Paylaş
Güvenli gıda tüketimi, en az sağlıklı besin seçmek kadar önemli bir konu. Hızla kentleşen ülkemizde de dünya ölçeğindeki bu olumsuz gelişmeden nasibimizi alıyoruz.
Kentsel nüfus artışı, gıda güvenliği sorununu iyice perçinliyor. Doğa kirlendikçe besin kaynaklarımız da bu durumdan etkileniyor. Satın aldığımız gıdalar, sağlığa zararlı kimyasallar, ağır metaller, virüsler veya mikroplar ile giderek daha çok kirleniyor.
Diğer yandan tüketim artıyor ve üreticiler bunu karşılamak için yeterince sağlıklı olmayan koşullarda üretim yapılabiliyor.
Böyle giderse, güvenli gıdaya ulaşabilmemiz, yiyecek ve içecekleri güvenli ve sağlıklı koşullarda tüketebilmemiz neredeyse hayal olacak. Peki, ne yapmalıyız? Bu konuda birkaç önerim var...
* Sağlıklı ve güvenli gıda tüketmek istiyorsanız, ambalajlı gıda maddelerini tercih edin. Markalı, paketlenmiş, üretim yeri, tüketim koşulları, içeriği ve son tüketim tarihi belirlenmiş bir ürünü tercih edin. Açıkta tutulan gıdalardan, özellikle ambalajsız satılan ve dolayısıyla kirlenme olasılığı yüksek et, süt, tavuk eti gibi yiyeceklerden uzak durun. Etiketini okumadan hiçbir gıdayı kullanmayın. O gıdanın içeriğine, son tüketim tarihine ve ambalajın sağlam olup olmadığına dikkat edin.
* Sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bir süre bekletin. Böylece üzerindeki kimyasallar ve toz toprak iyice akacaktır. Bu suyun içine bir parça sirke eklemek de etkili bir yöntemdir. İşinizi daha da sağlama almak istiyorsanız, sebze ve meyveleri 20-35 dakika tuzlu suda bekletip sonra yıkayın.
* Gıda hijyeni konusunda hassas ve dikkatli olun. Gıdalarınızı temizlemeye, temiz tutmaya, temiz yerlerde saklamaya özen gösterin. Gıdalarınızı temizlerken sakın ama sakın sabun, sıvı sabun, deterjan gibi temizlik maddeleri kullanmayın. Özelikle sebze ve meyveleri bol su ile yıkamadan pişirmeyin, yemeyin.
* Mutfağınızı temiz tutmaya, tezgâhlarınızı ve lavabonuzu hijyenik kullanmaya özen gösterin. Deterjan kalıntılarını iyice temizlemeyi ihmal etmeyin. Deterjan kullanmayı da fazla abartmayın, çünkü içindeki kimyasallar yiyeceklere bulaştığında sağlığımız açısından ciddi tehdit haline geliyor.
* Yemeklerinizi pişirmeden önce ve pişirme süresinde ellerinizi sık sık yıkamayı ihmal etmeyin.
* Gıdaları nerede sakladığınız da çok önem taşıyor. Gıda depolama yerlerinizi dikkatle gözden geçirmeniz yerinde olur. Pişirilmiş gıdaları saklamanız gerektiğinde bu işin oda ısısında mümkün olmayacağını aklınızdan çıkarmayın. Depolama için buzdolaplarını ya da 10 derece altı sıcaklıklardaki soğuk ortamları kullanın.
* Gıdalarınızı yeterince ve gereğince pişirin. Özellikle tavuk, sığır etleri, pastörize edilmemiş sütler, mutlaka en az 70 derece ve üzerinde dikkatlice pişirilmelidir. Donmuş kıyma, kırmızı et, balık ve tavuk etini pişirmeden önce tamamen çözülmesini bekleyin. Çiğ ve pişmiş gıdaların birbiriyle temas etmemesine özen gösterin. Özellikle et, tavuk ve balık pişirirken bu nokta çok önemli. Ayrıca çiğ tavuk ve kırmızı eti birbirine karıştırmayın. Çiğ et ve tavuk hazırlarken kullandığınız bıçak ve kesme tahtasını tekrar kullanmadan önce çok iyi temizleyin.
ÖNEMLİ
Bitkisel ürünler ne kadar güvenli?
Doğal ilaçları, bitkisel ürünleri kullanma konusunda çok hevesli ve istekliyiz. Aslında bu bir gelenek. Yüzlerce yıldır insanlar birçok hastalığın çözümünü şifacıların, lokman hekimlerin hazırladığı bitkisel ilaçlarda bulmuş. Hekimler ise bu konuda iki gruba ayrılıyor. Bir grup bu desteklerin herhangi bir işe yaramadığı görüşünde. Diğer grup ise bazı sağlık sorunlarından korunma, hatta belirli hastalıkları tedavide bitkisel ürünlerden yararlanılabileceğini düşünüyor.
Ben ikinci gruptayım. Herhangi bir sağlık sorununu önlemek ya da bir hastalığı tedavi etmek söz konusu olduğunda önceliğim doğal yöntemler, özellikle bitkisel ilaçlardır. Tek şartım bu ürünlerin hijyenik kurallara, bilimsel esaslara ve farmakolojik yöntemlere uyularak hazırlanması ve uluslararası bir standart olan “iyi ürün” sertifikasına sahip olmasıdır.
Bitkisel bir üründen faydalanmak söz konusu olduğunda çok ama çok dikkatli davranmanızı, önce “güvenlik” ve “bilimsel esaslara uygunluk” prensiplerine sadık kalmanızı tavsiye ediyorum. Ancak bu konuda bazı uyarılarım olacak...
* Bitkisel ürünlerin hepsi her şartta güvenli değildir. Bitkisel bir ürün yeterli ve doğru dozda kullanılmaması halinde hastalığınızı tedavi etme gücünü kaybedebilir. Hatta sağlığınız için zararlı bir ürün haline bile gelebilir.
* Bitkisel ürünler, kullandığınız diğer ilaçlarla ve birbirleriyle ters reaksiyonlara da girebilir.
* Bazı ürünler karaciğeriniz, böbreğiniz, kalbiniz hastaysa sorununuzu daha da ağırlaştırabilir.
* Yaşlılarda, çocuklarda, hamilelerde, organ yetmezliği olanlarda çok ciddi sağlık problemlerine, hatta zehirlenmelere sebep olabilir.
* Bu ürünleri doktor veya eczacınızla görüşmeden, konuşmadan, onların onayını almadan, tavsiyelerini dinlemeden asla kullanmayın. Gazetelerde okuyup televizyonda dinlediklerinizi esas alarak bu ürünlerden hemen faydalanmaya kalkmayın. Bunları eczane dışında satılan yerlerden alsa satın almayın.
* Ürünlerle ilgili sorularınıza aktarların veya eczacı kalfalarının değil, bizzat eczacının yanıt vermesine dikkat edin.
* Eğer reçeteli herhangi bir ilaç kullanıyorsanız bu ürünleri kullanmadan önce o ilacı yazan doktorun iznini alın.
* Karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği gibi bir sorununuza varsa, hamileyseniz bu ürünlerden uzak durun.
Paylaş