Paylaş
Malum, yaz akşamları oldukça uzun, sofrada geçirilen saatler diğer mevsimlere oranla daha fazla. Bu da eğer dikkat etmezseniz gereğinden fazla kalori yüklenmenize yol açabiliyor. Sonuçta daha kolay kilo alıyorsunuz.
Geç saatlere kadar bir şeyler yemenin yarattığı sorunlardan biri de özofagus reflüsüdür. Özellikle alkolle birlikte yatmadan hemen önce tüketilen besinler bütün geceyi reflüye bağlı mide sorunlarıyla geçirmenize yol açabiliyor.
ALKOLE DİKKAT!
Bu uzun yaz akşamı yemeklerinin bir sorunu da akşam saatlerinde alınan alkoldür. Diğer mevsimlerde daha seyrek olan alkol tüketimi yaz aylarında, özellikle akşam sofralarında artabiliyor. Bu hatayı hele bir de gündüz saatlerine de taşırsanız yani sıcak gündüz saatlerinde de alkol alırsanız günahınızı üçle hatta beşle bile çarpabilirsiniz.
Kısacası yaz akşamları yemeği hafifletmekte ve alkol tüketimini kontrol altında tutmakta fayda var. Bu dikkat hem kilonuzu kontrol için hem karaciğerinizi korumak hem de reflü problemlerinden kurtulmak için son derece önemlidir.
MEYVEYİ ABARTMAYIN!
Yaz günahları arasına mutlaka aşırı meyve tüketimini de eklemek lazım. Biz millet olarak meyve tüketimi fazla olan bir toplumuz. Meyveyi seviyoruz. Ülkemizde meyve bol ve ucuz. Ama ne var ki sağlık için son derece faydalı olan meyve tüketimi de abartıldığında bir “sağlık günahı” haline gelebiliyor. Aşırı meyve tüketimi kilo almayı kolaylaştırıyor.
Özellikle glisemik yükü fazla, fruktoz içeriği yüksek olan karpuz, incir, üzüm gibi meyveler bu konuda son derece uyanık davranmamız gereken besinler. Bu üçlüde fazla miktarda fruktoz var. Bilindiği gibi fruktoz doğal bir şeker ama fazla tüketildiğinde o da tıpkı glikoz ya da sakaroz gibi-bakkal şekeri- sağlığa zararlı bir besin haline dönüşebiliyor.
Fruktozun fazlası= kilo artışı
Yetişkin bir kişinin günlük fruktoz tüketimi ortalama 20-30 gram civarında olmalı. Bu rakam 50 gramı asla aşmamalı. Fruktozun fazlası hem ürik asiti hem de trigliserid seviyelerini yükseltiyor. Yüksek oranda fruktoz alınınca- yani karpuzu, üzümü, inciri bol yediğiniz zaman- önce kanınızda yağlar artıyor ve aynı zamanda da insülin direnciniz tetikleniyor.
Anlatmak istediğim şey şu: Eğer meyveyi abartırsanız özellikle karpuz, üzüm, incir gibi tatlı meyveleri gereğinden fazla yerseniz -hele hele bir oturuşta bir tabak meyveyi bitirirseniz- kilonuzu kontrol etmeniz de trigliserid ve ürik asit seviyelerinizi dengelemenizde imkânsız hale geliyor.
Glisemik yükü azalt, hafifle!
DİYET TÜYOSU
Saat başı açlık hissediyorsanız, doyduğunuz halde yemeyi bırakamıyorsanız metabolik bir sorununuz olabilir. Karbonhidrat metabolizmanızda (şeker dengenizde) bir sorun var ise bunun için mutlaka bir uzman hekime başvurmalısınız.
Yapılacak tahlillerin sonucunda sorun belli olduktan sonra hekiminiz size uygun tedaviyi başlatırken diyetisyeniniz de size bir beslenme programı ayarlayacaktır. Özellikle tek besine dayalı ve çok düşük kalorili diyet yapmaktan kaçınmalısınız. Yediklerinizin kalorisi, içeriği, glisemik yükü sizin için çok önemli. Lif oranı yüksek, karbonhidrat ve yağ oranı iyi ayarlanmış bir diyete ihtiyacınız var.
Diyetin glisemik yükünü azaltmak için öneriler;
- Beyaz ekmek yerine esmer ekmek (buğday, yulaf, çavdar...)
- Pirinç yerine bulgur
- Sade poğaça yerine, peynirli kepekli poğaça
- Meyve suyu yerine kabuklu meyve (soymadan)
- Unlu çorba yerine sebzeli çorba
- Patates püresi yerine fırında kabuklu patates
- Bisküvi yerine yulaf kepeği
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Çok kırışan kolay kırılıyor!
KÖTÜ HABER
Kırışıklıklar kadınların ortak sorunu; olmasını geciktirmek için de olunca yok etmek için de çok çaba ve çok para harcıyorlar. Hem cilt, hem kemik için vazgeçilmez olan kollajen azalması tüm bu dertlere yol açıyor.
Yale Üniversitesi’nden Dr. Lubna Pal ve arkadaşları 114 denek üzerinde çalışmışlar ve daha fazla kırışıklığı olanın kemiklerinin de daha zayıf olduğunu belirlemişler.
Cildi olumsuz etkileyenlerin başında güneş ışınları, sigara ve beslenme yanlışları geliyor. Güneş ışınları kemikler üzerinde hiçbir olumsuz etkiye sahip değil ama hem sigara hem de kilo yönetiminde başarısız olup yo-yo diyetlerle beslenme dengesini bozmak kemik yoğunluğunu derinden etkiliyor. Kilosunu koruyan cildini ve kemiklerini koruma konusunda önemli bir adım atmış oluyor.
Dr. Evren ALTINEL
Paylaş