Paylaş
Haşimato hastalığı bir salgın hızı ile yaygınlaşıp hipotiroidi ile boğuşanların sayısı artınca tiroidin çok çalıştığı HİPERTİROİDİ sorununun pabucu dama atıldı.
Oysa hipertiroidi de en az hipotiroidi kadar mühim. Ayrıca Haşimato da her zaman hipotiroidi ile seyretmiyor, bazen hipertiroidi ile de başlayabiliyor. İşte bu nedenle hipertiroidinin yani tiroid bezinin aşırı hormon ürettiği hallerin ne gibi belirtileri olduğunu da az çok bilmemiz gerekiyor.
O belirtilerin en sık görülenlerini aşağıdaki kutuda özetlemeye çalıştım. Buyurun...
Tiroit beziniz hızlanınca...
◊ Çok yemek yiyor ama kilo veriyorsunuz. İştahınızda bir artma var ama kilo alacağınız yerde aksine kilo veriyorsunuz.
◊ Kendinizi çok yorgun hissediyorsunuz. Hatta dinlenirken bile kaslarınız ağrıyor. Merdiven çıkarken kalça kaslarınızda ağrı hissediyorsunuz ve bir yerden bir yere giderken nefes nefese kalıyorsunuz.
◊ Uyku bozukluklarından şikayetçisiniz. Bir türlü uyuyamıyorsunuz, uyusanız bile sık sık uykunuz bölünüyor. Gün boyunca uykulu olmanız beklenirken aksine kendinizi devamlı fazla uyarılmış, 8-10 bardak kahve içmiş gibi hissediyorsunuz. Hipertiroidide bunun aksi de gözlenebilir, yani bir türlü uyanamazsınız ve devamlı uyumak istersiniz.
◊ Sıcağa tahammül edemiyorsunuz. Herkes kazakla otururken size ince bir bluz bile fazla geliyor. Menopozdaki sıcak basmasına benzemiyor, sıcaklık hissi sanki hiç geçmiyor gibi. Devamlı yanıyor, terliyor ve günde birkaç defa çamaşırlarınızı değiştirmek zorunda kalıyorsunuz.
◊ Ruh haliniz değişti. Gergin ve sinirlisiniz. Kolayca öfkeleniyorsunuz. Ya da bir süredir depresyondasınız. Özellikle 50-60 yaşlarını geçen kişilerde tiroit fazla çalıştığı zaman, apatetik tirotoksikoz denen çevreye ilgisizlik, kayıtsızlık, yaşamdan uzaklaşma gibi bir durum da ortaya çıkabilir.
◊ Çarpıntılardan yakınmaya başlıyorsunuz. Durup dururken kalbiniz hızlanıyor, kalp ritminiz bile bozulabiliyor.
◊ Cinsel güç kaybı, adet düzensizlikleri, izah edilemeyen ishaller, el titremeleri de hipertiroidinin işaretleri olabiliyor
Anti kanser 8 tavsiye
◊ Kanser hücreleri çok hızlı çoğaldıkları için en hızlı enerji kaynağı olan şekerle beslenirler. Yani, şeker hem kansere yakalanmayı kolaylaştırıyor hem de kanserle mücadeleyi zorlaştırıyor.
Aşırı şeker tüketimi, özellikle insülin direnci olanlarda, direnci tetikleyerek çeşitli kanserlere yol açabiliyor. İnsülin direnciyle ilişkilendirilen kanserlerin başında meme, kolon ve karaciğer kanserleri geliyor.
◊ Salamura yiyeceklerin sindirim sistemi, özellikle de mide ve yemek borusu kanserlerine yakalanma riskini artırdığı biliniyor.
◊ Nemli bir ortamda saklanmış kırmızı pul biber, yer fıstığı, diğer küflenmiş kuruyemişler ve tahıllarda karşımıza çıkan aflatoksin ciddi bir kanser tetikleyicisidir.
Bu toksinin sindirim sistemi ve karaciğer kanseriyle ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcut.
