Watson doğru mu söylüyor

DNA üzerinde yaptığı çalışmalar ile Nobel ödülü kazanan Amerikalı biyolog James Watson’un yeni yayınlanan bir makalesi sadece sizin değil, bizim bile kafamızı karıştırabilecek iddialar içeriyor.

Haberin Devamı

Biyolog Watson’a göre antioksidan içeriği zengin yiyeceklerin bizi kanserden korumak bir yana dursun kansere davetiye çıkarma ihtimali bile bulunabiliyor!

Watson’un “gerekçeli kararı”na da girerek kafanızı daha fazla karıştırmak istemiyorum ama size şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Antioksidandan zengin besinler yiyip içmeye devam edin. Sofralarınızda karnabahara, kırmızılahanaya, pancara, havuca, vişneye, kiraza, böğürtlene, çileğe, siyah üzüme, yeşil biber, marul, dereotu, fesleğen, naneye daha sık yer açın.

Bu sağlık dostu yiyeceklerin sizi sadece kanserden değil, damar sertliğinden, bellek problemlerinden, obeziteden ve daha pek çok hastalıktan koruyacağından şüphe etmeyin. Mümkünse bunları hapla, şurupla değil de sebze, meyve, bakliyat şeklinde kazanmaya gayret edin.

NE YAPMALI?

Sadece özel bir istisna var ki o çok önemli: “Eğer kanser hastasıysanız, kanser tedavisi görüyorsanız ya da kişisel sağlık hikayenizde kanser öyküsü varsa, sadece antioksidan zengini besinleri yiyip yememe konusunda değil, prensip olarak genelde “nasıl besleneceğiniz” hakkında en doğru kaynaklardan bilgi edinin.
Her duyduğunuza, aldığınız her tavsiyeye itibar etmeyin.

Özetle biyolog Watson’u en azından şimdilik, yani iddialarını kanıtlayana kadar bir kenara bırakın, antioksidan zengini yiyecekleri gönül rahatlığıyla yemeye devam edin.

BİR NOT

Haberin Devamı

En ünlü 11 antioksidan

1. C vitamini: Her türlü taze sebze ve meyve
2. E vitamini: Tam tahıllar, fındık, ceviz, et, balık, tavuk, yumurta, bakliyat
3. Likopen: Domates, karpuz, kan portakalı, pembe greyfurt
4. Rezveratrol: Kırmızı üzüm ve çekirdeği
5. Antosiyaninler: Vişne, kiraz, siyah erik, kırmızılâhana
6. Beta karoten: Havuç
7. Sulforafan: Brokoli, lahana, karnabahar
8. Allisin: Sarmısak
9. Kuversetin: Elma, soğan
10. Kateşinler: Yeşil ve siyah çay
11. Çinko: Deniz ürünleri, bezelye, bakliyat

UZMAN GÖRÜŞÜ

Uykusuzluk hipertansiyona yol açabiliyor

Mayıs 2006’da Hipertansiyon Tıp Dergisi’nin yayınladığı bir rapora göre uzun süreli uyku kaybı -azlığı- yüksek kan basıncı (hipertansiyon) riskini artırmaktadır. Yaşları 32 ile 86 arasında olan 4 bin 810 katılımcı ile yapılan araştırmada; yaşları 32 ile 59 arasında olan ve günde 6 saatten az uyuyan katılımcılardaki yüksek kan basıncı riski 6 saatten fazla uyuyan katılımcılara kıyasla 2 kat daha fazla bulunmuştur.
Bu ilişki 59 yaşından yaşlı katılımcılarda çok belirgin değildir. Daha önceki çalışmalarda uyku apnesi ile kardiyovasküler hastalıklar arasında ilişki bulunmuştu. Fakat uyku kaybının uyku bozukluğu olmayan bireylerde de kan basıncını etkileyip etkilemediği net değildir. Bu çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılara göre, kısa süreli uyuyan kişilerde (günde 6 saatten az uyuyan) ortalama 24 saatlik kan basıncı ve kalp atım oranı artmaktadır. Bu durum zamanla sürekli yüksek kan basıncı durumuna dönüşebilir.  - Dr. Evren ALTINEL

Yazarın Tüm Yazıları