Besin üreticilerinin size yeni bir önerileri var: ‘Daha çok sağlık için daha farklı beslenmelisiniz.’ Besinlerin sağlıklı olmaları yanında ‘ek sağlık yararları’ taşımaları son on yılda ön plana çıktı.
Kalbe dost yağlar, bağışıklık güçlendirici sütler ve bağırsak sorunlarını çözen yoğurtlar bizde de tüketime sunuldu. Önümüzdeki yıllarda ilaç görevi gören ‘fonksiyonel besinler’ yaşamımızda çok daha fazla yer alacak.
YİYECEK içecek reklamlarında şu sloganları daha sık işiteceksiniz: Kemiklere güç katan besin, belleği destekleyen çorba, gençleştiren puding, detoks yapan çay, tok tutan makarna... Bu gidişle mesleğe atıldığım yıllarda izlediğim obez bir hastamın dileği bile gerçek olacak: ‘Vitrinleri yedikçe zayıflatan dondurmalar, çikolatalar ve tatlılar dolduracak!..’
Vitamin veya mineral eklenmiş, kalsiyum ve D vitamini ile zenginleştirilmiş süt ve yoğurt zaten biliniyordu . ‘Prebiyotik süt’ ve ‘probiyotik içecek’ ise oldukça yeni kavramlardır. B ve D vitaminleri eklenmiş ekmekler zaten vardı, ama yakında soya, omega-3 ve keten tohumu eklenmiş ekmeklerle de tanışacaksınız. Mineraller ile güçlendirilmiş, C vitamini, B vitaminleri ve karoten eklenmiş meyve sularını son 20 yıldır kullanıyordunuz, bir süre sonra soya sterolleri eklenmiş portakal sularının tadına bakacaksınız. Soya sterolleri eklenmiş margarinleri tüketirken kolesterolünüzün artması bir yana, azaldığını görüp şaşıracaksınız.
İLK HEDEF: DOYMAK
Bu yazımızda sizi beslenmedeki yeni yaklaşımla, ‘fonksiyonel ürünler’ ya da ‘ilaç besinler’ ile tanıştırmak istiyoruz.
1900’lü yıllara girerken karnını doyurmaya razı olan tüketiciler, bir süre sonra sadece karın doyurmanın yetmediğini öğrendiler. Protein, karbonhidrat ve yağları dengeli almalarının gerektiğini, vitamin ve minerallerin önemini fark ettiler. Altmışlı yıllar, diyet fırtınalarının estiği yıllardı. Aşırı kalori tüketiminin yarattığı şişmanlık sorununun önemi bir kenara bırakılıp, az kilolu olmanın ve ince belli kalmanın peşine takıldılar. Protein tozu formülleri, ‘Scarsdale’ diyetleri ile oyalandılar. Hem sağlıklarından oldular, hem de kilolarına yeni kilolar kattılar.
YENİ HEDEF: SAĞLIK
Seksenli yıllar, beslenmeye daha farklı trendler getirdi. Besin üreticileri, tüketicilerin huzuruna vitamin ve mineral katılmış, yağı, karbonhidratı azaltılmış ürünlerle çıktılar. Tüketicinin sadece beslenmesi, hatta dengeli bir gıda rejimi izlemesi yetmiyordu. Vaat edilen biraz daha fazlasıydı: Sağlığı koruyan ve güçlendiren, hastalıkları önleyen bu yeni nesil besinler raflardaki yerlerini alıverdiler.
Ikibinli yıllara yeni bir hamlenin adımları ile girildi: Hedef, sadece doymak veya dengeli beslenmekten daha fazlasıydı artık. Sizi vitaminlere boğan, aşırı kalori tüketiminden koruyan besinlere yeni görevler yüklendi: Bazı sağlık sorunlarını besinlerle önlemek veya (mümkünse) çözmek!
YENİ İSİM: PHOOD
Sağlığı daha da güçlendiren, iyileştiren, hastalıkları önleyen ve neredeyse ‘sorun çözen’ bu yeni yiyecek ve içeceklerin sayıları, her gün biraz daha artıyor. Artmaya da devam edecek. ‘Yiyecekleriniz ilaçlarınızdır’ diyen Hipokratın söyledikleri ikibin yıllık bir rötarla da olsa gerçekleşecek!
İlaç besinlerin kısa adı ‘Phood’. Bu yeni isim, ilaç anlamındaki ‘pharma’ ve besin anlamındaki ‘food’ kelimelerinden üretilmiş. İlaç besinlerin bilinen tanımlamaları ise ‘fonksiyonel besinler’dir. Sıradan besinlerden daha farklı ve güçlü olan fonksiyonel ürünlerin üstlendikleri rol açıkca söylenmiyor, ama mesajları son derece açık: İlaç görevi üstlenmek, ilaç gibi davranmak! Tok tutan protein, karbonhidrat ve yağlardan, işlevsel mineral ve vitaminlerden daha fazlasını sunmak.
Fonksiyonel besinlere ilişkin diğer bilgileri gelecek yazımızda bulacaksınız.
FONKSİYONEL BESİNLER ARTIYOR
Yağı azaltılmış ürünler kilo sorunu olanlar veya kolesterol yüksekliğinden yakınanlar içindir. Damar sertliğinden korunmak isteyenlere ise daha etkili öneriler var: Kolesterolü azaltan margarinler ve meyve suları! Bitki sterolleri ile güçlendirilen ve kalorisi azaltılan portakal suları bazı ülkelerde birkaç yıl önce tüketcilere sunuldu (Heartwise). Soyadan elde edilen doğal kolesterol düşürücü yumuşak margarinler ile alınan sonuçlar gerçekten etkileyici (Benecol, take control). Omega-3 yağları eklenmiş sıvı yağlar ve margarinler, omega-3 içeriği üç, dört kat arttırılmış yumurtalar, keten tohumu ya da suda erir lifler eklenmiş çorbalar ve kahvaltı gevrekleri de kalp ve damar koruması için üretiliyor.
Kalsiyum ve D vitamini destekli fonksiyonel besinler kemik sağlığınızı korumaya, osteoporoz sorununu önlemeyi hedefliyor. Sportmen, egzersize düşkün biri iseniz enerji ieçecekleri sizi bekliyor. Kilonuzu korumak için sadece daha az yağlı (low fat) ve düşük karbonhidratlı (low carb) beslenmeniz yetmiyor. Kana yavaş yavaş karışan, insülin salınımının aşırı uyarımının azaltılmasını glisemik yükü düşük besinlerle (low GI) daha iyi bir sonucu garanti ediyor.
İLAÇ BESİNLER NE İŞE YARIYOR
Bağışıklık sistemini desteklemek
Belleğe güç vermek
Yüksek kolesterolü düşürmek
Kan basıncını dengelemek
Kan şekerini yükseltmemek
Kilo verdirmek
Kabızlık, gaz veya hazımsızlık sorunlarını çözmek
Kemikleri, dişleri desteklemek
Diş çürümelerini önlemek
Antioksidan kapasiteyi yükseltmek
Toksinleri temizlemek...
Yeni öneriler arasında stresi azaltıp, huzur veren, uyku sorununu çözen, cildi güzelleştiren ve gençleştiren ve hatta zekayı destekleyenler ürünler bile var.