Yeni yıl için 10 sağlık tavsiyesi

1- Daha fazla ve daha sık güneşlenin. Bu yıl “güneşlenme” işini yalnızca yaz tatilindeki bir hafta, on günlük sürelere sıkıştırmaktan vazgeçin. Fırsat buldukça ve güneşi yakaladıkça bedeninizle güneşi daha sık buluşturmaya gayret edin. Kış güneşi bile D vitamini üretiyor.
2- Egzersiz konusunda da “daha çok bilgi” hedefleyin. Doğru bildiğiniz yanlışlar neler, yanlış bildiğiniz doğrular hangileri öğrenmeye, anlamaya çalışın. Egzersiz konusu, beslenme kadar önemli. Bu yılı egzersiz yılı bile ilan edebilirsiniz.
3- Seyahat edin. İster egzotik yerler, ister gurme turlar, ister iş kaçamakları, isterseniz de tarihi geziler, sanat organizasyonları fark etmiyor. Yeter ki gezin! Çünkü seyahat etmek özellikle stresi azaltma ve belleği koruma bakımından önemli bir yardımcı. 
4- Fıkra öğrenin. Hem sosyal çevrenizi genişletmek, hem de daha çok kahkaha atıp gülmek istiyorsanız “anti stres etkisi” kanıtlanmış fıkralardan daha çok faydalanın. Yeni fıkralar öğrenin, anlatın, dinleyin. 
5- Şehrinizi yeniden keşfedin. Çoğumuz farkında bile olmadan zamanla yaşadığımız şehirden kopuyoruz. Oysa her şehrin görülebilecek farklı güzellikleri, sanatsal özellikleri, tarihsel zenginlikleri var. Şehir içi gezileri bu yıl daha çok deneyin ve tekrar edin. Bu ziyaretlerin sağlığınıza iyi geleceğinden hiç kuşkunuz olmasın. 
6- Şehir çevresi ziyaretlerini de unutmayın. Bulunduğunuz yerin etrafına 50 kilometrelik bir yuvarlak çizin ve bu alanda kalan küçük köylere, kasabalara günlük ya da gecelik kısa ziyaretler yapın. Farklı doğal özellikler, şaşırtıcı lezzetler, dokular, kokular emin olun size de ilaç gibi gelecek. 
7- Mezarlığa gidin! Şaşırdığınıza eminiz ama zaman zaman tekrarlanan mezar ziyaretleri bu yılın mühim bir sağlık ayrıntısı olabilir. 
Nedeni şu: Geçmişi hatırlamak, sürekli geleceğe yaslanmak yerine günü yaşamak, eskilerin ve eldekileri kıymetini bilmek, şükretmek ve size bu alemi, bu güzellikleri bırakanlara teşekkür etmek için mezarlıklardan daha iyi bir yer olabilir mi? Bu dünyanın geçiciliği, takıntılarınızın lüzumsuzluğu ve daha pek çok sivrilikler, lüzumsuzluklar, fazlalıklar için mezarlık ziyaretleri en etkili törpüleyicilerdir. Deneyin! 
8- İp atlayın. Hava soğuk yürüyüş yapamıyorum! Vaktim yok egzersize zaman ayıramıyorum. Spor salonları çok pahalı, gücüm yetmiyor... Eminiz, sizin de daha birçok egzersiz bahaneniz vardır. 
Egzersizle ilgili bahanelerinizi sıfırlamak istiyorsanız “ip atlayın”. Evde, işte, hafta sonu, parkta, bahçede, her yerde yapılabilecek en ucuz egzersizlerden biridir ip atlamak. 
Ama şunu unutmayın: İyi ve kaliteli bir sonuç için ayağınızda spor ayakkabılarınız olmalı. Çıplak ayakla zıplamak yorar ve bel ağrıtır.
9- Tiyatroya gidin. Unuttuğumuz “güzel hayat” alışkanlıklarından, en eski entelektüel yaşam lezzetlerinden biridir tiyatroya gitmek. Binlerce yıllık bir “insani alışkanlık”tır. 
Ve emin olun ki genlerimize kadar işlemiş görsel ve duyusal bir sanatsal etkinliktir. O genleri yeniden uyandırmak istiyorsanız bu yılı tiyatro yılı ilan edebilirsiniz. 
10- Eski öğretmenlerinizi ve sınıf arkadaşlarınızı hatırlamaya çalışın. Sadece isimlerini hatırlamakla yetinmeyin, ulaşabildiklerinizi telefonla arayın. Yakınınızda olanları ziyaret edin. 
Hatta imkan bulursanız yanınıza eski sınıf arkadaşlarınızdan bazılarını da alın, bu ziyaretleri birlikte yapın. Eskiye dönmek bazen geleceği daha iyi görmenin en kolay yolu olabiliyor.

