Paylaş
Uykusuzluk yeni bin yılın en mühim problemlerinden biri. Uzmanlara göre, en az kötü beslenme, hareketsizlik stres kadar da önemli.
Sadece hayat kalitemizi düşürmüyor, pek çok hastalığı davet de edebiliyor. Kronik uykusuzlarda hipertansiyona, şeker hastalığına, kalp-damar hastalıklarına, bağışıklık zayıflamalarına hatta kanserlere daha sık rastlanıyor.
Bitmedi! Uykusuzluğun depresyonla ve bunamayla da bağlantılı olabileceği biliniyor. Kısacası uykusuzluk önemli bir mesele.
Mühim bir bilgi de şu: Uykusuz kalan beyin o gün biriktirdiği çöplerini (toksinleri) temizleyemiyor. Zira beynin temizleme yani filtrasyon sistemi olan glenfatik sistem, uyku iyi değilse yeterince çalışamıyor.
Bu sistemin bir özelliği daha var: Glenfatik sistemin daha verimli iş görmesi için yüzükoyun değil de sağ-sol yan yatarak, eğer bu olmaz ise sırtüstü uyumanız öneriliyor.
Özetle, sorun uykusuzluk ise çözüm aramakta fayda var. Ama hangi pozisyonda uyuduğunuz da mühim bir ayrıntı olabilir.
Hareket berekettir
İşleyen demir ışıldar. Nerede hareket orada bereket var. Durmayalım düşeriz.
Bunlar bizim günlük sohbetlerde kullandığımız deyişlerimiz ve sanırım bu gibi deyimler başka bir dilde yok, sadece bizde var.
Şu kesin: Hareket ömrü uzatıyor, tembellik paslandırıyor. Daha önce de yazdım, şu durumun da hiç istisnası yok; “oturmak bedene de ruha da ihanet” anlamına geliyor.
Kısacası “miskinlik” her yaşta herkese yasak. Yaş 40’ı geçince de “aktif yaşam” reçeteli ilaçlar ve vitamin hapları kadar mühim hale geliyor.
Düzenli yürüyüşler kiloya, şekere, kolesterole ilaçsız ayar veriyor. Belleğe, bağışıklığa güç katıp kansere kalkan oluyor. Sizi daha güzel uyutup, daha zinde uyandırıyor.
Kısacası egzersizin her türlüsü ama özellikle her gün yapılan yürüyüşler bulunmaz bir doğal ilaç. Haftaya bu motivasyonla başlamaya, bu hafta günlük ortalamada 7 bin 500 adıma ulaşmaya var mısınız?
Akşam erken yiyin
Ne yediğimiz önemli. Neyi, neyle birlikte yediğimiz önemli. Ne kadar yediğimiz de mühim.
Ama en az bunlar kadar mühim bir ayrıntı daha var? Ne zaman yiyorsunuz? Özellikle akşamları biyolojik ritme yani kronobiyolojiye uygun besleniyor muyuz? Özeti şudur: Akşam sofraları olabildiği kadar hafifletilecek ve akşam yemeği erken yenecek. Yatağa da aç değil ama dolu mide ile de girilmeyecek.
Doğal yoğurt probiyoterapi yapıyor
Yoğurt, süte bazı bakteri türlerinin ilave edilmesiyle elde edilen çok değerli bir besindir. Güçlü bir kalsiyum, vitamin ve protein kaynağı olmasının ötesinde mükemmel bir bağırsak dostudur. Yoğurt üretiminde kullanılan bakteriler sütteki laktozu laktik aside dönüştürür.
Yoğurda ekşimsi tadını ve özel kıvamını veren şey “laktik asit”tir. Yoğurt yapımında kullanılan bakteriler arasında bağırsağa dost, iç dengeyi iyileştiren, bağışıklığı güçlendirip bağırsağın yapısını destekleyen, iyi huylu bakteriler de var. Özellikle laktobasiller ve bifido basillerden zengin ev yapımı doğal yoğurtların sağlık yararları çok fazladır.
Yoğurttaki probiyotik bakterilerin mutsuz bağırsak hastalığı veya hassas bağırsak sendromu gibi isimlerle tanınan soruna da iyi geldiği anlaşılıyor.
Karında şiddetli gaz ve şişkinlik atakları, kramplara bağlı ağrılar, ishal veya kabızlık gibi değişimlerle yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan sorunda, probiyotik bakterilerden zengin yoğurtlar, kabızlık, ishal, gaz, şişkinlik gibi sorunların azalmasını sağıyor.
Unutmayın: Probiyotik bakteriler geleceğin doğal ilaçlarıdır. Bizim düşüncemiz bu bakterilerin sadece hassas bağırsak sendromunda değil daha pek çok sağlık sorununun çözümünde kullanılabileceğidir. Midede H. Pylori adlı bakterinin çoğalmasına engel olarak reflü probleminin kontrolünü kolaylaştıran (L.Reuteri), seyahat ishallerinin iyileşmesini hızlandırarak da (L.Plantarum 299) faydalı olabilen bu çok özel bakterileri içeren besin desteklerini veya bu bakterilerle zenginleştirilmiş yiyecek ve içecekleri önümüzdeki dönemde çok sık konuşacağız. Bu alanın adı çoktan kondu bile: Probiyoterapi!
Simit tamamen yasak mı?
Simit bizim harika bir milli lezzetimiz. Ankara’nın, Nişantaşı’nın bir de simit dükkanlarının sıcacık mis kokulu simitlerini ben de pek beğenirim.
Ama yüksek kalori değeri nedeniyle dörtte bir simitle yetinmeyi de bilirim. Simidin bana göre en büyük marifetlerinden biri üzerindeki susamın bolluğu ve kalitesi, diğeri de hamurunun hazırlanma biçimi ve o hamura eklenen damak lezzetleri.
Makul miktarda ara sıra simit keyfi yapmanın, kaşarlı simitle demli bir çayın keyfini çıkarmanın ciddi bir zararı olmaz bence.
Paylaş