Ankara’da diyaliz merkezi tartışması

ANKARA Diyaliz Hastaları Derneği Başkanı Selim Gündüz’ün, Ankara’daki diyaliz merkezleriyle ilgili gündeme taşıdığım sözleri büyük bir tartışma başlattı. Diyaliz merkezi sahipleriyle, orada çalışan doktorlar tepkili. Ama bazıları benim çevremden diyalize giren birçok hasta "Derdimize tercüman olmuş" diye hala arıyorlar.

Sağlık Bakanlığı’nı diyaliz merkezlerinin denetimi konusunda göreve çağıran Gündüz bir şok iddiada daha bulundu ve "Ankara’da bir yıl içinde beş diyaliz merkezi hastasıyla birlikte satıldı ve bu sistem rant kapısı haline dönüştürüldü" dedi. Gündüz’ün bu konudaki iddiaları şöyle:

Ankara’da 4 bin diyaliz hastası var

Sadece Ankara’da 40 merkez 4 bin tane diyaliz hastası var. Hepsine diyaliz için seans başı 138 lira ödeniyor. A diyaliz merkezi hastasını düşünürken, B biri ölse yerine yenisi gelir hiç ilgilenmiyor. Bundan da çok muzdaribiz. Bizim ulaşabildiğimiz hasta sadece 350. Bu kadar üyemiz var. Hasta kaliteli filtreyi, su sistemininin sağlıklı olup olmadığını bilmiyor, su sistemi raporu istemiyor. Sadece, ’Ne yemek veriyorsunuz’ diye soruyor. Biz yatınca ne yiyeceğiz diye soruyor. Su sistemi raporunu getirin diye sormuyor.

Şoför bile hasta transfer ediyor

Bizim üzerimizdeki rant eczaneden başlıyor, diyaliz merkezinin şoförüne kadar uzuyor. Şoför takip edip, hastanın adresini öğreniyor, ’sen bizim diyalize gelsene, biz ne yemekler veriyoruz bilsen’ diye hasta transfer ediyor. Hastalar bilinçsiz. ’Makinanız kaç yılık, filtreniz hangi tip, su sistemiz kaç senelik, raporuna bakabilir miyim’ demiyor.

Memurun diyaliz merkezi var

Sahipleri ya nefrolog, ya profesör, ya Sağlık Bakanlığı’nda memur ya da hastanenin diyaliz bölümünde çalışan memur. Bir rant tezgahı kurulmuş. Hastanenin kapısından giren hastayı kapma yarışı içindeler. Bütün diyaliz merkezlerinin hayat standartlarımızı geliştirecek biçimde bizi insan gibi tedavi etmelerini istiyoruz.

Bir yılda 5 diyaliz merkezi satıldı

Profesör gidip diyaliz merkezi açıyor bir ayda 90 tane hastası oluyor. Düzgün çalışan bir esnaf açıyor, bir senede hastası 50 hastaya ulaşamıyor. Hastaneden profesör devamlı hasta gönderiyor, Bir tane merkez açılıyor. Hasta sayısı 100 olunca satışa çıkarılıyor. Hastasıyla satılık diyaliz merkezleri var. Ankara’da bir yılın içinde beş tane diyaliz merkezi satan var. Hastası olmayan merkezi zaten kimse satın almaz

Düzeltilmezse deşifre edeceğiz

Biz bu konuları defalarca dilekçeyle bildirdik, şikayetçi olduk. Bakanlık, bize ’Bana ne o merkeze gitme. Ya da isim bildir inceleyelim’ yanıtı veriliyor. İl sağlık müdürlüğü, bakanlık herşeyi biliyor. Hastayız oraların isimlerini şimdilik açıklamıyorum. Ama, diyaliz merkezleri düzeltilmezse bildiklerimizin hepsi tek tek kamuoyuna açıklayıp deşifre edeceğiz.

Doktorlar: Filtre konusunda bizim de sıkıntımız var

Diyaliz merkezlerinde görevli doktorların Gündüz’e tepkisini de aktarıyorum. O da şöyle:

"Sayın Gündüz duygusal davranıyor. Açıklamalarında çok önemli tıbbi hatalar var. Yurtdışındaki diyaliz merkezlerinde 24 saat doktor beklemiyor, uzman hemşireler var. Denetim eksikliği, yasal boşluk, yaptırım yetersizliği olduğu doğru.

Devlet diyaliz ücretlerini dondurdu. Seans başına 138 lira ödeniyor. Hangi filtrenin kullanıldığı, kaliteli mi kalitesiz mi denetlenmiyor malesef. Filtre konusunda bizim de sıkıntımız var. Hastaların da doktor ve diyaliz merkezi seçme hakları ve şansları da var. Bunu gözardı etmemek lazım. Ankara’da dünya çapında ödüller kazanan birçok modern diyaliz merkezi var. Tüm merkezleri ve doktorları suçlayıcı tavır içine girmek son derece yanlış."

Amacım sisteme ışık tutmak

Gündüz’ün iddiaları ve beni arayan doktorların görüşleri böyle. Benim amacım ise bu sisteme mercek tutup daha iyi işlemesini ve diyaliz hastalarını tedavi konusunda bilinçli davranmalarını sağlamak. Sizlerden geldiği sürece bu yaşamsal konuda tarafların görüşlerini yansıtmaya tarafsız bir şekilde devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları