Zayıf şişmanlar

Bugün sizinle kilo yönetimi ve kilo verme ile ilgili önemli bir sırrı paylaşacağım. İşte o sır...

Haberin Devamı

“Sağlık, kilo ve metabolik denge üçlüsü” arasında en önemli rol “yağ/kas oranı”dır. Çünkü bu oran büyüdükçe, özellikle de kas miktarınız azaldıkça hızla yağlanırsınız. Eğer fazla miktarda kas kaybederseniz, kilonuz fazla olmasa bile sağlık açısından siz artık “zayıf bir şişman” sayılırsınız.
Bir kilo merkezine gittiğinizde size kas ve yağ miktarlarınızı ölçen “beden kompozisyonu testi” uygularlar. Burada birinci amaç “yağ miktarınız” ve “yağ/kas oranınızı” ölçmek, sonra da kas kaybına yol açmadan sadece yağ fazlanızdan kurtulmanızı sağlayacak doğru bir plan oluşturabilmektir.

SORUN NE?

Metabolik hız bakımından vücudunuzdaki kas miktarı ve yağ/kas oranınız çok önemlidir. Kas miktarınız artıp yağ/kas oranınız küçüldükçe metabolizmanız daha hızlı ve güçlü çalışır. Çünkü daha fazla kas, daha fazla mitokondri demektir.

Mitokondriler hücrelerdeki enerji üretim merkezleridir ve daha fazla mitokondri metabolik gücün artması demektir. Metabolik gücün artması yediklerinizi daha çabuk yakmanızla eş anlamlıdır. Bu nedenle en iyi program yağınızı azaltıp kasınızı arttırmaktır.

Eğer bir kilo verme programında yağ kaybı ile beraber kaslarınızı da kaybederseniz işiniz ciddi ölçüde zorlaşır. Çünkü program bittiğinde kas dokunuzu da kaybettiğiniz için metabolizmanız yavaşlamıştır. Sonuçta artık az yeseniz de kolay kilo alan biri haline gelirsiniz.

Haberin Devamı

Yaşlanınca ya da menopoza girince

Önemli bir noktada şu: Yaşımız ilerledikçe fizyolojik süreçler nedeniyle yağ oranınız artmakta kas kabınız hızlanmaktadır. Yani yaşlanan insanlarda yağ/kas oranının bozulması aslında biraz normaldir. Ama bu da istenirse önlenebilen bir süreçtir. Hiç olmazsa 40’lı yaşlardan itibaren en azından düzenli yürüyerek kas oranlarınızı koruyabilirseniz, yetmiş yaşında bile otuzlu yaşlardakine yakın bir kas gücüne sahip olabilirsiniz.
Kas yağ oranının önemli bir özelliği daha var: Bazı kişilerde aktivite azlığına bağlı ilerleyici kas kaybı o kişileri kası az, yağı bol bir yapıyla karşı karşıya bırakabiliyor. Bu duruma “metabolik obezite” deniyor. Bunlar da aslında “zayıf şişmanlar” grubuna dahil ediliyor. Sağlık açısından fazla yağlı olmanın bütün risklerini taşıyan bu duruma düşmemenin yolu da aynı: Yanlış diyetlerden uzak durmak ve kilo sorununuz olsun ya da olmasın mutlaka ama mutlaka aktif bir hayat sürmede ısrarlı davranmak!

Haberin Devamı

Suya değil sıvıya ihtiyacınız var

Çok sorulan ve merak edilen bir soru olmasına rağmen yanıtı hâlâ karmaşıktır. Ortalama olarak yetişkin bir insan günde 2,0-2,5 litre sıvı kaybeder. Bu da 10 bardak  suya tekabül eder. Bu miktar aktivitenize ve sağlık durumunuza göre de değişir. Ciddi bedensel aktivitelerde, ateşiniz çıktığında, ishal olduğunuzda, idrar söktürücü ilaçları kullandığınızda sıvı kaybınız artar, sıvı ihtiyacınız çoğalır.
Çok karıştırılan bir nokta da “günde 8-10 bardak su içmelisiniz” tavsiyesinin yalnızca su içerek karşılanılması gerektiğinin düşünülmesidir. Çoğumuz, sıvı ihtiyacımıza sudan değil diğer sıvı içeceklerden, gazozdan, koladan, kahve ve çaydan karşılarız. İçtiğimiz çorbadan, yediğimiz karpuzdan, portakaldan, meyve sularından kazandığımız sıvılar da bu rakama dahildir. Yani önemli olan su ihtiyacını gidermek değil, sıvı ihtiyacını gidermektir. Hepsi aynı kapıya varır.
Dikkat edilmesi gereken tek şey, kahve-çay gibi kafein içeren içeceklerin idrar söktürücü etkileri nedeniyle kazandırdıkları sıvıyı çoğu kez kaybettirdiklerinin de bilinmesidir.
Bütün bu süreç devam ederken eğer vücudunuz zaten ihtiyaç duyuyorsa susuzluk hissiniz sizi uyaracaktır. Sırası gelmişken size küçük bir tüyo da verebiliriz.
Yeteri kadar sıvı alıp almadığınızı anlamanın en kolay yolu idrar rengini izlemenizdir. Eğer koyu sarı renkte idrar yapıyorsanız vücudunuzun suya ihtiyacı olduğunu düşünmelisiniz. Ydrar renginiz açık olana kadar su içmelisiniz.

Haberin Devamı

Yo-yo diyetçilerinin kaderi

Kas kaybı Yo-yo diyetçilerinin ortak kaderidir. Başlangıçta sık sık kilo alıp veren bu şanssız insanlar bir süre sonra metabolizmalarının tümüyle durması sonucu artık asla kilo veremez hale gelirler. Bir kez daha tekrarlayalım; bu durumun nedeni kilo verdiklerinde yağ dokularıyla birlikte kas dokularını da kaybetmeleridir.
Tekrar kilo aldıklarında kaybettikleri yağları hemen geri alırlar ama bu durum yağ/kas oranlarını daha da düşmesine, sonuç olarak da kilo probleminin en ağır diyetlerle bile çözülemeyecek bir duruma gelmesine yol açar.

Bağımlılık yaratan yiyeceklere dikkat!

Biz ve kilo sorunu ile uğraşan diğer merkezler beyaz şeker, beyaz un ve yağ içeren yiyeceklerin, mısır şurubu ve fruktozu yoğun şekerli besinlerin kısa bir süre sonra alışkanlık yaptığını düşünüyoruz. Bu sorun özellikle fast food besinlerde önemli bir kilo hazırlayıcısı haline dönüşebiliyor. Bu durumdan kurtulmak da zor değil. Hayatınıza daha çok doğal sebze, bakliyat ve tahıl koymanız yetiyor.

Yazarın Tüm Yazıları