1 Haziran 2007, hukuk sistemimizde yeni bir milat. 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5235 sayılı yasa gereği istinaf mahkemelerinin diğer adıyla bölge adliye mahkemelerinin bir ay sonra hizmete girmesi gerekiyor.
Ama ne ne bina var, ne hakim savcı ne de personel. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e, "Erteleme sözkonusu olabilir mi?" diye sordum:
"Böyle bir erteleme yasası gündemimizde değil. Gündemde Cumhurbaşkanlığı seçimi var" yanıtını verdi.
ANKARA’DA DA YAPILACAK
Önce bu mahkemeler nerede kurulacak ona bakalım. Mahkemelerden biri Ankara’da diğer ikisi Erzurum ve Diyarbakır’da yapılacak. Üç binanın da ihale süreci 2006’da tamamlandı ve kazanan firmalarla sözleşmeler 10 Ocak 2007’de imzalandı. İnşaat sahaları yüklenici firmalara teslim edilip, 18 aylık uygulama ve teslim süresi tanındı. Ankara İstinaf Mahkemesi, Eskişehir Yolu’nda yeni CHP binasının tam karşısında kurulacak. İnşaatla ilgili çalışmalar sürüyor, bu ay ortasında bir temel atma töreni planlanıyor.
MALİYET 30 MİLYON AVRO
Ankara ile birlikte çalışmaları süren üç mahkeme, model olacak. "Pilot istinafların" parasının büyük bölümü Avrupa Birliği (AB) veriyor.Üç binanın tahmini maliyeti 30 milyon avro. Bu paranın yüzde 75’ini (22,5 milyon avro) AB, yüzde 25’ini ise (7,5 milyon avro) Adalet Bakanlığı karşılayacak.Projeyi de tamamen bakanlık hazırladı.
TARTIŞMA SÜRÜYOR
İşin öteki boyutu istinaf mahkemeleri ile ilgili tartışmanın hala sürüyor olması. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, 2006 yılı adli yıl açılış konuşmasında, istinafların kuruluşunun "1 Haziran 2010’a ertelenmesini" istedi. Bakan Çiçek bu görüşlere karşı çıkarken bakın ne dedi:
"Bu konudaki 5235 sayılı yasa 2004’te çıktı. 1 Haziran 2005’teki yürürlük tarihinden sonraki iki yıl içinde bu mahkemelerin göreve başlaması öngörüldü. Bu yüzden İstinaf Mahkemelerinin 1 Haziran 2007’de kurulması lazım. Asgari sayıda ihtiyaca uygun yerlerde olacaklar"
İSTİNAF YENİDEN BAŞLAMAK DEMEK
Şimdi de istinafların ne yapacaklarına bir gözatalım. İstinaf, "Arapça" kökenli bir sözcük. "Yeniden başlamak, sözün başlangıcı ve söz başı" anlamlarına geliyor. Yeni bir kanun yolu olarak ise istinaf yerel mahkemenin verdiği hükmü, bir üst mahkemeye başvurup "feshini" isteme anlamı taşıyor. İstinaflar, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında görev yapan ara-üst mahkemeler olacaklar.
ÜST SINIRI BEŞ YILI GEÇEN DOSYALAR İSTİNAFA
Üst sınırı beş yılı geçen dosyalar artık Yargıtay yerine doğrudan istinaflara gidecek. Örneğin 1-3 yıl arasında hapsi öngören yaralama suçu temyize değil istinaf yoluna tabi olacak. "Adam öldürmeye teşebbüs, yaralama" gibi birkaç suçtan örneğin on yılla yargılanan biri toplam cezasının üst sınırı 4 yıl 11 ay 29 gün olursa, dosyası istinafta kalacak. Ölümle sonuçlanması halinde "ağırlaştırılmış müebbetle" cezalandırılan "cinsel saldırı" suçlarının cezası indirimlerle beş yılın altında kalırsa artık bu suç dosyaları Yargıtay yerine istinaf mahkemesine gidebilecek. Temyiz yolu açık olan işlerin ortalama yüzde 80’i Yargıtay’a değil istinafa gidecek.
İSTİNAF İLE TEMYİZİN FARKI NE
İstinaf mahkemeleri ilk derece mahkemelerince verilecek nihai kararları hem "maddi olay" hem de "hukuki" yönden denetleyecekler. Temyizde Yargıtay, yerel mahkemelerden verilen hükümlerin hukuki değerlendirmesini yaparak, "onama" ya da "bozma" kararları veriyor. Temyiz mahkemesi, yerel mahkemelerin kararlarını "usul ve yasaya uygun bulursa onaylıyor", "usul ve yasaya aykırı bulursa" bozup geri gönderiyor. Yani Yargıtay temyizde silbaştan yargılama yapmıyor.
İSTİNAF YENİ BİR KARAR VEREBİLECEK
İstinaflar ise, maddi olayın tespitinde "hata" görürse, yerel mahkemenin verdiği hükümle bağlı olmaksızın davaya yeni baştan görecekler. Yeniden keşif yapacak, tanık dinleyecekler. Delillerle yüz yüze gelecekler. Yargıtay’daki temyizden farklı şu iki yeni karar tipinden birini verecekler:
1- Mahkemenin ilk kararını ortadan kaldırarak, yeni bir karar verecekler
2- İlk kararı onaylayacaklar.
Eskişehir yolunda CHP’nin tam karşısında
İSTİNAF mahkemelerinden biri de Ankara’da Eskişehir Yolu’nda yeni CHP binasının tam karşısında kurulacak. İnşaat çalışmaları sürüyor. Diğer ikisi ise Erzurum ve Diyarbakır’da yapılacak. Üç binanın tahmini maliyeti ise 30 milyon avro olacak.
İstinaf bölecek endişesi
İstinaf mahkemelerine "yeni merci yaratıyor, yargılamayı uzatır", "dosya sayısını azaltmaz", "içtihat karmaşası doğurur", "uygulamadaki birlik bozulur", "öngörülmeyen sorunlar ortaya çıkar" diye karşı çıkanların çok çarpıcı bir iddiası da var. İstinafın, Türkiye’yi "böleceği" endişesi. Adalet Bakanlığı, basında son dönmede yaygın olarak işlenen bu endişeleri ise şöyle yanıtladı:
"İstinaf mahkemelerinin federalleşme ve ardından ülkenin bölünmesine yol açacağı iddiası ise yersiz bir endişeye dayanmakta olup, bilgi eksikliğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İstinaf mahkemeleri, adil yargılanmanın bir gereği olarak tüm çağdaş hukuk sistemlerinde uygulanmaktadır. Bu ülkeler arasında Fransa gibi üniter devletler de bulunmaktadır. Yasası çıkarılan, 7. ve 8. beş yıllık kalkınma planlarında yeralan istinaf mahkemelerinin kurulması milletin iradesi doğrultusunda atılmış bir adım olarak görülmelidir.
Türkiye’de istinaf mahkemelerinin dosya sayısı bir milyonu aşan ve işyükü altında ezilen Yargıtay’ın ve uzun yargılamadan şikayet eden vatandaşın derdine çare olup olamayacağını ise uygulamayla ve zamanla göreceğiz...