KESİP SAKLAYIN

13 maddelik bir “iyi hayat” reçetesi

- Doyum sağlayacak kadar bir amaç 
- Geçinebilecek kadar bir iş 
- Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik 
- İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl
- Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat
- Kendini sevecek kadar öz saygı
- Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu
- Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret
- Sorunları çözecek kadar yaratıcılık
- Her an gülecek kadar mizah duygusu 
- İyi bir yarını bekleyecek kadar umut
- Hayatı bütün değerleri ile yaşayacak kadar bir sağlık
- Sahip oldukların için şükran duygusu.

Not: Reçete Ernie Zelinski’den alınmıştır ve bu sayfada her yıl tekrar tekrar yayınlanmaktadır. Ben denedim: Etkili bir sonuç için yarısını yapmanız bile yetiyor, siz de deneyin!

Hangi takviye?

Hangi kalsiyum: Kalsiyum sitrat veya kalsiyum glisinat.
Hangi magnezyum: Magnezyum glisinat veya sitrat.
Hangi çinko: Sitrat tuzunun daha etkili olduğunu düşünüyorum.
Hangi CoQ10: Klasik, yağda eriyen, soft gel formu bana göre daha güvenli.
Hangi omega-3: Daha çok EPA istiyorsanız balık kökenli olanını, daha çok DHA arzuluyorsanız havyar (balık yumurtası) ya da krill oil kaynaklılarını tercih edin. 
İkinci grupta özellikle de havyardan elde edilen omega-3’lerde daha yüksek oranda kolin ve fosfolipid var ve bunlar özellikle beyin açısından çok önemli maddeler. 
Hangi alfalipoikasit: Başka içeriklerle (örneğin Coenzim ile) kombine edilmemiş yapısal olarak da “R-Alpha Lipoic Acid” formunda olanlarını tercih etmekte fayda var. 
Hangi omega-6: Önceliği hiç düşünmeden Gama Linoleic Acid’e (GLA) veriniz. Yani prime rose oil’i tercih ediniz.

BİR SORU

Süt karşıtı efsaneler ne kadar doğru? 

Sütün özellikle çocuklar için önemli bir besin olduğu kesin. Bebeklere anne sütü, çocuklara süt lazım. Güçlü protein yapısı ve kalsiyumdan zengin oluşu süt ve ürünlerinin besleyici özelliğini artırıyor. 
Zaten bu nedenle de “besleyici hayvansal ürünler” denince akla önce süt ve süt ürünleri (yani yoğurt, ayran, peynir, kefir gibi besinler) geliyor.

Süt ve ürünlerinin besleyiciliğin yanında lezzetli ve keyif verici özelliklerinin de olduğu kesin. Ama karşı düşüncede olanlar da yok değil. İleri sürülen en önemli itiraz “laktoz hassasiyeti”. 
Sütte bulunan ve bedensel laktaz eksikliği olanlar için gaz, şişkinlik, ishal gibi sorunlara yol açabilen laktoz hassasiyeti iyi bilinen ve zannedildiği kadar önemli olmayan bir sorun. 
Bir hastalık olmaktan ziyade de genetik bir yapılanma kusuru. Bedeni yeteri kadar laktaz enzimi üretemeyenler için süt üreticilerinin alternatif “laktozsuz ya da laktozu azaltılmış” ürünleri var. 
Süt ve süt ürünleriyle ilgili bir diğer itiraz da “kazein” ile ilişkili ama bu itiraz da bilimsel kanıtlara dayanmaktan ziyade “internet dedikodusu” düzeyinde kalıyor. Genel kanaat süt ve süt ürünlerinin besleyici gıdalar olduğu noktasında. Şu bilgileri de bir kenara not ediniz: Süt ve ürünleri çocuk ve yetişkinlerin yetişmeleri için önemli bir besinler. Tok tutucu, doyurucu ve kalsiyumdan zengin yapıları nedeniyle süt ve ürünleri kilo kontrolünde faydalı. Ayrıca kalp damar hastalıklarına ve kan basıncı yüksekliğine karşı da koruyucu faydaları var. 
Diğer taraftan düzenli süt ve süt ürünü tüketiminin şeker hastalığına yakalanma olasılığını azaltabileceğini gösteren yayınlar var. Tabii ki bu arada kemikleri ve dişleri de unutmamak lazım. Özellikle çocuklar ve yaşlanan kadınların kemik bütünlüğünü koruyabilmeleri için süt ürünlerine ihtiyaçları olduğu unutulmamalı.