◊ Sosis, salam gibi et ürünlerindeki nitrit ve nitratların kalın bağırsak ve mide kanseriyle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
◊ Çok sıcak yiyecek ve içeceklerin de sindirim sistemi açısından risk oluşturduğu artık kesinleşti. Yemeklerinizi ve içeceklerinizi ılık tüketmeye özen gösterin.
◊ Barbeküde pişen etlerin ve benzer şekilde karamelize olmuş ya da yanmış yiyeceklerin de kanserojen olduğunu unutmayın.
◊ Hazır yiyeceklerde bulunan trans yağ asitlerinin de kanser açısından önemli bir risk faktörü olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın.
◊ Yiyeceklere bulaşan kimyasal maddeler de tehlikeli olabiliyor. Bu nedenle özellikle meyve ve sebzeleri iyice yıkamadan asla yemeyin.
Anti kanser bir kokteyl
Büyük kaybımız mükemmel ve mütevazı bilim insanı rahmetli Prof. Ahmet Aydın hocanın bu mükemmel karışımını herkese ama öncelikle de “kansere karşı bağışıklığımı nasıl güçlendirebilirim?” diyenlere tavsiye ediyorum...
“Bir tatlı kaşığı toz zerdeçalı bir çay kaşığı toz zencefil, bir çay kaşığı taze çekilmiş üzüm çekirdeği, bir çay kaşığı taze çekilmiş ısırgan tohumu, bir çorba kaşığı taze çekilmiş keten tohumu, iki diş ezilmiş sarımsak, bir kase kefir ya da ev yoğurdunun içine ekleyin.
Sonra üstüne bir tatlı kaşığı sızma zeytinyağı, biraz kekik, kuru nane ve kırmızı pul biber ekleyin.
Bu baharatların miktarını damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz. Soğuk olduğu zaman daha da lezzetli olan tarif hem çok besleyicidir hem de antioksidan güç verir. Dilerseniz doğranmış salatalığın üzerine koyup bir nevi cacık da yaratabilirsiniz.”
Haşimato hastasıysanız...
◊ Hastalık teşhis edildikten sonra iyot, tuz ya da tuz ihtiva eden herhangi bir ilaç kullanmamalısınız.
◊ Hormon desteği alsanız bile en az yılda bir kez tıbbi değerlendirmeden geçmelisiniz.
◊ Tiroit hormonu yanında selenyum desteğinden faydalanmanız hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olabilir.
◊ İlacınızı aç karnına alın (tiroit hormonları aç karnına alındıklarında daha iyi emiliyorlar). Eğer midenize zarar verirse tok karnına da kullanabilirsiniz ama dozun mutlaka buna göre ayarlanması gerektiğini aklınızda bulundurun.
◊ Tiroit haplarınızı demir ve kalsiyum içeren hapları ile aynı anda almayın. Ayrıca aç karnına kullanılan mide haplarını da bir başka öğünde almaya çalışın.
◊ Gebe kalırsanız bunu doktorunuzla görüşün. Gebelik süresince ve doğum sonrasında doktorunuzun daha dikkatli bir kontrol planı oluşturması gerekir.
◊ Haşimato hastalarının depresyon, diğer bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik yorgunluk sendromuna daha sık yakalandıklarını unutmayın.
Kramp yapan ilaçlar
Kimi zaman kas krampları, kullandığınız ilaçlardan da kaynaklanabilir. Kramplara neden olan ilaçlardan bazıları:
◊ Kolesterol ilaçları
◊ Nifedipin içeren tansiyon ilaçları
◊ Kemik erimesi tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar
◊ Furosemid ya da thiazid içeren idrar söktürücüler
◊ Parkinson hastalığında kullanılan ilaçların bazıları
◊ Sinameki içeren laksatif ilaçlar
◊ Solunum tedavisinde kullanılan ve içlerinde albuterol maddesi bulunan bazı ilaçlar
◊ Bronş genişleticiler
◊ Kemoterapi ilaçları
Paylaş