir gün önce 15 Şubat 2007 günü açılmıştır. Davacılar görülmekte olan ceza davasına katılma isteminde bulunmuşlardır. Davacılar ceza davasına müdahil olarak katıldıkları dönemde yürürlükte bulunan Ceza Muhakemeleri Usülü Yasası’nın 365/2 maddesi uyarınca kamu davasına katılmak suretiyle uğradıkları zararın ödetilmesini isteyebilecekleri gibi inceleme konusu olan davada olduğu gibi hukuk mahkemesinde ayrı bir dava açmak suretiyle tazminat isteminde bulunabilirler. Şu durumda yerel mahkemece ceza davası sonuçlanmadan önce açılan eldeki davanın süresinde açıldığı ve zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılarak, işin esasının incelenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından bozulmalıdır.”
Yargıtay bozdu
Yerel Mahkeme, belediye yönünden verilen karara uydu, zamanaşımı kararında ise direndi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, mahkemenin direnme kararını da oybirliği ile bozdu. Kurul, böylece, yeni TCK’nın yürürlüğe girdiği 2005’ten önceki depremler nedeniyle zamanışımı süresinin 7.5 yıl olduğuna hükmetmiş oldu.