Yaş 50, daha yolun yarısı

Yaşlanmayı kimse istemez. Yaşlandıkça sağlık sorunlarınızı daha güç atlattığınızı ve bu sorunlarınızla daha zor baş edebildiğinizi, hastalıkla geçen günlerinizin daha çok uzadığını hissedersiniz. Yürümenizde, işitmenizde, anlama ve anlatma yeteneklerinizde, hareket ve kuvvet özgürlüğünüzde sinsice ilerleyen bir azalma yaşam keyfinizi tehdit etmeye başlar. Ama yaşlılığın bütün sorunlarıyla baş edebilmek mümkün.

YAŞLANDIKÇA sevinçleriyle ve sorunlarıyla evinizi dolduran çocuk çığlıkları birer birer uçup gitmeye başlamıştır. Dostlarınız, yaşıtlarınız, arkadaşlarınız başka dünyaların dönülmez yolculuklarına çıkmaktadır. Pek hoşlanmasanız da yaşlandıkça bedensel görünümünüz de değişmektedir. Boyunuz kısalmakta, cildiniz kırışmakta, saçlarınız beyazlamakta ya da dökülmektedir. Daha da kötüsü unutkanlık, cinsel güç kaybı keyfinizi fevkalade kaçırmaktadır. Uyku sorunları, yorgunluk yavaş yavaş yaşamınızın bir parçası haline gelmektedir. Kolesterol yüksekliği, hipertansiyon sağlığınızı tehdit etmekte, kan şekerinizdeki oynamalar, ürik asit yüksekliği, böbrek ve karaciğer fonksiyonları azalması gibi sorunlarla daha çok uğraşmaktasınız. Hiç kimse böyle bir tablonun ne bütünü ne de bir parçası veya dekoru olmak istemez.

Bütün bu sorunların ötelenmesiyle daha uzun ve daha iyi bir yaşam mümkün müdür diye soruyorsanız cevabımız ‘‘evet’’ olacaktır. Yaşlanmayı geciktirici önlemlere ne kadar erken başlarsanız, yaşlılığı öteleme, genç ve geç yaşlanma şansınız da o kadar fazladır. Gençliğinizde alacağınız bazı önlemler, edineceğiniz sağlıklı yaşam alışkanlıkları uzun ve sağlıklı bir yaşamın ilk adımları olacaktır. İşte size daha geç ve genç yaşlanmanıza rehber olacak, 20'li yaşlarda edinebileceğiniz başlıca sağlıklıyaşam değişimleri. Bu değişimleri ne kadar erken uygulamaya koyabilirseniz, Cahit Sıtkı'nın ‘‘35 Yaş’’ sınırını erteleme şansınız o kadar fazla olur.

Ruh sağlığınıza önem verin

Daha az eleştirin, daha çok övün, daha az tartışın, tartışmalarda hep kaybeden siz olun! Olumlu ve yapıcı davranmaya özen gösterin. Zaman zaman hayatı dinlemeye ve kendinizle baş başa kalmaya, keyifli, korkusuz hesaplaşmalar yapmaya zaman ayırın. Kendinizle paylaştığınız bu sessiz zamanların hayatı daha iyi ve daha uzun hissetmenize yardımcı olacağından kuşku duymayın. Kendinizle tanışın, kendinizle dost olmaya çalışın.

Kendinize iyi bakmayı öğrenin

Kas ve kemiklerinizi takviye edin: Düzenli egzersiz ve hareketli bir yaşam tarzı benimseyin. Yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almayı ihmal etmeyin.

Damarlarınızın yaşlanmasına izin vermeyin: Kolesterol, kan şekeri, trigliserit, ürik asit ve homosistein seviyenizi izleyin. Kan basıncınızı kontrol altında tutun. Daha çok egzersiz ve daha az stresi bir alışkanlık haline getirin.

Dengeli beslenin: Daha az yiyin. Kaliteli, besin değeri yüksek ürünler tüketin. Hayvansal yağları daha az, zeytinyağını daha çok kullanın. Temel yağ asitlerini, antioksidan destekleri, temel amino asitleri yeterince aldığınızdan emin olun. Gerekiyorsa flavonoid, karotenoid, vitamin ve mineral desteklerinden yararlanın.

Ağız bakımınıza özen gösterin: Dişlerinizi düzenli fırçalayın. 6-8 ayda bir diş hekiminize uğramayı ve diş bakımınızı yaptırmayı unutmayın.

Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun: Gerekli aşılarınızı yaptırmayı unutmayın. Düzenli uykunun, egzersiz ve dinlencenin bağışıklık sisteminizi güçlendirici yararlarından faydalanın.

Bunları az tüketin: Alkolü, kafeini, beyaz unu ve tuzu ölçülü tüketmeye özen gösterin.

Sigaradan ve sigara dumanından sakının: Sigara içmeyin. Çevrenizde sigara içilmesine engel olun. İşyerinizde sigara yasağı uygulayın. Sigara içilmeyen otelleri, restoranları, kafeleri ve ulaşım araçlarını tercih edin.

Belleğinizi güçlü tutun: Belleğinizi zayıflatan her şeyden uzak durun. Bellek güçlendirici önerileri sabırla ve özenle uygulayın. Yeni şeyler öğrenmeye açık olun. Yeni bir dil, yeni bir hobi, yeni bir oyun için şansınızı deneyin!

Gereksiz yere ilaç kullanmayın: İlaçları sadece doktor tavsiyesiyle kullanın. gereksiz yere, gereğinden yüksek dozda ve lüzumsuzdan uzun süre kullanılan ilaçların sizi yaşlandırabileceğinden kuşku duymayın.

Hayatın bir parçası olduğunuzu unutmayın

Sosyal ilişkilerinizi geliştirin:
Güvenli ve keyifli dostlukları, arkadaşlıkları çoğaltın. Yaşamı paylaşın. Sosyal organizasyonlarda, yardım kuruluşlarında görev alın.

Hayata olumlu bakın: Pozitif bir bakış açısı stres düzeyini azaltır, iyilik halinizi çoğaltır, güven duygunuzu destekler, sevginin gücünden yararlanmanızı sağlar. Daha çok gülümseyin, daha çok iyilik dileyin. Sadece kendiniz ve aileniz için değil, çevrenizdekiler için paylaştığınız yaşam için olumlu beklentiler düşleyin. İyi şeyler dileyin.

Bütçenizi iyi izleyin: Ortalama yaşam süresinin uzaması ‘‘emekli’’ olarak geçireceğiniz sürenin artmasına yol açmıştır. Yaşlarınızı güvence altına almayı unutmayın. Gelir kaynaklarınızı korumaya, giderlerinizi izlemeye özen gösterin.

Güvenli bir sağlık desteği aldığınızdan emin olun: Kaliteli ve güvenli bir sağlık programına üye olun. Sağlık programınızın sizi bedensel ve ruhsal bir bütün olarak izlediğinden, modern tıbbın olanaklarından yeterince yararlandırdığından, sizi tedavi etmekten çok hastalıklara karşı koruyucu önlemleri önemsediğinden, acil bir durumda mümkün olan en kısa sürede yanınızda olacağından emin olun. Düzenli bir sağlık dosyası oluşturun.
Yazarın Tüm Yazıları