Paylaş
Onlardan biri de yaşlı hücrelerin zamanı gelince devreden çıkmaları, yani hayatlarına son vermeleridir. Eğer bu süreç doğru işlemezse yaşlı hücreler ürettikleri toksinler ve iltihap tetikleyicisi aracı moleküller ile genç hücrelerin vazifelerini hakkıyla yapmalarına engel olabiliyorlar. Ama ne var ki bazen “ZOMBİ HÜCRELER” olarak tanımlanan bazı hücreler hepimizin merakla izlediği korku filmindeki zombiler gibi ölümü adeta reddedip biraz önce anlatmaya çalıştığım olumsuz süreçlerin devreye girmesine sebep olabiliyorlar. Bu durumda adeta bir “yaşlı hücre çöp yığını” içinde kötü ve tatsız yaşlanıyor, kronik hastalıklarla boğuşarak ömrümüzün sonunu beklemek zorunda kalıyoruz. Diğer taraftan yaşlanma süreci yalnızca “HÜCRESEL ÇÖP SORUNU” yani bir çöp yığını içinde boğulma meselesinden de ibaret değildir. Telomerlerimizin kısalması, yaşlı ve yapısı bozulmuş proteinlerin kötü ve yanlış katlanarak birikmesi de en az zombi hücreler kadar önemli birer yaşlanma tetikçisidir. Peki, bu süreçler önlenebilir mi? Önlenemeseler bile yavaşlatılabilir mi? Bu soruların yanıtı yazımızın başlığında zaten var. Peki, o sözcüklerin anlamları neler? Hazırsanız buyurun...
İYİ HABER
YAŞLANMANIN SIRLARI YAVAŞ YAVAŞ ANLAŞILIYOR
GEÇTİĞİMİZ son 20 yılda önceki 100 yıla oranla çok daha fazla “YAŞLANMA SIRRI” keşfettik. Neticede de bu sırların kötü olanlarına çözüm üretecek yeni bir bilim alanı ortaya çıktı: SENESCENCE/YAŞLILIK BİLİMİ! Bu yeni bilimsel alan son yılların en çok ilgi çeken yaşlılık çalışması alanlarından biridir. Ve bu alanda çalışan pek çok merkez ve biliminsanı özellikle yukarıda belirttiğim zombi hücrelerle mücadele konusunda yeni moleküller arayışı içindedir. O moleküllere “SENOLİTİK”ler ve o moleküller ile planlanan tedavilere ise “SENOTERAPİ” adı veriliyor. Senolitik moleküllerin neler olduğunu merak ediyorsanız bir sonraki yazımı beklemenizi tavsiye ederim.
AKLINIZDA OLSUN
ETKİLİ BİR İYİ YAŞLANMA EGZERSİZİ: ÇÖMELME
DAHA önce de yazdım, kötü yaşlanmanın en önemli sabotajcılarından biri de kas kaybıdır. Kas kaybını azaltmanın en etkili yollarından biri ise düzenli ve ısrarla yapılan çömelme egzersizleridir. Nedenine gelince...
- Çömelme egzersizi, büyük kas gruplarınızın çoğunu çalıştırır: Kalça, bacak ve sırt kaslarınızı aktifleştirir.
- En etkili güçlendirme egzersizlerinden biri kabul edilir.
- Düşmelere engel olmanın garantisidir.
- Size ciddi ölçüde kalori harcatır, kilo dengesine yardımcıdır.
- Harika bir dolaşım desteğidir.
- Kas ve kemik erimelerinin ilacı gibidir.
İYİ BİLGİ
ALZHEİMER’A DİKKAT
KÖTÜ yaşlanmanın en korkutucu sonuçlarından biri de Alzheimer hastalığıdır. Ve üzülerek belirteyim yaşlılık sürecinde Alzheimer’a yakalanma olasılığı giderek daha erken yaşlara kaymaktadır. Bu nedenle hem Alzheimer hastalığından korunmak hem de beyin ve sinir sistemi yaşlanmasını frenlemek için daha 50’li yaşlardan itibaren alışkanlık haline getirmemiz gereken bazı önleyici tedbirler var. İsterseniz gelin o önleyici tedbirleri bir kez daha hatırlayalım.
KESİP SAKLAYIN
ALZHEİMER’A FREN 10 ÖNERİ
İLK 5
1- D vitamininizi izleyin, 70-100 aralığında tutmaya gayret edin.
2- B12 eksikliğine dikkat edin, 700-900 aralığını hedefleyin.
3- Bel çevrenizi genişletmeyin. Erkekseniz 100, kadınsanız 90 santimetrenin altını hedefleyin.
4- İnsülininizi 5’ten, HbA1’inizi 5.5’ten düşük; açlık kan şekerinizi 90 civarında tutun.
5- Tansiyondan korunup her yaş için 12/8’in altını hedefleyin.
İKİNCİ 5
1- Beslenmenizde şekeri ve unu sınırlayın, trans yağlılardan uzaklaşın, kalori tüketiminizi azaltıp bitki bazlı besinlere yoğunlaşın, kırmızı et ve hayvansal yağlara sınır getirin, daha sık ve bol Omega 3 zengini (DHA) besin (balık, ceviz), epigallokateşin deposu içecek (yeşil çay), ferulik asit bombası gıda (yulaf, havuç, domates), folik asit ve koenzimQ10 dükkânı yeşillik (ıspanak, pazı), proantosiyanidin eczanesi mor/kırmızı siyah sebze ve meyve yiyip için, magnezyum zengini besinleri (çekirdekler, bakliyat, kuruyemişler) ihmal etmeyin.
2- Uykunuzdan taviz vermeyin, uyku kalitenizi iyileştirin.
3- Sakin, huzurlu, inanç dünyası zengin dostluk/arkadaşlık ilişkileriniz; her konuda “makul”e odaklı, stresi yönetilebilir düzeyde bir yaşam tarzınız olsun.
4- Aktif olun, her gün yürüyün veya başka bir aktivite yapın.
5- Kronik iltihaplardan korunun, hsCRP’nizi 1’in altında tutun. İmkân varsa homosistein seviyenizi de takibe alıp 12’yi aşmamasına dikkat edin.
Paylaş