Paylaş
KONUT kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlandıran geçici düzenleme hâlâ çok tartışılıyor. 1 Eylül’de kira uyuşmazlıklarında dava şartı olarak ‘zorunlu arabuluculuk’ uygulamasının kira sorununu çözüp çözmediği de merak ediliyor. Kiracılar ev bulamamak-tan, fahiş kira ücretlerinden, ev sahipleri ise yüksek enflasyona rağmen konut kira fiyatlarına yüzde 25 artış sınırı getirilme-sinden şikâyetçiler. Arabulucuda kanunda öngörülen yüzde 25’in üzerinde kira artışında anlaşılıp anlaşılamayacağını öğrenmek istiyorlar. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçen hafta Hürriyet’in konuğuydu. Okurlarımın, en çok merak ettiği kira ve yoksulluk nafakası konularının yanı sıra Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kritik iki iptal kararı sonrası yapılacak yeni düzenlemeleri sordum. Önce Bakan Tunç’un konut kiraları ile ilgili değerlendirmesi:
DÜZENLEME NE DİYOR
“Kanunla yapılan geçici düzenleme ile bir yıl süreyle daha 1/7/2024 tarihine kadar devam eden konut kiraları bakımın-dan yapılacak kira artışları yüzde 25 ile sınırlandırılmıştır. Tarafların kira bedelinde yapacakları artış, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde 25’ini geçemeyecektir. İşyeri kiraları düzenlemenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
Yılmaz Tunç - Oya Armutçu
MAHKEMELER SINIRLAMAYA UYACAK
Tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre tespit edilen değişim oranı yüzde 25’in altında kalacak olursa, bu oran uygulanmayacak, değişim oranı uygulanacaktır. Bu kural, 1 yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulana-ak ve bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersiz olacaktır. Mahkeme tarafından verilecek kira artış kararlarında da bu sınırlamaya uyulacaktır.
SÜRE BİTİNCE NE OLACAK?
Bu düzenlemeler geçici niteliktedir. Kiralarda meydana gelen ve normalin dışında gerçekleşen artışların önüne geçebilmek için yapılmıştır. Hükümde öngörülen sürenin sona ermesiyle birlikte taraflar kira bedelini yüzde 25 sınırıyla bağlı olmadan kararlaştırabileceklerdir.
YENİ KİRACILAR DAHA ÇOK ÖDÜYOR
Kira sözleşmelerinin yapılma tarihlerinin farklı olması ve kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte, tarafların kira bedelini anlaşarak serbestçe belirleyebilmeleri nedeniyle aynı binadaki dairelerin kira bedellerinde farklılık olabilmektedir. Örneğin, eski kiracılar daha düşük, yeni kiracılar ise biraz daha yüksek kira ödeyebilmektedir.
ARABULUCUDA ANLAŞILABİLİR
1 Eylül’den itibaren kira, kat mülkiyeti ve komşuluk hukuku konularında zorunlu arabuluculuk uygulamasını başlattık. 40 bin uyuşmazlıktan 6 bini anlaşma 5 bini anlaşmama yönünde sonuçlandı. 12 bin kişi mahkemeye gitmedi. Diğer taraftan bugün itibarıyla taraflar yüzde 25’in üzerinde de anlaşabilmektedir.”
TEMYİZ SINIRINA YENİ DÜZENLEME
- ADALET Bakanı Tunç, AYM’nin, vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalarda istinaf sonrasında temyiz talep edebilmek için öngörülen parasal sınırı Anayasa’ya aykırı bularak iptali sonrasında yapılacak yeni düzenlemeyi konusunda da şu değerlendirmeyi yaptı: “Anayasa Mahkemesi bu kararın iptal gerekçesinde, temyize tabi kararların belirlenmesine ilişkin parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle hangi tarihteki parasal sınıra göre temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinin kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilir bir şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle kuralın kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşmıştır.
ÇALIŞMAYA BAŞLADIK
Her ne kadar iptal kararı, 2024 yılı Temmuz ayında yürürlüğe girecek olsa da kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren konuyu derhal gündemimize aldık ve yargının ilgili paydaşlarıyla çalışmaya başladık. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki gerekçeler doğrultusunda değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Çalışma kapsamında İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46’ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin yeniden düzenlenerek;
- Temyiz sınırının davanın açıldığı tarihe göre belirlenmesi,
- Bölge idare mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak ilk kez aleyhe karar verilmesi halinde, kararın konusu temyiz sınırının altında kalsa dahi (581 bin TL) temyiz yoluna tabi olması hususları değerlendirilmektedir.”
NAFAKADA İKİ TARAFLI ADALET
- BAKAN Tunç’a, Yeniden Refah Partisi’nin, TBMM’ne nafaka süresinin 5 yıl ile sınırlandırılması teklifini ve nafaka konusundaki görüşlerini de sordum. Bakın ne dedi:
“Yoksulluk nafakasında ödeme süresi, 1988 yılına kadar 1 yıl iken bu yıldan itibaren süresiz hale gelmiştir. Nafakanın kural olarak süresiz olması, kamuoyunda çok eleştirilen ve gündeme getirilen bir konudur. Özellikle kısa süreli evliliklerde nafaka ödemesinin süresiz bir şekilde hükmedilmesi hakkaniyete uygun görülmemektedir. Hem nafaka alacaklısının hem de borçlusunun hak ve menfaatleri gözetilerek, konunun adalete uygun bir şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir. Bu amaçla, Bakanlığımızca konuya dair bilimsel çalışmalar ile çalıştaylar yapılmıştır. Mukayeseli hukuktaki düzenlemeler detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu kapsamda çözüm önerileri Bakanlığımıza sunulmuş ve alternatif metinler hazırlanmıştır. Konunun hükümet programları kapsamında yetkili kurullarda ele alınması önem arz etmektedir.”
AYM’DEKİ 55 BİN DOSYA DÜŞECEK
- AYM, makul sürede yargılanma hakkının ihlali başvurularını etkili bir hukuk yolu kalmadığı gerekçesiyle incelememe ve mevcut başvuruları düşürme kararı verdi. Çok tartışılan bu karar sonrası nasıl bir düzenleme yapılacağını Bakan Tunç’a sordum: “Anayasa Mahkemesi, makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasına ilişkin başvuruları ilk elden incelemeye devam etmesinin, bu aşamadan sonra temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi açısından bir önem taşımadığını, yalnızca tazminat miktarının belirlenmesinden ibaret bu kararların 55.000’den fazla olduğunu ve artık insan haklarının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamadığını belirtmiştir. Artık bu dosyaları incelememe kararı vermiştir. Diğer başvurular bakımından da düşme kararı verilmesi beklenmektedir. Bu noktada AYM’ne başvuru yapılmadan önce müracaat edilebilecek adli veya idari bir mekanizma kurulmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Konuyu ilgili paydaşlarla da değerlendireceğiz. Biz önerilerimizi ileteceğiz. Bu konuda takdir şüphesiz yüce Meclis’in olacaktır.
Paylaş